Allah'ın habercisine açtığı bir mucize bahçesi- dir bu. Allah'ın razı olduğu kişiye Tufan bile bir sı- ğınaktır.
Ey inanmış insan! Sen, Allah'ın birliğini ve kudretini ilân eden sancaklarla donanmış gemiye koş ve sığın, Tufan gelmeden önce.
Gemi yapılmakla çağırmaktadır. Peygamber onu yapmakla çağırmaktadır seni.
İşte, Nuh'un Gemisi, böylece her vakit inan- mış olanlar topluluğunu sembolleştirdi. Her za- man inananlar bir araya gelmeli ve yol gösterici-
nin etrafında toplanıp inkâr ve isyan bataklıkla-
rından kurtulmaya çalışmalıdırlar.
Sayfa 37
Hz.Musa
Zulümde boğulan bir halka,suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir: suları yarıp geçme yolunu.
Sayfa 99Kitabı okudu
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.»
Uvertür
Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
*
Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Kitap. Eşsiz sevgili. Dilsiz dost. Bilginin yol arkadaşı."
Kitap, eşsiz sevgili, dilsiz dost, bilginin yol arkadaşı.
Yaşam verme ve yaşamı koruma yetisi en büyük yetenek olarak görülür ve böylece yaratıcılık da hasete yol açan en derin neden olur. Hasetin yaratıcılığı hedef alan bozucu etkinliğine Milton'un Yitik Cennet'inden örnek verilebilir. Tanrı'ya haset duyan Şeytan, Cennet'i gaspetmek istemektedir; Cennet'teki göksel yaşamı bozmak, kirletmek üzere Tanrı'ya savaş açar ve Cennet'ten atılır; öteki düşmüş melekleriyle birleşir ve Cennet'e rakip olarak Cehennem'i kurar. Artık Tanrı'nın yarattığı her şeyi tahrip etmeye yönelen yıkıcı güç haline gelmiştir. Bu teolojik düşüncenin Aziz Augustinus'dan geldiğine inanılır; Augustinus, yıkıcı bir güç olan Haset'e karşı yaratıcı bir güç olarak tanımlamıştır Yaşam'ı. Bu bağlamda, Korintoslulara Birinci Mektup'ta da şöyle denir: "Sevgi, haset duymaz."
Sayfa 48Kitabı okuyor
Ölüm, Maria'ya yabancı değildi; çocukluğundan beri onun yol arkadaşıydı-hep yakınında durur, omzunun tam üstünde süzülürdü. Kimi zaman Yunan mitolojisindeki kötü ruhlu bir tanrıça tarafından sevdiği herkesi kaybetmek üzere lanetlendiğini hissediyordu.
Sayfa 40Kitabı okudu
Daha önce değindiğimiz gibi ailenin kurumsallaşması ve cinselliğin kurallara bağlanması, (antropolojinin hepten ihmal etiği ve ancak psikanalizin pekâlâ ortaya çıkardığı) gizli sorunlardan oluşan bir yumağın çocuk veya yetişkin, kadın veya erkek her bireyde ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Mutasyon, genetik mesajın kopyalama yoluyla aktarımı sırasında oluşan bir "gürültü"ye bağlanabilecek bir bozukluktur. "Gürültü", bu iletilen enformasyonda bir "hata" ya yol açar ve bu hata da yeni canlı sistemde bir yozlaşmaya sebep olmalıdır. Ancak, bazı durumlarda "gürültü", daha zengin bir karmaşıklığın ve yeniliğin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durumlarda hata, enformasyonu bozmak yerine onu zenginleştirir.
Sayfa 107Kitabı okudu
İletişim bağlamında, bir enformasyonun aktarımını karıştıran veya çarpıtan her bozukluk "gürültü"dür. Bir enformasyonun, yayılımına göre her türlü yanlış alımı ise hatadır. Gelgelelim yapay mekanizmalarda düzensizlik, gürültü benzeri hataya dair ne varsa sistemin entropisini artırır; yani
sistemin bozulmasına, yozlaşmasına ve düzensizleşmesine yol açar.
Örgütlenme ve enformasyon kavramları bir kere ilişki içinde düşünülürse, entropi kavramı da sadece düzensizlik kavramıyla değil, aynı zamanda (düzensizlik yaratan) gürültü ve hata kavramlarıyla da ilişkilendirilmiş olur.
Sayfa 106Kitabı okudu
Tüller Ve Silah
Önü denizle başlayan rüzgârlı bir kasabadaydık.
Sanki yıllardır oradaydık. her şey düzelecekti.
Orada doğmaya çabalayarak öldük.
Meleğim nehir kanatlarını uzaklıklarda yıka şimdi.
soğuktu, ısınamıyorduk. Bu kadar yakınken. Aramızda
yalnızca o hava boşluklarının dolaştığı odalardaydık.
Biriken bütün rüzgârlar işte orada, o deniz kasabasında
o çok
Kitap. Eşsiz sevgili. Dilsiz dost. Bilginin yol arkadaşı."
En mahrem bir gecenin, en matemli anında akıyordu gözyaşları. Sırların habercileri, hızına yetişemiyordu gözyaşlarının. Çok konuştuk, biraz da susalım. Susalım ve ağlaşalım. Aşkın Gözyaşları sağanağında, yitik cennetimize yol bulalım.
"Ve dönüp dolaşıp kendini bu şehirde bulacaksın... Gemi yok senin için, yol yok. Sen ki kendini tükettin bu şehirde, tükettin demektir her yerde de."