Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Tekrar ve tekrar, mükemmel bir başyapıt. İnanılmaz bir alıntı. Dürtüleri harekete geçirmek için inanılmaz bir öneri. Eser hakkında konuşmaya başlamadan önce, eserden şu alıntıyı yapmak istiyorum: "diğer insanların yüzüne bakabilmek için önce kendinizin yüzüne bakabilmelisiniz. çoğunluğa bağlı olmayan tek şey kişinin vicdanıdır." Tek
"Yaş tutmanın kötü tarafı etrafınızdaki dünyanın dönmeye devam etmesidir," diye konuşmaya başladı, "Siz kendinizi berbat hissediyorsunuzdur ama diğer herkes işe gider, sinemaya gider, komedi filmleri izler ve güler, normal bir şekilde uyur ve evet... Öylece hayatlarını yaşamaya devam ederler." #alinti
Doğduğumuz an, ölümle
192 syf.
·
Puan vermedi
Paulo Coelho'nun "Simyacı" adlı eseri, 1988 yılında yayımlandığından beri dünya çapında büyük bir ilgi görmüş ve klasikleşmiş bir romandır. Kitap, Santiago adında genç bir Endülüslü çobanı takip eder ve onun kişisel efsanesini keşfetme yolculuğunu anlatır. Basit dili ve derin felsefi mesajlarıyla "Simyacı", pek çok okurun
Jack London’ın "Beyaz Diş" adlı eseri,yazarın doğa ve insan ilişkilerini derinlemesine incelediği önemli bir romanıdır.İlk olarak 1906 yılında yayımlanan bu eser,Londra'nın vahşi doğası ile insan medeniyetinin çarpışmasını etkileyici bir şekilde işler.Romanın temelinde,yarı kurt yarı köpek olan Beyaz Diş’in vahşi doğadan insan
Neden Kağnı?
Sabahattin Ali öykülerinde kendi dönemi içinde zamansız olanı buluyor, yerel olandan evrensele ulaşıyor. Habercilikle masalcılığı, anıyla efsaneyi, bir gözlemcinin tarafsızlığıyla kıssadan hisseler anlatan bir çınar altı meddahının dilini birbirine harmanlıyor.
Kitabın içinden bir parça :
"Fakat sorarım size: Köylü verdiğine mukabil ne alır? Yolunu kendi yapmaya mecburdur, sokakları zavallı talihinden daha karanlıktır ve mektep, yüz köyün birinde bile yoktur. Candarma oralara asayişten ziyade vergi tahsilini temin için gider. Kendimizi aldatmayalım, köylü mütemadiyen vermiş, buna mukabil hiçbir şey almamıştır. Bunları itiraf etmek belki, eğer bir parça vicdanımız varsa, yediğimiz bir lokma ekmeğin boğazımızda kalmasına sebep olacaktır ve ihtimal vicdanımızın sadasını duymamak için, “Köylü efendimizdir!” gibi cümleler güzel birer morfindir. Fakat hiçbir cümle hakikati değiştirmek iktidarında değildir."(Alıntı)
Kağnı hilayesi beni cok etkiledi. Okuması keyifli güzel eser. Tavsiye ederim. İyi okumalar
.Sabahattin Ali öykülerinde kendi dönemi içinde zamansız olanı buluyor, yerel olandan evrensele ulaşıyor. Habercilikle masalcılığı, anıyla efsaneyi, bir gözlemcinin tarafsızlığıyla kıssadan hisseler anlatan bir çınar altı meddahının dilini birbirine harmanlıyor.
