Satranç, Amok Koşucusu gibi eserleriyle (uzun öykü) tanıdığımız Stefan Zweig’in tek romanı Sabırsız Yürek.. Kitabın arka kapağında acıma duygusuyla ilgili çok çarpıcı bir yazı var. Şu şekilde:
“Acımak-güzel bir duygu! Ama iki tür acıma duygusu vardır. Birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden olabildiğince çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. Bu acıma duygusu, aynı acıyı hissetmekten çok, başkasının acısına karşı kendi ruhumuzun içgüdüsel bir savunmasıdır. Diğer tek gerçek acıma duygusu ise, duygusal olmayan, ama yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla gücü yettiğince, hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı olunan acıma duygusudur.”
Freud’un öğretilerine derin bir ilgi duyan Zweig’ bu eseri psikolojik bir romandır. Acıma duygusunun nelere yol açabileceğini, insanı nasıl çatışmadan çatışmaya sürükleyebileceğini anlatır. Peki merhamet bize ne yapabilir? Özellikle insanın kendine neler yapmasına sebep olabilir? Bu kitapta bunları göreceğiz.
Akıcı, karakterin hislerini okuyucuya geçiren bir kitaptı. Daha önce başka eserlerini okuduğum için dili çok tanıdıktı. Kitabın ortalarında beni bir miktar sıktı ama sanırım kısa öykülerini okumaya alışık olduğum içindi. Okumak isteyen herkese iyi okumalar..