Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şehzade Mustafa ya yazılan mersiye
Meded, meded bu cihânın yıkıldı bir yanı Ecel celâlîleri aldı Mustafa Hân'ı. Dolundu mihr-i cemâli, bozuldu erkânı, Vebâle koydular âl ile Âl-i Osmân'ı. Geçerler idi geçende o merd-i meydânı Felek o cânibe döndürdü şâh-ı devrânı. Yalancının kuru bühtânı, buğz-ı pinhânı, Akıtdı yaşımızı, yakdı nâr-ı hicrânı. Cinayet etmedi cânî gibi ânın canı, Boğuldu seyl-i belâya, dağıldı erkânı. N'olaydı görmiye idi bu mâcerâyı gözüm Yazıklar âna, revâ görmedi bu râyı gözüm. Donandı aklar ile nûrdan minâre dönüb Küşâde-hâtır idi, şevk ile nehâre dönüb. Göründü halka draht-i şükûfe-dârâ dönüb Yürüdü kolları yanınca lale-zâra dönüb. Dururdu Şah-ı cihân hiddet ile nâra dönüb Otağ haymeleri karlu kûhsâra dönüb. Müzeyyen idi, bedenlerle ak hisâra dönüb. El öpmeğe yürüdü, mihr-i bi-karâra dönüb.
Evet! Sümmani ile Şenlik atışmalarında gayet güzel bir türkü başlar: Güvenme dünyada devlete vara, Fani dünya bir insana kalmadı. Seddi İskender'e Rüstemi Zal'a, Ali gibi koç aslana kalmadı. Alır Sümmani:
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Münacat
Mef'ûlü mefâîlü mefaîlü fe'ûlün 1 Hıfz it beni ahmaklara yâr eyleme yâ Rab Gül-zâra düşür mûnis-i hâr eyleme yâ Rab 2 Lutf eyle meded-kesler ile eyle berâber Bu dehrde nâ-keslere yâr eyleme yâ Rab 3 Kes meylimi âlâyiş-i ecnâd-ı hevâdan Dil kişverini hicr ile nâr eyleme yâ Rab 4 Meldûgı olup eylemeyem kendimi mesmûm Yâr eyleyüben nefsimi mâr eyleme yâ Rab 5 Safvetde olup seyr-i cemâl itmeye her dem Mir'ât-ı dili jeng ü gubâr eyleme yâ Rab 6 Kalb hânesini eyle rehâ iki belâdan Kibr ü hasede cây-ı karâr eyleme yâ Rab 7 Zulmetde koyup Sıdkî-i bî-çâreyi böyle Benlik çehine anı dûçâr eyleme yâ Rab
Zara Larsson - Symphony
Hayat, birçok insandan oluşan bir senfonidir. Her insan tıpkısının aynı olsaydı peki? İşte seni sen, beni ben yapan tam da bu senfoni..
77 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Vejetaryenin sofrasında hayvanların tutsaklığını, kanı, mez­ bahayı ve matemli doğaya yapılan işkenceyi gösteren bir man­ zara yoktur. Onun yiyecekleri, bağ, bahçe, köy yaşantısı, tarla, hasat ve doğanın şenliğinden bir manzara oluşturur. Onun sof­ rası, yemyeşil marnur ülkeleri, parlak güneşi, mutluluğu, alımlı­ lığı gösterir. Bu sofranın çekiciliği rüyaları güzelleştirir; hayvan kanlarıyla dolu korkunç kabuslar görmekten uzak tutar. Vejetaryenlik, doğruluk ve dürüstlük yolunda atılmış ilk adımdır ve bu adım gelecek kuşaklar için son derece değerlidir. Çünkü insanla hayvan arasındaki kölelik ve tutsaklığı kaldı­ rır ortadan. Sahtecilik, parazitlik, hırsızlık ve savaş gibi şeyleri kökünden yok eder. Huzurlu ve mutlu bir yaşamın sergilendiği kırlar ve tarlalar artık, doğanın süsü olan canlıların işkence edil­ diği, öldürüldüğü korkunç manzaralar sahnelemekten kurtulur. İnsanların yüreklerinde, gerçek kardeşlik duyguları uyanır. Bu duygu yalnız insanları değil, doğadaki tüm yaratılmışları birbi­ rine bağlar. Günün birinde insanoğlu evriminin doruğuna ulaşırsa, doğal bir ortamda bitkisel yiyeceklerle birlikte olacaktır. Oysa, et yemesi ve yapay uygarlığı onu fasitleştirmiş ve yok olma uçurumuna doğru sürüklemektedir. Doğa yasalarına göre yaşayan, sağlıklı ve yeni bir kuşak onun yerini almazsa, insan soyu utanç verici bir şekilde kaybolup gidecektir!
Vejetaryenliğin Yararları
Vejetaryenliğin YararlarıSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 2018765 okunma
Reklam
Dağıtma kendini sabitle lâle zârâ açıl Behey gönül sana mı kaldı perişanlık.
Cinsel istismar sessiz bir salgındır. Gücünü sessizlikten alır. Siz sustukça karanlık artar.
Çünkü cinsel istismar gücünü sırdan, yasaktan, sessizlikten alır; dokunmayla başlar, tecavüze kadar bir çok çocuktan onlarca çocuğu mağdur ederek büyür.
Güçlü bir duygudur kıskançlık, bir o kadar da tehlikelidir. Kıskançlık üretmeye, yaratmaya da sebep olur, aynı zamanda tüketmeye ve öldürmeye de.
Reklam
Modern insanın hayatı acıyı minimize etmek ve hazzı maksimize etmek üzerine kurulmuştur. İnsanların sürekli mutlu olmaları gerektiğinin dayatıldığı ve bu mutluluğa en çok maddeyle ulaşacağına inandırıldığı bir çağda yaşıyoruz maalesef.
Her çocuk geleceğe gönderilen kıymetli bir mektubun sözleridir.
Kundaktan kefene kadar geçen ömür dediğimiz zamanda şefkatin en büyük servet, sevgisizliğin en büyük yoksulluk olduğunu, hayatın biraz acı sevinç, biraz kahkaha biraz gözyaşıyla, biraz yalnızlık biraz kalabalıkla yaşanabileceğini öğrendim. Olaylara tepki vermekten ziyade yanıt vererek hayatımı daha ustaca yönetebileceğimi öğrendim...... hayatın bir yere varmayı değil, o yere varırken yaptığımız yolculuğu içerdiğini öğrendim.
Elimdeki eski fotoğrafımıza göz gezdirdim kederle. İki fotoğraf arasında boşa gitmiş, tükenmiş, hayfa geçmiş, onun deyişiyle "zara yazılmış" koskoca bir ömür vardı gerçekte. Bazı anlar gibi bazı fotoğraflar da zamanla tamamlanıyordu galiba.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.