Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mûte Şehitleri
Zeyd b. Hârise Cafer b. Ebî Tâlib Abdullah b. Revâha Mes'ud b. el-Esved Vehb b. Sa'd Sürâka b. Amr Hâris b. Nu'man Ubâde (Abbâd) b. Kays Ebû Kuleyb b. Amr Câbir b. Amr Amr b. Sa'd Amir b. Sa'd (Rıdvanüllâhi teâlâ aleyhim ecmaîn)
Her ne kadar kölelerinden bazılarını azatlasa da, çoğu zaman bu azatladıklarını ömrü boyunca hizmetinde tutmuştur. Örneğin "Zeyd İbn-i Harise"yi (ki karısı Hatice'ye verilen bir köle olarak kendisine almıştır), Müslümanlığı kabul etti diye azatlamış, daha sonra "Zeynep b. Cahş" ile evlendirmiş, az geçmeden Zeyneb'e âşık olmakla onun Zeyneb'i boşamasına sebep olmuş, bunun üzerine Zeyneb'le evlenmiş, fakat buna rağmen Zeyd'in ölümüne kadar onun hizmetinden yararlanmıştır. "Sefine" ile "Yesar" adındaki kölelerini, yaşamı boyunca kendisine hizmet etmek şartıyla azatlamıştır. Cariyelerini, genellikle kendi ev hizmetinde tutardı, içlerinden bazılarını (örneğin Marya'yı) cinsel ihtiyaçlarını gidermek için kullanırdı. Erkek kölelerini de arazilerinde ve hurmalıklarında çalıştırırdı.
Reklam
Bir Peygamber Hizmetkârı: Zeyd b. Hârise (ra)
"Zeyd, senin babandan; oğlu Üsâme de senden daha sevgiliydi Resûlullah'a. Allah Resûlünün sevgisini, kendi sevgime tercih ettim." Halife Ömer'in, Üsâme'ye kendisinden daha çok maaş vermesine itiraz eden oğlu Abdullah'a verdiği cevaptır bu sözler. Habibullah'ın, Zeyd b. Hârise'ye verdiği değerin bir ikrarıdır.
Malum kitle bunu da görmezden gelir :D
Muhammed, Hatice’nin hediye ettiği Zeyd b. Harise adındaki bir köleyi, daha Mekke dönemindeyken, ilk Müslüman olanlardandır diye kendine evlat edinir. Ve kendi adını ona verir. O zamana gelinceye kadar Zeyd, kendi öz babasına nispetle Zeyd b. Harise olarak çağrılırken, Muhammed tarafından evlat edinildikten sonra, Zeyd İbn Muhammed diye çağrılmaya başlanır. Muhammed, onu halasının kızı Zeyneb ile evlendirir. Medine’ye göçten sonra, günlerden bir gün Muhammed, Zeyd’i ziyaret için evine gittiğinde kapıyı Zeyneb açar. Zeyneb’in görünüşü Muhammed’e hoş görünür. Bunun üzerine Zeyd karısını boşar ve Muhammed Zeyneb’le evlenir. Ancak, geçerli olan Arap geleneği, böyle bir evliliği haram saymaktadır. Çünkü, bu geleneğe göre Zeyd, kendisini evlat edinen Muhammed’in öz oğlu durumundadır. Onun adıyla çağrılmaktadır. Ve işte Muhammed’in Zeyneb’le olan evliliğini sağlayabilmek için Tanrı, bu Arap geleneğini değiştirdiğini bildirmek üzere şöyle bir ayet indirir: “(Evlat edindiklerinizi) babalarına nispet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur...” (Ahzab Suresi, ayet 5). Bu ayete dayalı olarak Muhammed, daha önce Zeyd’in adını “Zeyd İbn Muhammed” olarak değiştirmişken, şimdi onu kendi öz babası olan Harise’ye nispetle çağırmaya başlar ve adını eski şekline dönüştürüp “Zeyd b. Harise” yapar. Ayrıca da Zeyd’in babası olmadığına dair Kur’an’a, Tanrı’dan geldi diyerek, “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir...” (Ahzab Suresi, ayet 40) şeklinde ayet koyar.
