Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Filistinli şair Mourid Barghouti
Yataklarımızda ölmek de iyidir temiz bir yastıkta ve arkadaşlarımızın arasında. Bir kez olsun ellerimiz göğsümüze kapanmış, boş ve solgun, çiziksiz, zincirsiz, bantsız ve belgesiz ölmek iyidir. Temiz bir ölümle ölmek iyidir, gömleğimizde deliksiz ve kaburgalarımızda delilsiz. Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla, ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında, çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda, arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan, tarihe aldırmadan, dünyayı öylece bırakarak, bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak ölmek iyidir.
DÜNYA BU Nasreddin Hoca'nın "Ye kürküm ye" meselesini bilirsiniz. Merhum, üstü başı perişan bir halde gittiği ziyafet meclisinde büyük bir hayal kırıklığına uğramış. Kimse kendisiyle ilgilenmemiş. Ertesi hafta gayet gösterişli bir elbise giyerek aynı meclise gelmiş. Bu sefer büyük ilgi göstermişler, baş köşeye buyur etmişler. Kendisine değil de kürküne itibar edildiğini gören Hoca; sofraya oturulunca o ünlü sözü söylemiş: "Ye kürküm ye!.." Ne garip bir tecellidir ki, aynı durum bugün de devam ediyor. Merhum Serdengeçti'nin deyimiyle "cebi dolarlı, boynu yularlı" insanlar gittikleri her yerde itibar görüyorlar; "cebim delik, kalmadı metelik" diyenler ise, hangi mekânda bulunurlarsa bulunsunlar boyunları bükük, destileri dökük kalıyorlar. Eskiden olduğu gibi, bugün de paraya, şöhrete, servete itibar ediliyor, gerçek ilim adamları, hakiki sanatkârlar, kâmil insanlar horlanıyor. Gittikleri meclislerde böyle kıymetli insanların yüzüne kimse bakmıyor. Bursa'nın ileri gelenlerinden bir zat, şair Lâmi-i Çelebi'yi bir gün evine davet eder. İçeri girince şairlerin, âlimlerin, ediplerin birer sığıntı gibi kapının dibinde oturduklarını; cahil, fakat zengin kişilerin ise, baş köşeyi tuttuklarını görür. Ev sahibi, zarif şiirleriyle tanınan Lâmi-i Çelebi'ye, lütfen şu meclisin halini tasvir et, deyince şair şu dörtlüğü söyler: Mu'teberdir cihanda dûn-ı denî, Daima zillet üzere ehl-i hüner, Hâl-i âlem misâl-i deryâdır, Külçe altın çöker, ciyfe yüzer.
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
52 günde okudu
Rüveyda, burda şimdi sen varsın; gözlerin var.
Nurullah Genç'in ilk okuduğum eseriydi. Rüveyda üzerinden sembolik olarak sevilene bir sesleniş söz konusu. Şair, şiirlerini çok naif ve zarif bir üslupla işlemiş. Dili daha öncesinde okuduğum şiir kitaplarına göre daha yalın ve anlaşılırdı. Kitabı iki defa okudum. Her okuyuşumda şiirlerden ayrı bir lezzet aldım. Kitabın sonlarına doğru insanın içini bir hüzün kaplıyor belki de Rüveyda olmayı istemenin hüznü bu. Kesinlikle okunmasını tavsiye ettiğim kitaplardan. Keyifli okumalar.
Rüveyda
RüveydaNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20204,070 okunma
O da iyidir
Yataklarımızda ölmek de iyidir temiz bir yastıkta ve arkadaşlarımızın arasında. Bir kez olsun ellerimiz göğsümüze kapanmış, boş ve solgun, çiziksiz, zincirsiz, bantsız ve belgesiz ölmek iyidir. Temiz bir ölümle ölmek iyidir, gömleğimizde deliksiz ve kaburgalarımızda delilsiz. Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla, ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında, çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda, arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan, tarihe aldırmadan, dünyayı öylece bırakarak, bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak ölmek iyidir. 30 yıl sürgünde kalmış ve hayatını kaybetmiş olan Filistinli şair
Mourid Barghouti
Mourid Barghouti
çok zarif bir cümle
Ben onyedi yaşında beni yıkayan Anneme şiir yazacak kadar şair değilim
Yeni gelin sunumu kıvamında kahve ile yeni kitaba başlandı 🙃 Bir zarif şair
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Bir Değirmendir Bu Dünya
Bir Değirmendir Bu Dünya
Reklam
47 syf.
9/10 puan verdi
Herkese merhaba. Şiir okumayı seviyorum ve bu yüzden de farklı lezzetler bulmak adına epey araştırıyorum kitapları yeni şairler bulmak için. Bu kitap da ilgimi çeken bir kitaptı ve okuduktan sonra iyi ki okumusum dedim. İçindeki şiirler çok zarif ve narin siirlerdi bana göre, şair kalbini en özel bir şekilde dökmüştü misralara ve okurken çok sevdim. Altını cizeceginiz çok yer olacak "Koştum iyice yordum kaderi Üstümden ne çıkar şimdi Bir ceset belki. " "Benim iyiliğim bu kadardır. Bir elimde dünyanın en uzun kışı, Çocukluğumun şeytanları diğerinde."
