Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
NAZAN BEKİROĞLU’NDAN BİR HİKMET AKSOY KİTABI: KARINCA İZLERİ M. NİHAT MALKOÇ Ömrünün dört yılı(o da Erzurum’daki üniversite hayatı) dışında, yarım yüzyılı aşkın bir zamandan beri Trabzon’da, kendi tabiriyle suyun kıyısında, yaşayan Nazan Bekiroğlu sadece Trabzon’u değil, bütün Türkiye’yi kucaklayan bir değerimiz ve değerlimizdir. Üniversite
ÇAYLAR ŞİRKETTEN -1 Şiire Yorum Yapın İstanbul - Ankara - Kayseri Adana - Antep - Mardin Bursa - İzmir - Bodrum üç yıldır gider gelirim 302 Mercedesin arka koltuğunda
Reklam
Yusuf Kaplan
Önümüzü açacak bir öncü kuşak için 100 Kitaplık Okuma Listesi 20 Kasım 2016, 04.00 Yusuf Kaplan Yusuf Kaplan Tüm Yazıları Bu ülkedeki eğitim sistemi pozitivist, ezberci ve hâlâ Batı-merkezci. Kendi dünyamızı, tarihimizi, toplumumuzu bile seküler-Batılı perspektiflerle öğretmeye kalkışıyor çocuklarımıza. Ödünç akılla, ödünç bir
Kahraman Tazeoğlu'na da haber verin, gelip şiir görsün.
I Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi, açlığım; bir deri bir kemik, sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaraylı ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka! geçitlerinde yasaklanmış mevsim hatıralarıyla sana nereden geleyim? Artık her ses içimdeki bir sözün
Uluma (Howl)
“Uluma” (Howl) sadece Beat edebiyatının değil, o güne kadar yazılmış tüm lirik edebiyatın en gaddar dille yazılmış ancak bir o kadar da etkileyici, gözlerimizi kimi zaman yuvalarından çıkaran, kimi zaman ise yaşlarla dolduran şiiridir. Uluma terbiyesizce yazılmıştır, bir Columbia Universitesi mezununa hiç yakışmayacak cinsten dizelerle doludur,
Kısa bir alıntı yapılamayacak kadar güzeldi.
Füruğ FERRUHZAD - Gece Görüşmesi Ve o şaşırtıcı yüz Konuştu benimle pencerenin öbür yanından ve dedi ki: «Hak, açıp gözünü görenindir Ben ürkütücüyüm yitme duygusu gibi Ama gene de tanrım, Nasıl korkulur benden? Sisli çatıları üstünde gökyüzünün Hafif ve başıboş dolaşan Bir uçurtmadan başka Hiçbir şey olmayan benden? Aşkımı, isteğimi, nefret ve
Reklam
Umutsuzluk Şiiri
Sis koyu ve sonsuz, çünkü unutmalıyım denizin tuzlu dalgalarının beni fırlattığı yeri. Vardığım ülkenin ilkbaharı yok: yalnızca beni bir anne olarak saklayan uzun gecesi.Uluyor yel evimin çevresinde ve hıçkırıyor. Bir cam gibi kırıyor çığlığımı. Ve beyaz ovaların sonsuz ufukları boyunca görüyorum görkemli ve acılı günbatımının ölümünü.Kimi çağırabilir ki buraya düşmüş kadın, yalnızca ölüler O'ndan daha çok yol gidebilirse? Kendileriyle sevdiklerinin kolları arasından sessiz ve katı bir denizin yükselişini yalnızca ölüler görür.Limanda beyaz yelkenleri parıldayan gemiler geliyorlar kimselerin bilmediği ülkelerden; açık-gözlü tayfaları bilmiyorlar ırmaklarımı ve geliyorlar denizlerimin ışığını görmemiş solgun meyvalarla.Ve boğazıma bir düğüm gibi takılan sorunun yanından geçişini gördüm onların, yitip gittiğini, yenildiğini: yabancı lisânlar konuşuyorlardı, yaşlı annemin altın ülkelerde türkü söylediği canlı dili değil.Toz gibiydi mezara düşen kar, bir ölümlü gibi görüyorum sisin büyüyüşünü, ve delirmemek için saymıyorum her bir saniyeyi, çünkü uzun gece yeni başladı daha.Görüyorum yenik ovaları ve topluyorum kederlerini, çünkü yitik manzaraları görmeye geldim. Kardır gördüğüm yüz pencerelerimden; her zaman düşsün o beyaz ışık göklerden! -Gabriela Mistral
335 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.