Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Zarif bir kalp taşır kimileri, Acaba anlatabiliyor muyum?"
Zavallı genç adam, daha sonra ömrü boyunca insanın içinde ne kadar çok merhametsizlik olduğunu, zarif, okumuş yazmış sosyete insanlarında ve hatta, aman Tanrım, toplumun efendi ve dürüst olarak kabul ettiği bir insanda bile nice acımasız kabalığın gizli olduğunu görerek pek çok kez elleriyle yüzünü kapatmış ve ürpermişti.
Reklam
yorumsuzum.
‘Eve döner dönmez Simonov’a bir mektup yazdım. Mektubumun gerçek bir centilmene yaraşır, candan, apaçık ifadesini hatırlarken şimdi bile zevk duyuyorum. Gayet ustaca ve kibar bir tonla, en önemlisi de lüzumsuz gevezelik etmeden, bütün olan bitenlerde hep kendimi suçlu çıkarıyordum. "Eğer makbul sayılırsa tek mazeretim" içkiye alışık olmadığım için (güya) Hôtel de Paris’te beşten altıya kadar onları beklerken içtiğim tek kadehle sarhoş olmamdı. Önce Simonov’dan özür diliyor, izahatımı öbür arkadaşlara ve bilhassa da "hayal meyal hatırladığım kadarıyla" hakaret ettiğim Zverkov’a iletmesini rica ediyordum. Başım ağrımasa ve daha da önemlisi onlardan utanmamış olsaydım, hepsine bizzat gideceğimi de ekliyordum. Mektubumdaki ifade "serbestliği", hatta bir gece önceki "kepazelik" üzerindeki görüşümü her türlü açıklamadan çok daha iyi belirten bir çeşit (nezaket kaideleri dışına çıkmamakla beraber) kayıtsızlık pek hoşuma gitmişti; kısacası sayın bayların düşündüğü gibi, bu mesele yüzünden kahrımdan ölmediğim, tam aksine her şeyi öz saygısı olan bir centilmen sakinliğiyle karşıladığım açıktı. Eh, "Kul kusursuz olmaz!" demezler mi? Mektubu hayranlıkla tekrar tekrar okurken, kendi kendime; — Bu derece zarif bir yazı ancak bir markinin kaleminden çıkabilir, diyordum. Ne olsa aydın, okumuş adam olmak başka şey! Benim yerimde başkaları olsa bu bataktan nasıl çıkacaklarını bilemez, apışır kalırlardı; halbuki ben, üstelik alay da ederek kolayca sıyrılıyorum, çünkü zamanımızın okumuş, aydın bir adamıyım.’
Yeni romancılarımız insanın bilgisi yerine giysilerin bilgisini veriyorlar ve belki de şu atasözüne dayanıyorlar: Terzi adam diker. Eski roman yazarları, özellikle de İngiliz olanları ne kadar farklılardı. Richardson bize duyguların anatomisini verirdi. Goldsmith kahramanlarının duygularını pragmatik bir biçimde ele alırdı. Tristram Shandy'nin yazarı bize ruhun en saklı derinliklerini gösterirdi; ruhta bir gedik açar, onun uçurumlarına, cennetlerine ve pis oyuklarına bir göz atmamıza izin verip sonra perdeyi yine indirirdi. Bu acayip tiyatronun içine en ön sıradan baktık, ışıklandırma ve perspektifin etkileri eksik olmadılar, bizler de sonsuzu izlediğimizi sanırken kendi duygularımız sonsuz, şiirsel hale geldi. Fielding ise bizi doğrudan kulise soktu, tum duyguları kaplayan sahte makyajı, en zarif eylemlerdeki hantal yayları, sonradan heyecan olarak parlayacak siyah reçineyi, sonradan tutkunun en güçlü şimşeklerini gümbürdetecek, üzerinde tokmakların sakince durduğu davulu; kısacası, biz insanların gerçekte olduğumuzdan farklı göründüğümüz ve bu yolla yaşamın tüm neşeli gerçekliğinin kaybolduğu tüm o içsel düzeneği, o büyük yalanı bize gösterdi. Gerçi İngilizlerden niye örnekler veriyoruz ki, Goethe'miz Wilhelm Meister'inde romanın en iyi örneğini verdi zaten.
"Zavallı genç adam, daha sonra ömrü boyunca insanın içinde ne kadar çok merhametsizlik olduğunu, zarif, okumuş yazmış sosyete insanlarında ve hatta, aman Tanrım, toplumun efendi ve dürüst olarak kabul ettiği bir insanda bile nice acımasız kabalığın gizli olduğunu görerek pek çok kez elleriyle yüzünü kapatmış ve ürpermişti. "
"Sabah kahvaltıda çay kaşıklarının sesi birbirine karışıyorsa bu mutluluğun sesidir ve anneniz karşınızda oturuyorsa, oturduğunuz yer tam olarak cennettir." diyor Zarif Adam. Tüm annelerin, anne adaylarının ve anne olmak isteyip de olamayanların anneler günü kutlu olsun. İyi ki varsınız. 🌸🌸🌸
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Aşkın, sevginin nahif bir şekilde anlatıldığı ve bir solukta okunabilecek güzel bir eser. Basit gözüken mısralarında bir kelimeye bin anlam yüklemiş Asaf. "Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır, Harcayacaksın." demiş zarif adam ve bunu da eserlerinde ziyadesiyle göstermiş.
Lavinia
LaviniaÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 202223,3bin okunma
Arada bir düzgün profiline, hafif yukarı kalkık küçük burnuna, zarif çenesine bakıyor ve “Bu adam kötü bir şey yapamaz!” diyordum ama işler giderek çatallaşıyor ve beni haksız çıkarmak ister gibi ters yönde gelişiyordu.
Dürüst olduğumu sanıyordum ama aslında düpedüz kaba ve acımasızdım . Onun bir orkide gibi eşsiz ve zarif duyarlılığını , keskin , soğuk bir orakla biçiyordum. Sevilmeye her şeyden çok gereksinimim varken , bana karşılık istenmeden sunulan bu umulmadık sevgiyi reddediyordum. Ele geçirdiğim her şey için savaşmış, yıpranmış, didinmiştim; hayatın bu sürpriz armağanının değerini bilemeyecek denli katılaşmıştım. Yüreğim nasır bağlamıştı.
Sayfa 69
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.