Metin T.

Metin T.
@zikodima
İTÜ
Moskova
1229 okur puanı
Kasım 2016 tarihinde katıldı
Metin T. yorumladı.
79 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal’in Kuşlar da Gitti kitabı eski İstanbul’u İstanbul’un insanlarını ve kuşların İstanbul’u mekan edişini anlatır. Eski İstanbul’da her tarafta kuşlar vardır ve kuş satmak çocuklar için o zamanların geçim kaynağıdır. Roman üç çocuğun etrafında gelişir. Bunlar, Semih, Hayri ve Süleyman’dır. Bu üç çocuk kuşları, petaniya dedikleri hile ile yakalar, kafese koyup tanesini iki buçuk veya beş liraya satarlar. Satarken genellikle ‘’azat buzat beni cennet kapısında gözet’’ cümlesini kurarlar. Kitapta yazar bizlere İstanbul’un durumunu kuş satan insanların gözüyle, kitapta kahraman anlatıcı olarak anlatıyor. Kuşçuluk geleneği İstanbul’da büyük yer kaplarken, sonradan bu geleneğin yok olmaya başladığını anlatır ve bu durumu da insanların sevgisinin azalmasına bağlar. Çünkü satarken azat buzat kelimelerini sıkça kullanırlar. Bu kelimeleri kullanmalarına rağmen, insanların kafesteki kuşlara acımayıp bakmadan geçtiklerini anlatır. Böylelikle toplumsal bir eleştiri dikkat çeker. Sonunda üzücü son yaşanır ve çocuklar kuşları satamayarak yerler. Yazar mekânı çoğunlukla Dolapdere ve Florya’da ele alır. Dolapdere’nin her insanı barındırdığı ve karmaşık olduğunun, hayatla mücadele eden insanların barındığı bir yer olarak betimler. Karakterlerin hayatını anlattığı kadarıyla onları İstanbul’a sürükleyen şeyin kuşçuluğa merakı değil, zorunluluğu ve geçinmek için bu işi yaptıkları anlaşılır. Karakterler üzerinde biraz daha durabilirdi. Örneğin Semih’in gittikten sonra ne yaptığı anlatılmamıştı. 
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,8bin okunma
Metin T. okurunun profil resmi
Güzel bir yorum olmuş. İçimdeki yazma hevesini canlandırdınız. Kaleminize sağlık. Çocukluğumda, şimdiki Etiler Polis okulunun arkasında 1973-1975 yılları arası biz de çok çıktık kuşa. Tabii oralar uçsuz bucaksız çayırlıktı. Ama hep bir fırsat bulup da Florya çayırlığına gitmek isterdik. Saka, İskete, Florya, İspinoz avlardık. Evinde besleyenlere, azat etmek isteyenlere satardık. Y.Kemal'in anlattığı yıllar da aynı yıllar sanırım. Güzel gözlemlemiş. Fakat petaniya diye bir kelime bilmezdik biz. Aynı şeye patarya (ayağından bağlı kuşu uçuruyor gibi kuş çekme hilesi) derdik. Artık hangisi doğruysa. Semih'le alakalı eleştirileri ben de çok duydum. :). Oysa hiç de bile kaybolmadı Semih. Bir Bayazıt sahaflarda bir de Eyüp civarında görenler var. Şöyle anlatmış görenlerden biri; "Direkmene sahile indik mahalleden, yayan, Eyüp Lisesinin yanına kadar. Koşarak mezarlığa çıktık sonra. Eyüp Mezarlığı’na. İbrikli sucular, kafesli azat buzatçılar hep oradadır. Mezar yeri kazılırken ibrikçilerden Ali görmüş önce. Mezar kazanlar da şahidiymiş. Yakarım geleni, önce ben gördüm, demiş. Mezarcılar, ilk gören odur, bu mezarın suyu da ondan olmalı, demişler. Azat buzatçı bir Semih kaldı zaten. Kendisi Fatih’ten, çoğu iskete, az biraz da saka, tüm kuşları Florya’dandı. İki yıldır Eyüp mezarlığında takılır. Biz de geldik mezarın başına, yerimizi aldık." Sağlıcakla
Reklam
Metin T. yorumladı.
574 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki daha önce bu tarzda yazılmış bir kitap okumadım. Nedeni ise, olay örgüsünün ilerleyen sayfalarda nasıl olacağına dair ana başlıklar şeklinde verilmiş olması. Bu, kitabın ilerleyen sayfalarında neler olacağını bilseniz de okurken, heyecanın azalmasından ziyade meraklanmanıza sebep oluyor... Kitabı anlatan anlatıcı
Kitap Hırsızı
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Kitabevi · 201212,7bin okunma
Metin T. okurunun profil resmi
Kitabını okumuştum. Filmini de seyrettim elbet. Bir okur yorum yapmış, diyor ki; öncelikle şunu belirtmeliyim ki daha önce bu tarzda yazılmış bir kitap okumadım. İlgimi çekiyor hemen ve bakıyorum, kimdir bu diye. Nurhan Işkın hanımefendi bu, bir yazar; artık tanıdık ki kendileri. Daha bir dikkatli okuyorum yorumu tabii. Diyor ki, kitabı anlatan anlatıcı ise, her insanın hayatını bir kez ziyaret edecek olan bir varlık. Markus Zusak bu anlamda inanılmaz yaratıcı davranmış... Hangi varlık, diyorum yerimden fırlayarak. hay Allah diyorum sonra. Ne bu şimdi? Bunu da mı görmedin, illa birinin göstermesi, gözüne sokması mı lazım, diyorum elemana (kendime), ses yok. Ama ufaktan fısıldıyor; biri değil, bir yazar diyor bunu yazan, takdir edersiniz umarım. Takdir ediyorum değerli yazar Nurhan Işkın hanımefendiyi bu ilham verici yorumu için. Kaleminize sağlık değerli yazar.
Nurhan Işkın okurunun profil resmi
Sadece ben de bıraktığı izlenimlerimi yazdım Metin Bey... Emin olun kitaplarda zaman zaman hepimizin gözünden birçok konu veya olay kaçabiliyor :) Bu ara ben de size yorumunuz için çok teşekkür ederim :)
Metin T. yorumladı.
261 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Yeni doğan her çocuk, tanrının insandan umudunu kesmediğinin kanıtıdır diyen yazarımızın bu düşüncesine paralel olarak; her çocuk insanlığın kurtuluşu için yeni bir umuttur diye düşünürüm çoğu zaman. Hal böyleyken biz yetişkinler içimizdeki çocuğu ya öldürürüz ya da ruhumuzdaki odalardan birine kilitleyerek, onu orada tutuklu bırakırız.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,2bin okunma
Metin T. okurunun profil resmi
Çok yerinde tespitlerle yüklü, okudukça zevk veren bir yorum olmuş değerli Anıl bey. Hem kitabını okudum hem filmini izledim. İştahım kabardı yine de, kaleminize, yüreğinize sağlık.
Geri1987
4.936 öğeden 4.936 ile 4.936 arasındakiler gösteriliyor.