Artık minik elli çocuklar tarafından çalınmıyor kapılarımız bayramlarda. Çünkü senin ölüm haberini duyunca, erken büyüdü bizim köyün çocukları. Aklar düştü mutluluklarına...
Kaldı işte...
Gülen yüzüm çocukluğumda,
Aşka inancım onda,
Mutluluğum bir salıncakta...
Sonra o gitti, ben düştüm, kanayan dizim iyileşti.
O gelmedi. O gelmedi ve ben büyüdüm.
Bir gülüşü vardı, çocuk parkında oynayan masum çocukların gülüşlerini andıran.
Gözleri vardı, bayram sabahı yol gözleyen yaşlı teyzelerin gözlerine benzeyen. Gözlerini dikip beklediği o yolda, ben olamadım beklenen.
Evet okuyorum. Epeyce okuyorum ve bunun bende ciddi etkileri oluyor. Yıllar önce okuduğum bir şeyi yeniden okuduğumda kendimde taze güçler hissediyorum. Kitapların kalbine kadar inip onu tümüyle kavrayarak ondan kendime yeni destekler ediniyorum.
Dünyada sevdiğim çok az kişi var. Bazen bir insanı çok iyi tanıdığımı sanıyorum. Ama yanılıyorum. Bir insanı tanımak için bazen beş yıl bile yetmeyebilir. Veya o insanı tanırım. Ama yıllar sonra tanımadığımı anlarım. Belki de nedeni o insanın yıllar sonra değişmesidir.