Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nur Yılmaz

550 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Hayal kırıklığı
İlk 2 kitabı büyük bir hevesle okuduktan sonra bu 3.kitap bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Özellikle ikinci kitabın kaldığı yerden sonrasını inanılmaz merak ederken yaklaşık 200-250 sayfa boyunca şimdi bahsedecek şimdi sıracak gelecek diye diye okudum. O kadar çok bilgi vardı ki bu bilgileri vermekten karakterlere sıra gelmedi gibi hissediyorum. Olaylar bu kadar ilginç hale gelmişken harika bir kitap olacak diye bekliyordum, maalesef benim beklentilerimi karşılamadı. Sadece son sayfalarını büyük bir heyecanla okudum ama merak ettiğim bir çok şey cevapsız kaldı. Umarım diğer okuyanları tatmin eden bir kitap olur. Keyifli okumalar..
Dura Mater
Dura MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20215,2bin okunma
Reklam
460 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Satranç, Amok Koşucusu gibi eserleriyle (uzun öykü) tanıdığımız Stefan Zweig’in tek romanı Sabırsız Yürek.. Kitabın arka kapağında acıma duygusuyla ilgili çok çarpıcı bir yazı var. Şu şekilde: “Acımak-güzel bir duygu! Ama iki tür acıma duygusu vardır. Birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden olabildiğince çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. Bu acıma duygusu, aynı acıyı hissetmekten çok, başkasının acısına karşı kendi ruhumuzun içgüdüsel bir savunmasıdır. Diğer tek gerçek acıma duygusu ise, duygusal olmayan, ama yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla gücü yettiğince, hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı olunan acıma duygusudur.” Freud’un öğretilerine derin bir ilgi duyan Zweig’ bu eseri psikolojik bir romandır. Acıma duygusunun nelere yol açabileceğini, insanı nasıl çatışmadan çatışmaya sürükleyebileceğini anlatır. Peki merhamet bize ne yapabilir? Özellikle insanın kendine neler yapmasına sebep olabilir? Bu kitapta bunları göreceğiz. Akıcı, karakterin hislerini okuyucuya geçiren bir kitaptı. Daha önce başka eserlerini okuduğum için dili çok tanıdıktı. Kitabın ortalarında beni bir miktar sıktı ama sanırım kısa öykülerini okumaya alışık olduğum içindi. Okumak isteyen herkese iyi okumalar..
Sabırsız Yürek
Sabırsız YürekStefan Zweig · Can Yayınları · 20166,1bin okunma
135 syf.
4/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Sonuç: Hüsran
Livaneli’nin bu kitabında konu güzel ve günümüz sorunlarına değiniyor. Her zaman olduğu gibi toplumsal bir konu ele alınmış. Ancak anlatım aşırı düz, merak uyandıran hiçbir nokta yok ve çok sığ kalmış. Konu çok daha iyi araştırılsa ve derinleştirilse belki bambaşka bir şey ortaya çıkabilirdi. Popüler kültürün etkisiyle birden patlayıp çok hızlı unutulacak bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bir de söylemeden geçmek istemiyorum artık Livaneli kitapları hep aynı eksende dönüyormuş gibi gelmeye başladı. Serenad ile başlayan mükemmel hikayemiz okuduğum diğer kitaplarıyla balon gibi sönmeye devam ediyor.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Jean-Louis Fournier eşinden önce ölmek istiyor ancak eşi ondan önce davranıyor. 40 yıllık evliliğin ardından dul kalan Fournier eşinden bize bahsediyor. Acılarını, anılarını, eşi öldükten sonra yaşadıklarını anlatıyor. Devamlı onu anıyor sıradan bir anda, bir gül yaprağında, bir mektupta, bir cüzdanda, bir şapkada. “Ne zaman sana ait bir şey görsem fena halde üzülüyorum.” diyor. Garcia Marquez yazmıştı: “Sevdiğimiz insanlar bütün eşyalarıyla birlikte ölmeli.” En sıradan anın bile sevdiklerimizi kaybettikten sonra üzerimizde ne büyük etkisi olabileceğini anlatıyor. Öyle içten yazılmış öyle güzel anlatılmış ki acılarına ortak oluyor muhakkak kendi hayatınızdan bir kesit, bir cümle buluyorsunuz. Canım Begüm yine müthiş bir kitapla tanışmama vesile oldu :)
Yeşim Uzundal
Yeşim Uzundal
“Sen yoktun, mutsuzdum, bütün dünya hüzünlü olmalıydı. Doğa olduğu gibi bu acıyı çekmeli, yaz tutmalıydı. Bütün başkentlerde bayraklar yarıya indirilmeliydi.”
