Çaya gelen zamdan sonra artık maddi manevi tüm çıplaklığıyla dönemin buhranını ta içimde yaşıyorum sanki sıcak çayın boğazımdan aşağıya doğru dökülmesi yapılan son zamlarmışçasına içimi çok ama çok yakıyor.
ve keder atımızın terkisine biner gelir....sigara içicem de biraz duygu yüklenmem gerek dünkü zamdan sonra fiyat performans için bağıl duygu yoğunluğu yüzde yüze ulaşsın ki iki damla yağsın
Gözleri nurlandırıp, gönülleri sürurlandıran bu hüccetler ve tabiratın ve bu kelimat ve teşbihatın arş-ı a'zamdan inen Kur'an-ı Hakîm'in delil, hüccet ve bürhanları olduğu muhakkaktır.
Çünki kederleri gidererek insana neş'e ve neşat veriyor.
Okunurken hiçbir itiraz sesi ve hiçbir inkâr kokusu duyulmuyor.
O zaman akıl ve mantık duruyor, nefs-i insanî safileşiyor, hem duruluyor.
Sanki senin bütün hakikatların, evvelâ Rabbanî ve Rahmanî fabrikaların ulvî ve Samedanî tezgâhlarında işlenerek, sonra Nur-u İlahî deryasında yıkanıp çıkarıldıktan sonra gülyağı fabrikasına verilmiş, orada yedi defa gülyağlarına batırıldıktan sonra hâlis öd ağacı ile buhurlanmış ve bunlar ile yazılmışsın.
Bütün mes'ele ve maddelerin hep sayılı ve saygılıdır.
O muntazam ve mükemmel, müzeyyen ve münevver sözlerin şimdiye kadar yazılan ihtilaflı eserleri büküp hepsini bir yana bırakmış ancak kendini nazargâh-ı enama arzeylemiştir.
Şimdi bir nida-yı nuranî ile hitab ederek: Artık ihtilaf yok, ittihad var.
Cansızlar ve camidler devri geçmek üzeredir.
Canlılar ve cazibler asrı geliyor.
Susunuz, dinleyiniz!
Şimdi Nur devridir ve Nur hâkimdir.
Zulmette boğulan şu asrı ve gelecek asırları, Kur'andan aldığım nurumla reyyan edeceğim diyor.
Herkesi imana, her ferdi Allah'a çağırıyorsun.
-Ne matbaası yahu, ilerde kağıt olmayacak! Matbaacı kendine başka bir iş bulacak.
- Matbaadan yeni gelmiş bir kitabın kokusunu, kitabı eline alıp sayfalarını çevirmeyi, kaldığı sayfanın ucunu bükmeyi, bir kitabın arasında çiçek kurutmayı, bir ağacın dibine uzanıp kitap okumayı özlemeyecek mi insan?