Her ben dediğimde “Affola,” diyesim geliyor oysa..
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim. Kimi zaman şeytan dokunmuş düşünü hayra yoramayan Havva, kimi zaman af dileyerek kırk yıl gözyaşı döken  dem gibiyim. “Ben neyim?” diye gelmedimse de dünyaya, belli, “Ben neyim?” diye diye gideceğim. Parmaklarımın ucunda yükselerek bir pencere aralığından, batan güneşi gördüğüm günden beri, gökyüzünün rengini,
Söyle kaç bahar oldu? Penceremde gül soldu Belki de zaman doldu Sevdiğim dönmüyor...
Reklam
"Madem bu topraklarda bu kadar uzun süredir yaşamışsınız, neden bu kadar azsınız? diye sordu Pippin. "Çok mu ölen oldu?" "Yo, hayır! dedi Ağaçsakal. "İçeriden kimse ölmedi diyebilirsiniz. Bazıları uzun yılların kötü kaderine kurban gitti tabii ki; daha çoğu ise ağaçlaştı. Lakin hiçbir zaman çok kalabalık olmadık ve hiç
544 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Üzücü Bir Hikaye *spoiler*
İnsanın içine işleyen, üzen, çok etkileyen bir roman. Ve en üzücüsü de şu evet Viann, Isabella ve romandaki diğer karakterler hepsi kurgu. Ama maalesef ki bir o kadar da gerçekler. Bunun farkındalığını yaşayarak okuduğunuz zaman romanı insan daha çok etkilenmeden edemiyor. Gelelim kitabın içeriğine. 2.dünya savaşı benim her zaman ilgimi
Bülbül
BülbülKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20174,898 okunma
Bana Zamandan söz ediyorlar Gelip size Zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman Alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir...
"Keşke kemoyu bir deneseydin, Baba," dedim. Baba anahtarı cebine soktu, beni yağmurdan kurtarmak için, binanın çizgili tentesinin altına çekti. Sigarayı tutan elini göğsüme dayadı. "Bas! Ben kararımı verdim." "Peki ya ben, Baba? Ben ne yapacağım?" Gözlerim doldu. Yağmurdan ıslanmış yüzünü bir tiksinti yaladı. Çocukken düştüğüm, dizlerimi paralayıp ağladığım zaman yüzünü kaplayan anlamın aynısıydı. Bu ifadenin nedeni, ağlamamdı; şimdi de öyle. "Yirmi iki yaşındasın, Emir! Koca adam oldun! Sen..." Ağzını açtı, kapadı, bir daha açtı. Söyleyeceklerini kafasında evirip çeviriyordu. Tepemizde, yağmur damlaları çadır bezinden yapılma tenteyi dövüyordu. "Sana ne olacağını soruyorsun, öyle mi? Bunca yıldır bütün çabamın, sana öğretmeye çalıştığım her şeyin tek amacı, seni bu soruyu asla sormayacak biri yapmaktı!"
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.