Pek çok köle, "Müslüman evinde" şahsiyetini yeniden inşa etti. Kölelikte kulluğu tanıyınca "halis hürriyeti" buldu. "Halis hürriyet'in ne olduğunu müstakbel İslâm evinde öğreneceğinin emarelerini gören Zeyd b. Harise, onu almaya gelen babası ve amcasına olumsuz cevap verdi. Allah Rasûlü onu kendisiyle ailesi arasında muhayyer bırakınca düşünmeden Allah Rasûlü'nü tercih etti.
ABDULLAH b. REVÂHA Ey Nefis! Ancak Şehâdetle Ölebilirsin..!
Savaş Şam taraflarında devam ederken, Allah Resûlü Medine’de ashabıyla birlikte oturmakta ve müzakereler yapmaktaydı... Allah Resûlü bir an sustu... Gözleri yaşlarla dolmuştu. Sonra üzgün bir şekilde ashabına baktı ve şöyle dedi: “Sancağı Zeyd b. Hârise aldı... savaştı... ve şehid düştü… Sonra Ca’fer aldı... o da savaştı... ve şehid düştü…” Hz. Peygamber bundan sonra bir süre sustu; ardından tekrar konuşmaya başladı: “Sonra sancağı Abdullah b. Revâha aldı... o da savaştı... ve şehid düştü…” Hz. Peygamber bunları söyledikten sonra bir süre tekrar sustu... Sonra gözleri mutmain, müsterih ve özlemiş olarak şunları söyledi: “Onlar cennette benim yanıma yükseltildiler...”
Reklam
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Ve Zeyd maksûduna nail oldu... Ruhu cennete doğru olan yolculuğuna çıkmışken, cesedine sevinçle bakıyordu. O ince, yumuşak, ipekten bir örtüye sarılmamıştı... Allah yolunda akan tertemiz kana boyanmıştı... Sonra mutmain olmuş bir hâlde tebessüm ederek, ikinci komutan Ca’fer’i seyre daldı. Ca’fer, toprağa bulanıp kaybolmadan önce bayrağı teslim almak üzere ok gibi fırlamıştı...
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Zeyd, ne etrafında uçuşan okları, ne de Rum askerlerini görüyordu. Onun gördüğü cennet bahçeleri ve yeşil döşekleriydi... Gözlerinin önüne bayrak gibi seriliyor, ona bugünün zifaf günü olduğunu haber veriyordu... Zeyd sürekli vuruşuyor, sürekli savaşıyordu... Karşısına çıkan savaşçıların kafalarını hiç kaçırmıyor, hepsini düşürüyordu. “Dârü’s-selâm”a, sonsuzluk cennetlerine, Allah katına erişeceği büyük kapıyla arasındaki kapıları açıyor, kilitleri birer birer kırıyordu.
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Sanki Resulullah (s.a.v.) ordunun komutanlarını Zeyd, Ca’fer ve Abdullah diye sıralarken, olacak muharebenin hadiselerini önceden okuyordu… Müslümanlar Rum ordusuna şöyle bir bakınca iki yüz bin kişilik ordu karşısında hayretler içinde kaldılar. Böyle bir şey hesapta yoktu... Fakat inanç savaşlarının, sayıca çokluk savaşı olduğu nerede görülmüş ki…?! İlerlediler ve hiçbir şeye aldırmadılar... Önlerinde komutanları Zeyd vardı... Resûlullah (s.a.v.)’in sancağını taşıyor ve şehâdeti, zaferden daha çok arzuluyordu.