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20133,989 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
70 günde okudu
Tarihi Hoşça Kal Lokantası bir öykü kitabı.. “kaybetmek bizim işimizdir” diyen insanların öyküleri.. Her öyküde içinizde bir yerlere muhakkak dokunuyor Şermin Yaşar. Öyle bir çırpıda okumak değil sindire sindire okumak gerekiyor bence. Çünkü içerisinde öyle öyküler var ki bittikten sonra bir süre boşluğa bakıp derin derin düşünüyorsunuz, derin derin iç çekiyorsunuz. Aynı acıyı yaşıyor, aynı yalnızlığı paylaşıyorsunuz. Mutlaka okuyun.. Şermin Yaşar sizinde kalbinize muhakkak dokunacak.. “Konuşana kadar herkes sıradan, herkes birbirinin aynısıydı; dertlerimizle farklılaşıyorduk, anlattığımızda birbirimizden ayrılıyorduk.” “... Oda daha çok soğudu sanki telefonu kapatınca. Üstüme hırkamı aldım. Beden üşüse çaresi vardı işte, eyvah ki ruh üşüyorsa…” “Kırk yaşında, elli yaşında da olsan annen hayattaysa ona hep ihtiyaç duyuyorsun. Annen yaşadığı sürece elini onu doğru uzatıyorsun, tutmak istiyorsun.”
Tarihi Hoşça Kal Lokantası
Tarihi Hoşça Kal LokantasıŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20175,4bin okunma
Reklam
195 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Başta baş kahramanın davranışlarına anlam veremediğim için ne okuyorum ben diye düşündüğüm, ortasında davranışının sebebini anladığımda bir çırpıda okuduğum, sonuna şok olduğum bir kitaptı. Roman hayatını özel ders vererek kazanan üniversite öğrencisi Demba’nın 12 saatini anlatıyor. Bu süre boyunca kız arkadaşını başka bir erkekle İtalya’ya gitmekten caydırmak için para bulmaya çalışıyor. Oradan oraya sürüklenirken bazen yaşadıklarına kızacak, bazen üzüleceksiniz. Hem eğlenecek hem düşüneceksiniz. Ama sonucun güzel bir okuma olacağı kanısındayım. Keyifli okumalar
Dokuzla Dokuz Arasında
Dokuzla Dokuz ArasındaLeo Perutz · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020802 okunma
169 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
“Onun iki masalı vardı. Biri kendisinindi ve başka kimse bilmezdi. Ötekini ise dedesi anlatmıştı ona. Sonra ikisi de yok olup gitti. Şimdi biz bunlardan söz edeceğiz.” Anne babası tarafından terk edilen küçük bir çocuğun masalsı ancak gerçek hikayesi anlatılıyor kitapta. Bir çocuğu okuyoruz umutları, hayalleri olan çocuğu. Bir çoğumuzun önemsemediği, küçük gördüğü şeyler bu çocuk için o kadar değerli ki.. En sevdiği şey dürbünüyle beyaz gemiyi izlemek ve en büyük hayali bir gün balık olup beyaz gemiye gidebilmek. Eser, çağının gerçeklerine mitler, masallar ve semboller aracılığıyla değiniyor. Sadece dedesi tarafından sevilen bu çocuk dedesinin anlattığı Boynuz Ana Masalına bütün kalbiyle inanır. Kitabı okurken çocuğun, dedenin hislerini yaşamamak, yüklerini hissetmemek mümkün değil. Ben okurken vermeye çalıştığı bütün hislerini içimde hissettim. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
https://1000kitap.com/kitap/kitap--216608
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,5bin okunma
266 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Birey duygulandığında, toplum yalpalar.
