Göğe bakın, Nastenka... Yarın çok güzel bir hava olacak, gökyüzü masmavi, ay pırıl pırıl... Bakın şu solgun buluta, neredeyse ayı kaplayacak... Bakın, bakın ama yanından geçti… Bakıyor musunuz, Nastenka???
Ama Nastenka buluta bakmıyordu... Konuşmadan, taş gibi kaskatı, yanımda dikiliyordu... Biraz sonra ürkek, çekingen bir hareketle bana sokuldu... Elimde tuttuğum eli titremeye başladı... Bana daha çok yaslandı...
O sırada önümüzden genç bir adam geçmekteydi... Genç adam hizamıza gelince birden durdu, yüzümüze dikkatle baktı, sonra birkaç adım daha attı... Yüreğim göğsümden dışarı fırlayacak gibi çarpıyordu...
Yavaşça;_
+Kim bu adam, Nastenka, diye sordum...
Bana iyice sokulmuştu, zangır zangır titriyordu.
_O diye fısıldadı...
Ayakta güçlükle duruyordum... Arkamızdan bir sesin,
_Nastenka! Sen misin, Nastenka dediğini işittim...
Aynı anda genç adam bize doğru birkaç adım ilerledi...
O ne çığlıktı Tanrım!!! Ya Nastenka'nın ürpermesi, kollarımdan sıyrılarak adama doğru atılması!!! Olduğum yerde kaskatı kesilmiş, onlara bakıyordum... Ama Nastenka'nın adama kollarını uzatıp boynuna atılmasıyla, sonra yeniden dönmesi bir oldu... Ben daha neye uğradığımın farkına varmadan bir de baktım, Nastenka'nın kolları boynumda, beni sıcak, içten bir öpücükle öpüyor... Ama sonra tek söz söylemeden tekrar ötekine koştu, elini tutarak onu arkasından çekti...
Durduğum yerde, arkalarından bakakaldım... Sonunda ikisi de gözden silindi...