Sadece salt bencilce olmayan eylemlere yetkin bir öz, zümrüdüanka kuşundan daha da masalsıdır; açıkça tasavvur bile edilemez, tüm bir "bencilce olmayan eylem" kavramının sıkı bir sorgulamada tuzla buz oluşu bile yeterli bir nedendir bunun için. Şimdiye dek bir insanın, hiçbir kişisel güdü olmadan ve sadece başkaları için bir şeyler yaptığı görülmüş değildir; kendisiyle ilişkili olmayan, yani içsel bir zorunluluk (ki bunun nedeninin de kişisel bir gereksinim olması gerekirdi) içermeyen bir şeyi nasıl yapabilecekti ki? Ego, nasıl olur da egosuz davranabilirdi?
.
.
.
Bir insan tamamen o tanrı gibi sevgi olmak, her şeyi kendisi için değil başkaları için yapmak istemeyi arzulayacak olursa, bu sonuncusu sırf başkalarına biraz sevgi verebilmek amacıyla, kendisi için çok fazla şey yapması gerektiğinden dolayı bile olanaksızdır.
.
.
.
Öyle ki sevgi ve fedakârlık insanlarının, sevgisiz ve fedakârlık yeteneği bulunmayan insanların varlıklarını sürdürmelerinden yana bir çıkarları olurdu ve en yüce ahlakın varlığını sürdürebilmesi için, adeta ahlaksızlığın varoluşunu zorlaması gerekirdi (elbette böylelikle kendi kendisini ortadan kaldırırdı).
Sayfa 100 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kaşlarına aykırı gözlerin var, denmedi;
Özünle bağdaşmayan sözlerin var, denmedi.
Ne mevsimsiz gül derdim, ne de ham erik yedim;
Güzele güzel baktım, hep sütlü firik yedim.
Karayı tanımadım, tüm renkler beyaz oldu,
Kışla ülfet etmedim, yaylağım hep yaz oldu.
Çıplak atlarla gittim gelen fırtınalara,
Sevdalara terledim buzları kıra
“Sevdiğim herkese acı, terk edilme, hastalık, kötü muamele ve utanç verici durumlar diliyorum; onlardan ne kendilerine karşı derin nefretlerini ne de kendilerine olan güvensizlik işkencesini esirgiyorum, çünkü onlara bugün bir insanın değerli olup olmadığını gösterebilecek tek şeyi diliyorum: dayanıklılık.” Acının kabulü, insanlık halinden ayrılmaz olan ve bireyin kendini aşmasına olanak tanıyan bir yol olarak görülmelidir. Dumbledore’un Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda dediği gibi: “Böyle bir acıyı hissedebilme yeteneğin en büyük gücündür.”
"Evet, öyle" dedi Harry, tabağına öfkeli gözlerle bakarak "Snape ne zaman bana karşı adil davrandı ki? "
Cevap vermediler;üçü de, Harry Hogwarts'a adım attığı andan itibaren Snape ile ikisinin arasında mutlak bir düşmanlık olduğunu biliyordu.