Kitabın orijinal ismi “Brave New World” bu ismi ise Shakespeare’in Fırtına isimli eserindeki bir sahneden almış. “brave” kelimesi Shakespeare zamanında “güzel” anlamında kullanılıyormuş. Bu açıdan bakıldığında kitabın isminin “Güzel Yeni Dünya” olduğu söylenebilir. Kitap 1932 yılında yayımlanmış ancak çok çok ileri bir tarihten 26.yüzyıl Londra’sından bahsediliyor. Bu açıdan bakınca okurken kurgulanmış dünyaya hayran kalmamak elde değil. Roman’a üreme teknoloji anlatılarak başlanıyor. İnsanlar makinelerden doğar, üretim kalitesine göre sınıflara ayrılır. Bu teknoloji ve hipnopedi (uykuda öğretim) sayesinde toplum değiştirilmiştir. Kuluçka ve Şartlandırma Merkezinde insanlar istenilen şekilde üretilmiş, her yönden koşullandırılmış, standartlaştırılmış, önceden belirlenmiş rolleri yerine getirmek üzere kuluçkadan çıkarılmıştır. Teknoloji tek gerçeklik, duygular ise uzak durulması gereken kavramlardır. Birey duygulandığında, toplum yalpalar. “Soma” adı verilen hap sayesinde herkesin mutlu ve herkesin hayattan keyif aldığı bir sistem oluşturulmuştur. Savaşlar, yoksulluk yok edilmiş sağlıklı mutlu insanlar yetiştirilmiş ancak aile yozlaşma göstergesi olarak algılanmıştır. Anlatılan bu gelecekte Tanrı kavramı da kalkmış yerini “Ford” almıştır. Bu sistemin dışında “Ayrıbölge” denilen yerlerde hayatını eski usüllere göre sürdüren bir başka topluluk daha vardır. Okurken bol bol düşünecek, kurgulanan dünyaya hayret edeceksiniz. Ama bu Cesur Yeni Dünya sizi tamamıyla kendine çekecek. Şimdiden keyifli okumalar... ️
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
181 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
Kitapta anlatılan olanlar 1600’lü yılllarda İngiltere’de yaşanıyor. O yıllar cadılık kavramının yoğun olduğunu bir dönem. 1612 yılında Lancashire Cadılarının yargılanması ise İngiltere’deki cadı yargılamaları arasında en ünlüsü. Bu yargılama, kayıtları tutulmuş olan ilk cadı yargılamasıdır. Hukukçu Thomas Potts duruşmaları mahkeme kayıtlarına şu adla geçirdi: Lancashire İli Cadılarının Harika Bir şekilde Ortaya Çıkarılması. Sanıklar Nisan 1612 tarihinde Lancaster Kalesine götürüldüler ve izleyen Ağustos’taki duruşmadan sonra idam edildiler. Bu kitap cadı yargılamarının ve bunların dinsel arka planının tarihi bir anlatımıdır tabii yazar şunu söylemeden geçmiyor “gerekli akıl yürütmeler ve hayali unsurlarla birlikte.” Kitapta kullanılan yerlerin ve karakterlerin gerçek olması sizi araştırmaya itiyor. Kitap çok hızlı bir şekilde bitiyor ancak kısa olmasına rağmen karakter yoğunluğun fazla olması, bazı yerlerde kopukluk varmış hissi okurken yormuyor değil. Bazı yerlerde çok şaşırıyor, bazen yaşanan zulme hayret ediyorsunuz. İsminin kattığı anlam ise birkaç yerde geçiyor. Ben kitaplarda isimlerin nereden geldiğini okumayı, bunu kitabın içerisinde bulmayı aşırı seviyorum. Bu kitap insanları ikiye ayırıyor. Özellikle yazarın başka kitaplarını okuyan insanlar kendileri için hayal kırıklığı olduğunu söylüyor. Ben yazarla bu kitapla tanıştığım için hayal kırıklığı yaşamadım. Bu yüzden başka kitaplarını okumayı düşünüyorum. Okumak isteyen herkese şimdiden keyifli okumalar!
