Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
174 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Selam dostlar, Bugün size naif bir kalemle yazılmış duygu dolu bir hikayeyle geldim. Yazarımız @brnnalbantlar hanımefendinin yüreğinden cümlelere dökülen duygularla yazılmış olan kitabımız #ikiköybirşehir i okuduktan sonra duygularıma hakim olamadım. Gözyaşlarıyla kapattığım kitap bende derin hisler bıraktı. Aziz yüreğimi dağladın be çocuk...
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202425 okunma
DDKO
Kürdler çok farkında olmasa da, devlet bu örgütlenmeyi kendisi için büyük tehlike olarak gördü. 12 Mart Darbesi'nin gizli gerekçelerinden biri de, DDKO çevresinde meydana ge- len Kürd Uyanışı'dır. Devlet, örgütün iki yıl bile yaşamasına izin vermemiştir. Yirmi yıl sonra, zamanın Başbakanı Süley- man Demirel, "Doğu Mitingleri ve DDKO örgütü, Türki- ye'nin başına büyük sıkıntılar çıkartmıştır." diyecektir. 159
Reklam
"Ve öldürücü çalışma isteği, o para hırsı; böylece geçen bir, iki, on, yirmi yıl... Yıllar ilerledikçe ağırlık omuzlarına daha çok biniyordu. Meğer başarılı bir yolda yürüdüğünü sandığı halde başarısızlığa doğru dörtnala koşuyormuş da haberi yokmuş. Gerçekten de öyleydi. 'Başkalarının gözünde iyi yaşıyor görünürken hayat ayaklarımın altından akıp gidiyormuş... Şimdi de ölmeye hazırlan bakalım.” Tolstoy, İvan İlyiç'in Ölümü
108 syf.
·
Puan vermedi
Eda Albayrak'ın kaleminden 4. sınıftan itibaren öğrencilerinin okuyabileceği bir kitap. 14 punto ile yazılmış. Annesi ve babası ile birlikte dedesini ziyarete giden bir çocuğun şifreli bir kitap bulmasıyla başlayan bir macerayı konu almış. Bir adet teknik olmayan bir şifreleme var kitap boyunca. zaten yorulmayalım diye hemen ilerleyen
Cebirce
CebirceEda Albayrak · Abm Yayınevi · 201916 okunma
Nazım Edda İskandinav mitleri hakkındaki bilgimiz, başlıca üç kaynağa dayanmaktadır. Bunlardan ilki, birbiriyle bağlantılı ama dağınık metinlerden ve kısa ya da orta uzunluktaki şiirlerden oluşan Nazım Edda'dır. Bu derlemenin kalbini, 'Kraliyet Elyazması' anlamına gelen Codex Regius oluşturmaktadır. Bu şekilde adlandırılmış olmasının sebebi, bu elyazmasının, Danimarka ve İzlanda hükümetleri arasında 1971 yılında varılan bir anlaşma gereği anayurduna geri götürülmeden önce, yüzyıllar boyu Kopenhag'daki Kraliyet Kütüphanesi'nin hazinelerinden biri olarak kalmış olmasıdır. Codex Regius, İzlanda'nın Hıristiyanlığı resmî din olarak kabul etmesinden yaklaşık olarak üç yüzyıl sonra, 13. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmış bir tirşe elyazmasıdır. Bu elyazması, on bir tanesi mitolojik konuları ele alan, on altı tanesi ise nesir tarzındaki iki ek metinle birlikte Germen eskiçağının erkek ve kadın kahramanları hakkında yazılmış olan, toplam yirmi dokuz şiir içermektedir.
Doğal biyolojik evrimin sonucunun kendini göstermesi için en azından yirmi bin yıl gerekir ama insan medeniyeti beş bin yıllık bir tarihe ve modern teknolojiyse iki yüzyıla sahip sadece. Bu da demek oluyor ki modern bilimin çalışmaları bugün ilkel insanların beyinleriyle yapılmakta.
Reklam
On ya da yirmi yıl önce meydana gelmiş şeyler için belleğin yok, bu yüzden, iki bin yıl önce söylediğin akılsızlıkları tekrarlayıp duruyorsun. Daha da öteye, akılsızlıklarına, "ırk", "sınıf", "milliyet", dinsel zorlama ve sevgi yasağı gibi akılsızlıklarına, kene gibi yapışıyorsun."
Sayfa 99 - Cem YayıneviKitabı okudu
Sonra Montag yukarı uzanıp havalandırma sisteminin ızgarasını çekerek çıkardı ve elini epey içeriye uzatıp sağdaki bir başka kayar metal levhayı hareket ettirerek bir kitap çıkardı. Kitabı bakmadan yere attı. Elini tekrar kaldırıp içeri sokarak iki kitap daha çıkardı ve elini indirip iki kitabı yere attı. (...) İşi bitince, karısının ayaklarının dibinde yatan yirmi kadar kitaba baktı.
Sayfa 78 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Gerçekten tüm sağlık çalışanlarına saygım sonsuz...
"Bir acil servis hemşiresinin yirmi yedi saat uykusuz çalıştığını biliyor musun! Yirmi yedi saat boyunca uyumamış ve acil servise gelen herkese, kafasına balta saplanmış bir mafya mı istersin, kendini balkondan attığı için boynu kırılmış bir uyuşturucu müptelası mı, kocası tarafından kemikleri kırılmış bir kadın ya da babası tarafından komaya sokulmuş bir çocuk mu... yardım ederdi. Tüm pislik acil servisteydi! Ve tüm bunların arasında çalışan annemi on iki sene boyunca yükseltmediler bile! Neymiş, gülümsemiyormuş!" dediği anda durdu, kafasını kaldırıp Numi'ye bakıp isyanla, "Yirmi yedi saat uykusuz, şehrin tüm pisliğinin yarasıyla uğraşan bir kadın nasıl gülümsesin?!" diye itiraz etti.
Sayfa 414
176 syf.
·
Puan vermedi
Dostoyevski'nin henüz yirmi dört yaşında kaleme aldığı İnsancıklar, Rus edebiyatının ilk toplumsal romanlarından biri kabul ediliyor. Sınıf çatışması, edebiyat sevgisi ve hayata tutunma çabasının iki dostun mektuplarıyla anlatıldığı bu eser, büyük yazarın okuyucunun karşısına çıktığı ilk kitabı. "Aynı eski, bildik eşyalara bakındım durdum. Aynı gri, kasvetli eşyalara... Eskisinden farklı görünmüyorlardı. Peki o mürekkep lekeleri, masa, aynı sandalyeler. Zaten önceden gördüklerim miydi gerçekten? Evet, aynılardı, tamamen aynılardı hem de. Peki, o zaman ben neden durduk yere yeniden doğmuş gibi davranmıştım ki? O ruh hâlinin sebebi neydi? Benim için birden güneş doğmuş, gökyüzünü maviye çevirmişti de o yüzden. Neden öyle olmuştu? Neden bazen, gerçek olmasa da, tatlı kokular bahçeye dolmuş gibi oluyor? Benim aptalca hayal gücümün ürünü olsa gerek hepsi. Bazen insan duygusallığa sürüklenip hayatının neye benzediğini unutuyor. Hatta heyecanından gereksiz heveslere kapılıp kendini kandırıyor işte."
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Kapra Yayıncılık · 202162,5bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.