Bu uzun dingin yılların beni ne hale getirdiğinden utanıyorum. Hâlâ "kalıcı bir bağlılığı" ya da "aşka benzer herhangi bir şeyi" yürütebilir miyim? Bir buluşmayı, günlüğümün sondan bir önceki bahsi haline getirmeden, dolu dolu, kendimi kaptırarak yaşayabilir miyim?
İçtenlikle söylemem gerekirse cevap "hayır". Hayır, artık sevemem. Ve en üzücüsü, buna üzülmüyorum bile. Kalp yerine diken diken olmuş bir kirpi taşıyorum.