Günışığı Kapısı
Günışığı KapısıJeanette Winterson · Sel Yayıncılık · 2019134 okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Herkesin Şeker Portakalı ile tanıdığı yazar bu sefer bambaşka bir karakter ile karşımıza çıkıyor “Chicao”. Şeker Portakalı’ndan sonra daha lirik bir anlatım bekleyerek elime almıştım ancak öyle olmadı. Bu beklentiye biraz isminin de sebep olduğunu düşünüyorum. İlk sayfalar biraz yavaş gidiyor ama ilerledikçe hikaye sizi içine çekiyor. Susuzluk, kıtlık bence ana konu. Kitabın bazı noktalarında insanların yaşadığı şeyler, çektikleri acılar içime işledi özellikle susuzluğu anlattığı öyle bir nokta var ki okurken boğazım kurudu. İnsan kendine sormadan edemiyor küresel ısınma ile gelecekte bizi neler bekliyor? Soruyu kendi içinizde nasıl yanıtlarsınız bilmiyorum ama okumak kolay değildi yaşamak kim bilir ne kadar zor!
Kardeşim Rüzgar Kardeşim Deniz
Kardeşim Rüzgar Kardeşim DenizJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 20212,293 okunma
Reklam
119 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Yazar bu kitabı için şöyle diyor: “Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır.” Böyle bir söylem karşısında sonu baştan belli olan kısa ama özlü romanı heyecanla okumaya başlıyorsunuz. Ayrıca yazar bu kitabın 30 yıllık bir geçmişi olduğunu söylüyor. Roman aslen Kolombiya’da bir ilçede işlenen bir cinayete dayanıyor. Bu cinayete yazarımız birebir şahit olmuş ancak karakterlerin isimleri değiştirilerek romana aktarılmış. Geçen 30 yıllık süreden bahsediyoruz ve yazar şunu söylüyor: “Bu romanı o günlerde yazsaydım olayı daha iyi kavramama yardımcı olacak birçok öge eksik kalacaktı.” Evet bir cinayetin nasıl işlendiğini, neden işlendiğini okuyoruz. Kısa bir kitap olmasına rağmen dolu dolu geçiyor. Olay hep bir başkasının gözünden anlatılıyor. Son ana kadar Santiago Nasar ne düşünüyor, olay karşısındaki tepkisi ne olacak merak ederek okudum. Çünkü okurken toplumun nasıl tepki verdiğini zaten görüyorsunuz. Kendinizi verip okuduğunuzda çok keyif alacaksınız. Okuyacak olan herkese şimdiden keyifli okumalar.. :)
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 198577,9bin okunma
293 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
İlk kitabında çocuk olarak karşımıza çıkan Anne bu kitabından bir genç kız olarak yine karşımızda.. Çocukken kurduğu hayaller biraz azalsa bile ben ilk kitap gibi çok keyif alarak okudum. Yine çok güzel arkadaşlıklar kuracak, yine bir çok insanın hayatına dokunacak ve yine içinizi ısıtacak..
Yeşilin Kızı Anne - Avonlea
Yeşilin Kızı Anne - AvonleaL. M. Montgomery · Saltokur Yayıncılık · 20206,5bin okunma
328 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Dizisiyle tanışmak üzereyken bir kitabı olduğunu öğrendim ve öncelikle kitabını okumaya karar verdim. Şimdi iyi ki önce kitabını okumuşum diyebiliyorum çünkü “hayal gücü için yeterince yer var” :) Matthew ve Marilla Cuthbert isimli iki kardeş bir erkek çocuk evlatlık almaya karar verir ancak onları bekleyen bir sürpriz vardır. Karşılarında kızıl saçlı Anne Shirley isimli bir kız çocuğu bulurlar.. O günden sonra her şey daha farklı olacaktır çünkü Anne sıra dışı, ele avuca sığmayan, sürekli hayaller kuran ve oldukça fazla konuşan bir çocuktur. Zamanla Avonlea isimli küçük bir kasabadaki tüm insanların kalplerini kazanacak, Matthew ve Marilla’yı sevgisi ile saracak, mükemmel arkadaşlıklar edinecek ve maceradan maceraya atılacaktır. Kimi zaman gülüp kimi zaman ağlayacaksınız. Bazı şeyler klişe gibi gelse bile bu kız çocuğu hepinizin kalbini sıcacık yapacak.
Yeşilin Kızı Anne
Yeşilin Kızı AnneL. M. Montgomery · Saltokur Yayınları · 202015,3bin okunma