Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin –ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun gevezeliklerine olduğu
Kendisi de ulemâdan olan 18. Türkiye Hükümeti’nin (16.01.1949-22.05.1950) Başbakanı Şemseddin Günaltay’ın inisiyatifiyle 21 Kasım 1949’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi açıldı. Falih Rıfkı Atay, 1949 tarihli “Hoca Olsam” başlıklı yazısında, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun açıkça ifade ettiği gibi, medrese ve şeriata karşı olarak kurulan İlahiyat Fakültesi ders programına fıkıh dersini koydurmadığını bizzat Şemsettin Günaltay (1883-1961)’dan nakl eder: “Meclis koridorunda Şemseddin Günaltay’a rastladım. En uyanık din adamlarından biri. Başbaşa konuştuğunuz zaman bildiklerini ve inandıklarını açıkça söyler. Kalabalık karşısında o da bir softa. Dinlerken köy camii imamından ayırd edemezsiniz.
–“Hocam, İlâhiyat Fakültesi’nin medrese olmasını nasıl önliyeceğiz?”
diye sordum.
–“Fakülteye ben fıkıh dersi koydurmadım.” dedi. “Bilirsin ki fıkıh Kur’ân’ın “muamelât” âyetleri üzerine kurulmuştur. Bu âyetlerin hepsi artık “mensûh” hükmündedir.”
Sayfa 39 - Kadim Yayınları- Bedri Gencer, Fıkıh Olarak Türk Düşüncesi
Yakın zamana kadar ülkemizde eğitim-öğretim sorunları mesela üniversiteye giriş sınavlarındaki farklı puan uygulaması hep imam-hatip liseleri odaklı tartışılmıştır. Genel kanı, bu tür tedbirlerle bu okul mezunlarının sınırlı kontenjan ayrılan İlahiyat Fakültelerine girmelerinin sağlanması onun dışındaki okullara girişlerinin engellenmesidir. Bunun gerçekleşmesi için de bütün meslek liselerinin olumsuz şekilde etkilenmesi bile göze alınmıştır. Aynı şekilde YÖK'ün farklı fakülteler arasındaki geçişe esneklik getireceği yönündeki haberlerin 04.03.2010 tarihli gazete ve TV'lerde "llahiyat Fakültesine gir Tıp Fakültesinden mezun ol" şeklinde verilmesi oldukça manidardır.
18.01.2011 tarihli gece haberlerinde Türkiye'nin en büyük haber kanallarından birisi polis meslek liselerine bütün lise mezunlarının girebilmesini konu alan düzenlemeyi sadece Imam-Hatip Lisesi mezunlarına özgüymüş gibi takdim etmiş ve konunun özü ancak haberin en son kısmına sıkıştırılan bir bilgi kırıntısından anlaşılabilmiştir.
İnsan oturduğu odanın duvarlarından biri yok oluvermiş gibi bir noksanlık, bir çıplaklık duyuyor, bir gün evveline kadar kolumuz, bacağımız gibi pek tabii surette mevcut olan bir şeyin birdenbire hiç olmasına inanmak istemiyordu.
Her sevgi, sevgi değil, arzular sadece anlık bir meşale, samimiyetsiz bakışmalar kaldı gözlerin kararsızlığında.
Feminist haykırmalarına maskeler giydirilmiş,
artık her erkek yüreksizdir kadına ey Simone de Beauvoir! Ezilir kadın ve kan düşer hayatın mehtabına, şimdi şiirlerin kanadında anlamsız kadın, şimdi hülyaların yağmurunda ıslanmaz kadın, sevimsiz düşlerin bulvarında sessizdir kadın, masum aşkın başrolüdür sevilmeyen kadın....
Sizlere bu kış gecesinde, saat 01.18'de doğunun en vahşi, gelenek ve dogmaların kentinde bir tutam destekleyici söz gönderiyorum;
evet tüm dünya kadınlarına selam olsun.