Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Féanor'un Noldor'a yaptığı konuşma
"Neden, ey Noldor'un halkı" diye bağırdı, neden bizi ve hatta kendi ülkesini bile düşmandan koruyamayan garezli Valar'a hizmet etmeliymişiz? Hem, şimdi düşmanları olan, onlarla aynı soydan gelmiyor mu? Bundan böyle intikam saatidir benim için ama öyle olmasaydı da babamın katilini ve hazinemin hırsızının sülalesiyle aynı topraklar üzerinde yaşamazdım. Zaten bu yiğit halkın tek yiğidi de ben değilim. hepiniz birden Kralınızı kaybetmediniz mi? Dağlarla deniz arasındaki bu daracık topraklarda hapsolmuşken, kaybetmediğiniz ne kaldı geride? Bir vakitler buralarda Valar'ın Orta Dünya'ya çok gördüğü ışık parıldıyordu, oysa artık karanlık her şeyi örtmüş vaziyette. Nankör denize beyhude yaşlar döken, sisler altında kalıp gölgelere boğulmuş bir halk olup elimiz kolumuz bağlı yas mı tutacağız ebediyen? Yoksa kalkıp dönecek miyiz yurdumuza? Özgür bir halkın gezinip dolaşabileceği Cuiveénen'de, apaçık gökyüzündeki yıldızların altında tatlı tatlı akıyor sular ve geniş topraklar yayılıyor olabildiğine. Orada da duruyorlar hala; bir çılgınlığa kapılıp terk ettiğimiz her şey bekliyor bizi. Kalkın gidelim! Bırakalım bu şehir ödleklerin olsun!
"Ben ve şu an beni dinlemekte olan sizlerin çoğu henüz çocukken, Nirnaeth Arnoediad Savaşı'nın gerçekleştiği sene yaşananlarla ilgili şu anlatacağıma kulak verin: O şanlı savaş alanında Cüceler ejdere karşı durmayı başarmış ve hatta Belegostlu Azaghâl mızrağını ona öyle derinlemesine saplamış ki, Glaurung gerisingeri Angband'a kaçmak zorunda kalmış." Bunları söyledikten sonra kılıcı Gurthang'ı kınından bir hamlede çekip çıkaran Turambar onu havaya kaldırırken, izleyenler Turambar'ın elinden bir alev demetinin fırlayıp göğe yükseldiği izlenimine kapıldı. Bunun üzerine hep bir ağızdan bağırdılar: "Brethil'in Kara Dikeni!" "Brethil'in Kara Dikeni," diyerek onlara katıldı Turambar. "Düşmanlarımız ondan korksa iyi olur, çünkü sizi temin ederim ki, ejderha Glaurung'un ve aynı soydan gelen tüm benzerlerinin o dikenlerle kaplı derisi her ne kadar demirden daha sağlam olsa da, karınları bir yılanınki kadar yumuşaktır. Bu da demek oluyor ki, Brethil'in yiğit savaşçıları, ne yapıp edip Glaurung'un karnını hedef almalıyım."
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar tarafından kurulmuş yönetimlerden biri olan soydan geçen monarşi, en gülünç olmakta herhalde ilk sırayı alır. Gerçekten, şöyle bir düşünülürse, babanın ölümüyle henüz kundakta olan bir çocuğa tıpkı basit bir sürüye sahip oluyormuş gibi, bir ulusun iyeliği kalmakta ve bu çocuk öbür insanlarla eşit değil, üstün olmaktadır. Buna ciddi olarak akıl erdirilebilir mi? En yiğit savaşçıların ve en yetenekli yurttaşların, doğal haklarından vazgeçip bu kundaktaki bebeğe yaklaşarak diz çöktüklerini ve ona sarsılmaz bağlılık gösterilerinde bulunduklarını göz önüne getirip şaşmamak olası mıdır?
