Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl…
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl
Muhîtin hâli “insâniyyet”in timsâlidir,
Sayfa 66 - (Safahat: Yedinci Kitap)
* Bu manzume yazılırken Yunan istilası altındalki topraklarımız hususiyle Bursa ya
dair elim haberler geliyordu, tetkikine de imkan yoktu.Kitabı okudu
Bu arada gizlerin bana gönül erinciyle açılabileceği, evimin her köşesiyle yüreğimin her köşesinin rahatça kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. Sevdiğim kişilerden gizli kapaklı bir yanım, kişisel bir özelliğim, bir çekmecem bile olsun istemem. Yalnız bende değil, herhangi bir "Camus-tipi"nde bulabilirsiniz bu özellikleri. Erdem mi bilmem, doğuştan verici olmak (kanım bile 0 rh pozitif) ... Bence de öyledir: "Bir kerecik esirgeyebilen, hiçbir şey vermemiş sayılır. "
Malik (rh.a) derdi ki; Namaz kılan kimse ne gizlice ne açıktan besmele çeker.
Çünkü Ayşe (ra)'nin rivayet ettiğine göre; "Peygamber (sav) kıraata Elhamdulillahi rabbil alemin - Hamd olsun alemlerin rabbi olan Allah'a diye başlardı."(56)
Biz Hanefilerin deliIi, Enes'in rivayet ettiği şu hadistir. 0 der ki; "Ben Resûlullah (sav)'in, Ebu Bekr'in ve Ömer (r.a)'in arkasında namaz kıldım.
"Onlar Kur'an'a Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" diye başlıyorlardı"(57)
Ayşe (r.a)'nin rivayet ettiği hadisin yorumu ise, Peygamber (sav) besmeleyi gizlice çekerdi, demektir. Besmeleyi gizlice çekmek bizim görüşümüzdür. Bu aynı zamanda Ali ve İbn Mes'ud'un görüşüdür.
Şâfi'î (rh.a) açıktan okunarak kılınan namazlarda imam besmeleyi açıktan çeker, der. Bu İbn Abbas ve Ebu Hureyre (ra)'nin görüşüdür.
Elleri kaldırıken parmakları birbirinden ayrı tutmak için kendini zorlamaz. Peygamber (sav)'den rivayet edilen;
"O parmaklarını açarak tekbir aldı"(42) hadisinin anlamı, 0 parmaklarını avuçlarına bitiştirip bükmeksizin açık vaziyette tekbir aldı demektir.
Biz Hanefilere göre sünnet olan, ellerini baş parmakları kulak yumuşağı, parmak uçları da kulağın diğer kısmı hizasına gelinceye kadar kaldırmaktır. Bu aynı zamanda Ebu Musa El-Eşari (rh.a)'nin de görüşüdür.
Şâfi'î (rh.a.)'ye göre, namaz kılanın ellerini omuzlarına kadar kaldırması sünnettir. Bu da İbn Ömer (r.a)'in görüşüdür.
Şâfi'î (rh.a) bu görüşüne Ebu Humeyd Es-Saidi (ra)'nin rivayet ettiği hadisi delil göstermiştir.
Ebu Humeyd, Peygamber (sav) ashabından on kişiyle beraberdi. Dedi ki: "Size Resûlullah (sav)'ın namazını haber vereyim mi?" Onlar evet dediler. Bunun üzerine O şöyle dedi:
"Resûlüllah (sav) tekbir aldığı zaman ellerini omuzlarına kadar kaldırırdı"(43.)
Az önce ayrıldık
Bir köy ilkokuluna çığ düşer gibi ansızın;
Gırtlakları kesen kelimelerle veda ettin yaşadığın bedenime.
Ne A RH pozitif bir “kal” bulabildim,
Ne de 0 grubu bir negatif bir “burukluk”, donakaldığım evin içinde!!