Gökyüzü Koşarken
Gökyüzü KoşarkenYunus Karadağ · Muhit Kitap Yayınları · 202089 okunma
O da iyidir — Mourid Barghouti
Yataklarımızda ölmek de iyidir temiz bir yastıkta ve arkadaşlarımızın arasında. Bir kez olsun ellerimiz göğsümüze kapanmış, boş ve solgun, çiziksiz, zincirsiz, bantsız ve belgesiz ölmek iyidir. Temiz bir ölümle ölmek iyidir, gömleğimizde deliksiz ve kaburgalarımızda delilsiz. Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla, ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında, çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda, arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan, tarihe aldırmadan, dünyayı öylece bırakarak, bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarak ölmek iyidir. Mourid Barghouti, Midnight and Other Poems (2009) Arapçadan İngilizceye Çev. Radwa Ashour (2009) İngilizceden Türkçeye Çev. Zeynep Nur Ayanoğlu (2021) 14 Şubat günü ölen Filistinli şair Mourid Barghouti’nin (1944-2021) anısına
Meclisin Hâli
Bursa'nın ileri gelenlerinden bir kişi, şâir Lâmiî Çelebi'yi evine davet eder. O da içeri girince büyük ediplerin ve âlimlerin kapının arkasına iliştiklerini, cahil fakat zengin kişilerin ise baş köşeye yerleştiklerini görür. Ev sahibi Lâmiî Çelebi'ye, "Lütfen şu meclisin hâlini tasvir et", deyince zarif şiirlerin şairi şu dörtlüğü söyler: Mu'teberdir cihanda dûn-ı deni Daima zillet üzere ehl-i hüner Hâl-i alem, misâl-i deryâdır. Külçe altın çöker, cîfe yüzer.
Gönül Sadası
Bir muhabbeti dinlerken edindiğimiz bilgiler ve muhabbetin ruhumuzdaki etkisi birçok ansiklopediyi okumaya bedel oluyor bence. Prof. Dr.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
ve Prof. Dr.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
hocaların düzenleyip sunduğu Gönül Sadası radyo programını 3-4 yıl önce ilk kez dinlemeye başladım. Yeni bölümlerini kaçırmam hemen dinlerim. Gönül Sadası radyo programını dinledikçe
Reklam
EFELYA ROMANI HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ... Film Yönetmeni Sinan Tabanlı yazdı... Genk / Belçika Arada su gibi içtiğim Kürk Mantolu Madonna'yı saymazsak eğer uzun zamandır Türk diliyle yazılmış bir roman okumamıştım, Mehmet Ağabey'in Efelya'sı elime geçene dek. Ortalık herhangi bir moral çerçevesi olmayan sığ, karanlık tarafçı bohem
EFELYA ROMANI HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ... Film Yönetmeni Sinan Tabanlı yazdı... Genk / Belçika Arada su gibi içtiğim Kürk Mantolu Madonna'yı saymazsak eğer uzun zamandır Türk diliyle yazılmış bir roman okumamıştım, Mehmet Ağabey'in Efelya'sı elime geçene dek. Ortalık herhangi bir moral çerçevesi olmayan sığ, karanlık tarafçı bohem
160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
‘Il Divino”, Floransa Cumhuriyeti’nin kahramanı Michelangelo, San Pietro Bazilikası’nın yapımı sırasında Papa II Julius ile tartışır. Papa kendisine vaat ettiği parayı bir türlü vermez. Gururlu bir sanatçı olan Michelangelo kendisini kıskandığını düşündüğü Bramante ve Rafaello’ya da öfkelidir. Tam bu sırada İstanbul Sultanı II. Bayezid’den ilginç bir davet alır. Bu davetin amacı İstanbul ile Pera arasında bir köprü inşaatı için gelip şehri görmesini istemesidir. Daha önce Leonardo da Vinci’nin projesinin reddedilmiş olması, bu teklifi daha cazip hale getirir. Sultan ile arası kötü olan Papa’dan intikam alma fikri de karar vermesinde etkili olacaktır. Floransa’dan başlayan yolculuğu Sarayburnu’nda son bulurken karşısında büyüleyici bir şehir bulur. Günlerce bu şehri adım adım gezer. Keşif sırasında yanında Piriştineli şair Mesihi de olacaktır. Onun dostluğu ile şehrin gizemli, mistik yönleriyle karşılaşır. Boğazın suları, Ayasofya’nın ihtişamı, şehrin sokakları, insanları, mimarisi ile derinden etkilenir. Davut kadar, Pieta kadar zarif bir eser ortaya çıkarmak ister. Serenissima’ya benzettiği şehir, onun sonraki eserlerine ilham kaynağı olacaktır. Kurguda Michelangelo’nun hayatının kısa ama önemli bir kesiti olan İstanbul ziyaretinde zihnine kazınan imgeler, iki düşman olan Papa ve Sultan arasında karar vermenin zorluğu, tamamen yabancı ve önyargılı olduğu bir din ve kültüre dair gözlemleri anlatılıyor romanda. Anlatıcı bazen değişiyor. Bazen de Michelangelo’nun kardeşiyle olan yazışmaları çıkıyor karşımıza. Michelangelo’nun iç dünyası ve dönemin İstanbul’unun resmedildiği başarılı bir anlatım var.
Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara
Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat OnlaraMathias Enard · Can Yayınları · 2011231 okunma
847 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.