BİR RESiM ÖNÜNDE
Güldün, bu kasılmak seni güldürdü; o kaşlar, Bir ok gibi ateşli bakışlarla donanmış Gözler, o bakırdan göğüs, atlar vaziyette Bir kaplanın endamı kadar tez ve kanatlı Görkemli tavırlarla ve arslan bazularla Asabını oynattı ... Bu soydan ve doğuştan Mertlik sana taa ilk atalardan, ve onursal Bir armağan; elbet bu yiğit, has kanı bir gün İnsanlığa can vermek için harcayacaksın; Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin!
Sayfa 147 - Halûk'un Defteri'nden
- Osmanlı!.. Gökçen'in de sende gönlü var. İleride sevginin azalmayacağını bilsem bu iş şimdiden olsun derdim. Birbirinize denksiniz. O çok güzel ve yiğit olduğu gibi, sen de yakışıklı ve çok yiğit kişisin. O çoban kılığı içinde yüce bir soydan geldiği gibi, sende sipahi kılığı içinde büyük bir beğ soyundansın.
Ah Féanor, ortadünyanın Prometheus'u musun sen?
"Neden, ey Noldor'un halkı," diye bağırdı, "neden bizi ve hattâ kendi ülkesini bile düşmandan koruyamayan garezli Valar'a hizmet etmeliymişiz? Hem, şimdi düşmanları olan, onlarla aynı soydan gelmiyor mu? Bundan böyle intikam saatidir benim için, ama öyle olmasaydı da babamın katilinin ve hazinemin hırsızının sülalesiyle aynı topraklar üzerinde yaşamazdım. Zaten bu yiğit halkın tek yiğidi de ben değilim. Hepiniz birden Kralınızı kaybetmediniz mi? Dağlarla deniz arasındaki bu daracık topraklarda hapsolmuşken, kaybetmediğiniz ne kaldı geride?"
Reklam
"Osmanlı!... Gökçen'in de sende gönlü var. İleride sevginin azalmayacağını bilsem bu iş şimdiden olsun derdim. Birbirinize denksiniz. O çok güzel ve yiğit olduğu gibi, sen de yakışıklı ve çok yiğit kişisin. O, çoban kılığı içinde yüce bir soydan geldiği gibi, sen de sipahi kılığı içinde büyük bir beğ soyundansın. Ama sonunuzu göremiyorum sipahi."
Bozkurt Destanı
Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı. Burada, Hunlarla aynı soydan olan Gök Türkler otururdu. Bir gün Göktürkler So Ülkesinden ayrıldılar. Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı. Kağan Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. On altı kardeşten birinin annesi bir kurttu. Annesi GöktürkIerce en kutsal yaratıklardan biri
Feanor
"Neden, ey Noldor'un halkı," diye bağırdı, "neden bizi ve hattâ kendi ülkesini bile düşmandan koruyamayan garezli Valar'a hizmet etmeliymişiz? Hem, şimdi düşmanları olan, onlarla aynı soydan gelmiyor mu? Bundan böyle intikam saatidir benim için, ama öyle olmasaydı da babamın katilinin ve hazinemin hırsızının sülalesiyle aynı topraklar üzerinde yaşamazdım. Zaten bu yiğit halkın tek yiğidi de ben değilim. Hepiniz birden Kralınızı kaybetmediniz mi? Dağlarla deniz arasındaki bu daracık topraklarda hapsolmuşken, kaybetmediğiniz ne kaldı geride?"   "Bir vakitler buralarda, Valar'ın Ortadünya'ya çok gördüğü ışık parıldıyordu, oysa artık karanlık her şeyi örtmüş vaziyette. Nankör denize beyhude yaşlar döken, sisler altında kalıp gölgelere boğulmuş bir halk olup, elimiz kolumuz bağlı yas mı tutacağız ebediyen? Yoksa kalkıp dönecek miyiz yurdumuza? Özgür bir halkın gezinip dolaşabileceği Cuiviénen'de, apaçık gökyüzündeki yıldızların altında tatlı tatlı akıyor sular ve geniş topraklar yayılıyor alabildiğine. Orada duruyorlar hâlâ; bir çılgınlığa kapılıp terk ettiğimiz her şey bekliyor bizi. Kalkın gidelim! Bırakalım bu şehir ödleklerin olsun!"