Yüreğimden fışkıran bir “âh” mıdır gözlerin
Beni benden koparan “eyvah” mıdır gözlerin
Bu gözler o aydınlık, o leylî gözler değil
Yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin
Ses midir, aynalarda çarpan kulaklarıma
Kürdili hicâzkâr mı, segâh mıdır gözlerin
Arif Bey’i, Itri’ye zindanı Leyla kılan
Nihavent mi, sultân-ı yegâh mıdır gözlerin
Kubbesinde yitirdim zaman duygularımı
Akşam mıdır, gece mi, sabah mıdır gözlerin
Her köşede zifiri bir muamma bırakan
Gönül memleketimde seyyah mıdır gözlerin
Renkler âvâre; sitem başıboş kuytularda
Mavi midir, yeşil mi, siyah mıdır gözlerin
Yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin
ZÜMRÜDÜANKA
Serin bir rüyanın hatırınadır
çektiğim dünya ağrısı.
Bir hayalden geldim ben,
bir hayal verdim sana,
mavi-yeşil bir hatıra:işte dünya
ruhum! ovada sert es, yamaçta sus,
ırmakta ağla.
İşte dünya kapısı, işte dünya kederi
ister dağının gölgesinde dur, ister
incirin neşesine vur
ağrı kendini ve tamamla.
Yarın öbür gün, Arap çeteleri ile sarılacaksınız, Peygamber'in torunları, Ravza'nın yeşil kubbesine kurşun atacaklar. İstanbul elden gidiyormuş gibi telaşlanarak, size Anadolu'nun bağrından Türk yavruları göndereceğiz.
Siz, Peygamber torunlarının ateş ve açlık çemberi içinde, bir hurma kurusu bulamayıp deriniz iskeletinize yapışmış ölürken, Anadolu çocukları iskorpitten çürüyüp düşen ağızlarının yaraları içinde kavrulmuş çekirge çiğnemeye çalışarak, yürekten Fatma'nın, Ebu Bekir'in, Ömer'in ve Muhammed'in sandukalarını savunacaklar.
Ta Şam'a kadar üç gün üç gece süren demiryolunun iki tarafını Anadolu Türkleriyle kuşatacağız. Arap kesesine Anadolu altını ve Arap kursağına Anadolu'nun rızkını akıtacağız.
Şaka değil, İslam emperyalizmi yapıyoruz. Arap cenbiyele- riyle bağırsakları deşilerek, etleri çöl güneşinden kavrulmuş olanlar! Sizler, ey Sarıkamış'ın buzdağı üstünde donmuş olanların kardeşleri, siz hep, pomatlı bir yüz derisinin kapladığı boş bir kafanın içindeki bomboş bir hayalin kurbanları değil misiniz?
Sevgili Buhara yavrusu, o hayal dahi, senin yurdunda, babandan on yıl sonra, seni buraya sürüyen kara fikirler uğruna, Rus kurşunları altında parçalanıp ölecekti.