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Allah onlardan razı olsun ve onları da razı kılsın; sahâbenin tümünden de razı olsun... Resûlullah’ın orduyu uğurlarken de daha önceki emrini tekrarladığını görüyoruz: “Komutanınız Zeyd b. Hârise’dir... Ona itaat ediniz...Zeyd şehid olursa, o zaman Ca’fer b. Ebû Tâlib’e itaat ediniz... Ca’fer de şehid olursa, komutanınız Abdullah b. Revâha’dır…” Ca’fer b. Ebû Tâlib, amcasının oğlu Resûlullah’ın kalbine en yakın insanlardan biri olmasına rağmen... Şecaatine, cesaretine, nesebine ve soyuna rağmen Resûlullah (s.a.v.), onu Zeyd’den sonra ikinci komutan yapmış, Zeyd’i öne almıştı... Burada da olduğu gibi Resûlullah (s.a.v.) daima yeni dinin hakikatlerini yerleştiriyordu.. Bu yeni din, boş ve batıl esaslara dayanan imtiyazları ve bozuk insanî ilişkileri kaldırıyor, yerineinsanın insaniyetini esas alan, olgun, yeni ilişkiler ikame ediyordu..!
Reklam
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
İslâm’da ve Resûlullah’ın kalbinde yüce bir mevkie taht kurmuştu. Ne Resûl, ne de İslâm, insanın soy yüceliğine ve yüz güzelliğine aldırış etmiyordu… Bu dinin çevresinde Bilâller, Süheybler, Ammârlar, Habbâblar, Üsâme'ler ve Zeydler biraraya gelmişlerdi. Hepsi de önderler olarak bu dinin etrafındaydılar. İslâm’ın Kitabı, bu değeri şöyle ifade ediyor: “Kuşkusuz sizin en üstününüz, Allah’tan en çok sakınanızdır.”
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Hz. Aişe validemiz onun hakkında şöyle diyor: “Resûlullah (s.a.v.) Zeyd’i bir orduyla birlikte gönderdi mi mutlaka onu emir tayin ederdi. Resûlullah’tan sonra yaşasaydı, onu yerine geçirirdi."
Resûlullah (s.a.v.) risalet görevini yüklenince, Zeyd ikinci müslüman olarak dine girdi. Hatta ilk müslüman olduğunu söyleyenler de vardır. Resûlullah (s.a.v.) onu büyük bir sevgiyle sevdi. O da bu sevgiye lâyıktı. Benzersiz vefası, ruhunun yüceliği, vicdanının temizliği, dilinin ve elinin temizliğiyle bu sevgiyi hak etmişti. Bütün bunlar Zeyd b. Hârise yahut Hz. Peygamberin ona taktığı isimle “Zeyd’ül-Hibb”in (Sevgili Zeyd'in) güzel sıfatlarından bir kısmıydı.
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Ma’n oğullarına baskın yapıp onlara üstün gelen kabile, aldıkları esirleri o sırada düzenlenen Ukaz Panayırı’na getirerek sattılar... Zeyd isimli çocuk Hakîm b. Hizâm’ın eline düştü. O da Zeyd’i satın aldıktan sonra halası Hatice’ye hediye etti… Hatice (r.a.), Muhammed b. Abdullah’a zevce olmuştu. Henüz vahiy gelmemişti. Ama Muhammed (s.a.v.) peygamberlere özgü bütün sıfatları taşımaktaydı... Hatice de Zeyd’i, kocası olan Resûlullah’a hediye etti. O da memnuniyetle kabul ederek onu âzad etti. Onun üzerine titredi ve ondan sevgisini esirgemedi.
ZEYD b. HÂRİSE Hiç Kimse Onun Gibi Sevmedi
Kimdir Zeyd b. Hârise..? Sadece kendisi “Sevgili” lakabını taşıyan, Resûlullah’ın bu sevgilisi kimdi..? Tarihçiler ve raviler şemailini şöyle tavsif ederler: “Kısa boylu, aşırı esmer tenli ve basık burunlu...”Menkıbeleri ve hayat hikayesi ise pek şanlıdır…
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.