Toplumda, ortak inançlar kültürü, bazen de adaletsizliği yaratır. Yaratıcılık ve yeniliğin önemli olduğu bilim, sanat ve diğer alanlarda ortak inançlar gelişimin önünde zihinsel bariyerler oluşturabilir. İşte bu yüzden değişim genellikle düzensiz olarak meydana gelir ve işte bu yüzden Bohr teorisinde değişiklik yapmaya çalışırken çıkmaza girmiştir. Eğer Bohr'un yeni teorisinin kaderinde kötü bir son varsa bile, çok şanslı bir etkisi oldu : Genç Heisenberg'i Bohr'un orijinal atom teorisinin çıkarımları hakkında derinlemesine düşünmeye zorladı. Analizi onu yavaş yavaş yepyeni bir fizik anlayışına yönlendirdi. Atomun iç işleyişini tasvir etmeye çalışmaktan vazgeçmenin uygun, hatta gerekli olabileceğini düşündü.
Sayfa 374 - SayKitabı okudu
Tarihin ve toplumsal baskıların olanca ağırlığına, zihinsel hastalığın getirdiği onca yıkıma, Hamlet’inkine benzer düşüncelerin ve Anna Karenina’nınki gibi kaçınılmaz akıbetlerin yoğunluğuna rağmen o son edim, ölümcül ama geçici bir dürtü olabilir, zira kişi, anlık bir dikkat dağınıklığına ya da basit bir bariyere boyun eğecek kadar zayıftır.
Reklam
...Toplum, eğitimin en önemli görevlerinden biri olarak, üreme dürtüsü kendisini gösterdiğinde cinsel içgüdüyü kısıtlamasını, kontrol altına almasını ve toplumsal normlara uyan bireysel isteğe dönüştürmesini görüyor. Buna göre, kendi çıkarı adına toplum, çocuk belli bir zihinsel olgunluk evresine ulaşıncaya kadar çocuğun cinsel ihtiyaçlarının tam gelişimini erteleyecektir. Aksi takdirde içgüdü, bütün bariyerleri aşabilir ve medeniyetin zar zor elde ettiği sonuçları yok edebilir. Cinselliği frenleme görevinin üstesinden gelmek kimi zaman kolay, kimi zaman zor olmuştur. İnsan toplumunu motive eden kuvvet temel olarak ekonomik; üyelerinin çalışmadan yaşamalarına izin verebilecek kadar yeterli geçim kaynağına sahip olmadığından, toplum üyelerinin sayısını sınırlamak ve tüm enerjilerini cinsel aktiviteden çalışmaya yönlendirmek zorunda. Burada, insanlıkla beraber doğan ve bugüne kadar direnen ebedi yaşam için mücadele karşısında bulunuyoruz.
Sayfa 75 - Cem YayıneviKitabı okudu
Duygusal Uyuşma
Duygusal uyuşma korku, nefret, kıskançlık ve keder gibi yoğun ve ezici duyguları önlemek için kullanılan bir savunma mekanizmasıdır. Duygusal olarak uyuştuğunda, duygularını zihinsel ve duygusal düzeyde hissetme yeteneğini kaybetmiş gibi hissedersin. Aslında olan şey zihninin seni baş edemeyeceğin yoğunluktaki duygulardan korumasıdır, bir çeşit
Sayfa 135 - Sahı KitapKitabı okudu
Kant,yöneticilerin ergin olmayan kimselere koydukları zihinsel bariyerleri şu keskin sözlerle anlatır: ”Önlerine kattıkları hayvanlarını önce sersemleştirip aptallaştırdıktan sonra bu sessiz yaratıkların kapatıldıkları yerden dışarıya çıkmalarını kesinlikle yasaklar sonra da onlara,kendi kendilerine yürümeye kalkışırlarsa başlarına ne gibi tehlikeler geleceğini bir bir gösterirler.” Felsefe Tarihi Sorunları,ders notu
”Genel hedeflerimiz çoktu: bağımsızlık, kendine güven, stratejik planlama, aktif okuma ve yazma yeteneklerini doğru kullanabilme, cesaret merak ve kendi hayatının senaryosunu yazabilme kabiliyeti.. Büyük bir hedefte okul eğitiminin yarattığı, zihinsel ve davranışsal üstünlüğü bir avuç müşterisine münhasır kılan bariyerleri gözden geçirip test etmekti. Normal gelişime mani olan -gönülsüz hapsedilme, gönülsüz ilişkiler, ziller, lavaboya yahut hemşireye gitmek için alınan tumturaklı izinler, ufak tefek hediyelerle süslenen sonu gelmez yarışmalar, testler ve daha birçoğu gibi- okul uygulamalarının net bir envanterini çıkarmakve bunların her birinin kökenini tartışmak, çocukların okul tecrübesine yaklaşımlarını değiştirmekte faydalı oldu. Kendi eğitimlerinin sorumluluğunu tamamen üstlenmeye gönüllü hale geldiler, bunu bir yabancılar ordusunun, yani okulun üzerine yıkmayı bıraktılar. Bu, ana hatlarıyla bir devrimdi.”
Sayfa 169
Reklam
34 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.