.. Öteki İslâm ülkeleri Şerîat'i modernleştirmeye çabalamışlar, fakat hiç biri, Atatürk'ün yaptığı gibi, Şeriat'ın yerine bir Avrupa ülkesinin kanunlarını getirmeyi göze alamamıştır. Atatürk'ün, arkadaşlarıyla birlikte 1926'da giriştiği büyük teşebbüsün nasıl bir ülkücülükten hız aldığını hatırlamak, çok ilginçtir. Zamanın Adalet Bakanı olan Mahmut Esat Bozkurt, bir Avrupa Medenî Hukuk Yasası'nı kabul etmenin gerekçesini açıklarken, Türkiye ve öbür Müslüman ülkeleri gibi dinî kurallarıyle yönetilen toplumların, ilkel toplumlar olduğunu söylemişti. Eğer Türkiye'nin uygarlaştırılması isteniyorsa, Avrupa uygarlığının bazı bölümlerini alıp Türk âdetlerine göre uygulamak, yeterli olamazdı. Avrupa uygarlığına ayak uydurmak için, Türkler kendi yol ve yöntemlerini değiştirmeliydiler Kemalizmin ruhu buydu. Sosyologlar da Türk gelenek ve göreneklerine uymayan yabancı bir kanunun, insan vücudunun yabancı bir organı reddetmesi gibi, halk tarafından reddedileceğini ileri sürüyorlardı. Fakat, Bakan, yeni kanunun kabul edileceği üzerine olan inancını belirtti ve şu çarpıcı sözlerle sonucu bağladı: "Bu kanunun kabul edildiği gün, Türkiye eski uygarlığa kapılarını kapatacak, yenisine açacaktır."!