Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Narsistik bir danışanla ilk kez karşı karşıya kalışımda aile arabuluculuğuna yönelik bir kurumda stajyer olarak çalışıyordum. Buradaki işim boşanma sürecindeki çiftlerle görüşmeler gerçekleştirmek, çocuk velayeti ve ziyaretleri konusundaki anlaşmazlıkların çözümü konusunda yardımcı olmaktı. En hafif benzetme ile kayalığın tepesinden buz gibi suya
Sayfa 20
Sokak fenerlerini düşünürken gökyüzüne baktım. Koyu karanlıktı, ama öbek öbek bulutların arasından dipsiz kara lekecikleri açıkça seçebiliyordum. Birden bu lekelerin birinde küçücük bir yıldız fark ettim ve dikkatle incelemeye başladım. İzlerken birden bir düşünce geldi aklıma: Evet, bu gece kendimi öldürecektim. Daha iki ay önceden aklıma
Reklam
papatya adası
Seninseyemezsin çocuk. Sevgi, hoşgörü, özveri bolca konmuşsa hamuruna ve sen yirmi küsur yıl böyle pişmişsen, olmak istediğin bu kişiyi seninseyemezsin. Değişmeye karar verdiğimde sen yaşlardaydım. Beni de bezdirmişti insanlar. Tek çıkar yolun oyunu onların kurallarıyla oynamak olduğuna inanmıştım. Başlangıçta zorlandıysam da, sonunda kaskatı bir maske takabildim yüzüme. Ne var ki, içimdeki benle yüzümdeki maske hâlâ iki yabancı.
Tuttuğum yas bir yabancı olduğumu unutturmuyor sözün mührünü bilenlere.
bugün günlerden soğuk. içimin titremesine karşın hiçbir şey isteyemez oldum. birazcık başımı kaldırsam birkaç gecenin anıları dizilir gözlerime. hani şu sokak lambası. sesimin kırgınlığı. İnsansız sokaklarda taşıramadığım hıçkırıklarım. attığım onlarca adım ve bana yabancı gelen sesler. şimdi. şimdi çıt çıkmıyor, müphem. sokaklara uydum, sessizim,
Yüzümdeki Sürgün
Yoldayım bu kadar karanlık nasıl doldu gövdeme Burçlara bakarak gidemem hava bulutlu İhtimal bir suç gibi yakışır ayaklarıma Uzun gecelere benzeyen arkadaşlar yok artık Vesikalık bakışlar selamlıyor birbirimizi Yabancı demek çokça acı gelse de Acıyarak yabancıyız artık dünyaya bile Sabır gelip takılıyor boğazıma bu iyi Artık ne kılıcım var elimde
Reklam
Zaman
Günlerdir aynadan gözlerimi kaçırıyorum.En son baktığımda karşılaştığım kişi ben değil, bir benzerimdi. Boynuma doğru inen beyaz şeritler, bir önceki yıldan daha belirgin daha istilacı görünüyordu. Bir o kadar da dikelek olan yeniyetmeler, bütün uğraşlarıma rağmen bir türlü yatışmıyordu. Hepsini tek tek koparmak istesem de kopardıkça çoğalır bilgisi beni durdurdu. Oysa sayılarının daha da artması oraya aitmiş gibi görünmelerini sağlayabilirdi. Bense zamana bırakıp yabancı ot gibi kalmalarına müsade ettim. Bu tatsız duruma rağmen yine de gülümsedim. Yüzümdeki ilk gördüğüm ifadeyi bed bulup onun zihnimdeki etkisini silmek için mi, yoksa komik bulduğum için mi bilmiyorum ama bunu her aynaya baktığımda yapıyorum. Kendimi gülerken izlemek iyi hissettiriyordur belki de ya da gülmek bana yakışıyor mu diye bir bakıveriyorumdur. Yalnız değilsin mesajı da mümkün... Nedenini bilecek kadar özümü tanımıyorum. İşte kendime bir gül(ü)vermişken, gözlerimin yanındaki çizgileri gördüm. Ne zamandır oradalar, bu kadar yoğun muydu, eğer öyleyse neden şimdi fark ediyordum? Gerçi ne zaman ve nasıl olduğunun ne önemi var, sonuçta artık oradalar. Simetrik duruyorlardı yüzümde. Yalnız sol taraf daha belirgindi. Bilememişim biraz da gamzeme doğru gülmeyi.Sık sık sol'a doğru gülümsemişim ya da sol gülümsetmiş beni demek ki. Çizgilerin her biri farklı yönleri gösterse de varılacak yer malûm. Yaşlanma denen kuraklık... Ben gittikçe artık o da yerinde durmuyor üstüme üstüme geliyor. Zamanın yan etkilerine karşı yapacağım bir şey yok ama bundan böyle aynada her gülümseyişimin sebebini biliyor olacağım. B.Aşık
256 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Llosa, daha önce Palomino Molero'yu Kim Öldürdü? eseriyle tanıdığım, kitabının müthiş kötü redaksiyonuna rağmen enerjisini çok sevdiğim bir yazar. Masalcı da yine aynı siparişin elemanıydı. Arada dört sene var zannediyorum. . İlk önce gayet güzel bir redaksiyonu olduğunu söylemeliyim çünkü ilk kaygım buydu. İkinci olaraksa, yazım kuralları pek de
Masalcı
MasalcıMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 2019117 okunma
... Yüzümdeki fondöten yerini parmak izlerine bırakırken tavan lambasını açtım ve yanan gözlerle Ediz'e baktım. Bakışları önce gözlerimi, sonra yanağımı buldu ve o birkaç saniye asırlara dönüştü. O iki kalp atışlık zaman dilimi bana çok uzun geldi. Tekerleklerin çığlık attığını su altından duyuyormuş gibi hissettim ...
Ne var ki, içimdeki benle yüzümdeki maske hala iki yabancı.
Sayfa 13 - Papatya AdasıKitabı okudu
Reklam
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
54 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.