Kitabın içinden bir parça :
"Fakat sorarım size: Köylü verdiğine mukabil ne alır? Yolunu kendi yapmaya mecburdur, sokakları zavallı talihinden daha karanlıktır ve mektep, yüz köyün birinde bile yoktur. Candarma oralara asayişten ziyade vergi tahsilini temin için gider. Kendimizi aldatmayalım, köylü mütemadiyen vermiş, buna mukabil hiçbir şey almamıştır. Bunları itiraf etmek belki, eğer bir parça vicdanımız varsa, yediğimiz bir lokma ekmeğin boğazımızda kalmasına sebep olacaktır ve ihtimal vicdanımızın sadasını duymamak için, “Köylü efendimizdir!” gibi cümleler güzel birer morfindir. Fakat hiçbir cümle hakikati değiştirmek iktidarında değildir."(Alıntı)
Okuması keyifli güzel eser. Tavsiye ederim. İyi okumalar
·
Puan vermedi
Frances Hodgson Burnett'un unutulmaz eseri "Gizli Bahçe", mistik bir atmosferi ve büyülü bir dünyayı keşfetme arzusuyla dolu genç okurları büyüleyen zamansız bir başyapıttır.
Roman, Hindistan'da yaşayan yetim bir kız olan Mary Lennox'un hikayesini anlatır. Mary, ailesiyle birlikte yaşadığı büyük bir salgında yalnızca o
299 syf.
6/10 puan verdi
Kitap; başka dünyalardan bir kadın ve bir erkeğin zamansız karşılaşmasını ve giderek karmaşıklaşan yol hikayesini anlatıyor.
"-Nereye? diye düşünmeden gitmek isteyenlerin varabilecekleri tek yer geçmişleridir."
Kendini bulabilmek için bazen düşmek gerekir. çıkmazlara giren hayatlarından kaçmaya çalışan iki yabancı birbirlerini tanımaya ve acılarını paylaşmaya başlıyorlar.
Anlatmak ve anlaşılmak isterken, her karakter kendi geçmişine yolculuğa çıkıyor ve keskin bir iç hesaplaşmaya dönüşüyor.
Birçok insanın hayatında yaşadığı psikolojik çöküntüler, tranvalar var ve zaman geçtikçe içimize attığımız, kapandığını, kabuk bağladığını sandığımız bu yaralar zamanla günyüzüne çıkıyor ve daha çok can yakıyor. Sessiz kaldıkça , konuşmadıkça geçeceğini o pişmanlık dolu sesin susacağını sanıyoruz ama giderek büyüyen acı bir çığlığa dönüşüyor.
"-Hayatın en acımasız taraflarından biri de en çok unutmak istediklerimizi, bir gün mutlaka anlatmak zorunda kalmamız."
....
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve çok beğendiğimi söyleyemem.Evet kurgu güzel akıcı bir anlatımı var. Fakat karakterlerin iç hesaplaşmalarıyla birlikte gelen psikolojik tahliller çok yormuş, olayların önüne geçmiş. Her bölümde farklı bir karakterin bakış açısıyla devam ediyor kitaba biraz renk katmış ama kurtarmamış.Bu nedenle ben çok sıkıldım kitabı okurken , kitabın yarısında olaylar hızlanıyor tam heyecanlı bir son beklerken çok sıkıcı bir şekilde bitiyor.
277 syf.
8/10 puan verdi
Ümit Yaşar Oğuzcan, Türk edebiyatının önemli şairlerinden biridir ve aşk temalı eserleriyle tanınır. Şairin "Aşka Dair Nesirler" adlı eseri, aşkın farklı yönlerini, duygusal derinliklerini ve insana kattığı anlamları ele alır. Bu eserde, Oğuzcan’ın lirik dili ve samimi anlatımı dikkat çeker. Aşkın mutluluk, hüzün, özlem ve umut gibi çeşitli hallerini anlatan Oğuzcan, okuru duygusal bir yolculuğa çıkarır. "Aşka Dair Nesirler", aşkın evrensel ve zamansız doğasını etkileyici bir şekilde yansıtan, duygusal yoğunluğu yüksek bir eserdir.
Konusu:
"Üç Ölüm", aslında üç ayrı öyküden oluşur ve her biri farklı bir ölüm üzerinden hayatın anlamını ve ölümün kaçınılmazlığını sorgular:
Soylu Kadının Ölümü: Tüketim hastalığına yakalanmış bir soylu kadının son günlerini anlatır. Kadın, ölüm karşısında inkar ve çaresizlik içindedir. Hayat boyu sahip olduğu statü, güzellik ve
