Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Nejdet Sançar'ın Ölümü "Türkçülük Cephesi En İyi Savaşan Tümenini Kaybediyor" Atsız, nihayet Türk Tarihi'ni eline almıştır ama Adile Ayda'ya yazdığı mektuptan iki gün sonra kardeşi Nejdet Sançar'ın ölümü onu can evinden vurmuştur. 21 Şubat 1975 Cuma günü saat 14 sularında bir kalp krizi geçiren Sançar, hastaneye
Reklam
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
Reklam
1947 yılındaki bir başka dava da Atsız'ın Sabahattin Ali aleyhine açtığı hakaret davasıdır. 26 Mayıs 1947'de Sabahattin Ali, sahibi bulunduğu Merhumpaşa gazetesinde "Hasan Âli-Kenan Döner Komedisi" başlıklı bir yazı yazar. Aynı gazetede "Genç Arkadaş” başlıklı bir yazı daha neşreder (Ali 2015: 529). Yazılarda Atsız'a hakaret vardır. Bunun üzerine Atsız, Sabahattin Ail'ye hakaret davası açar. Davanın ilk duruşması 12 Eylül 1947 tarihinde İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır (Cumhuriyet gazetesi, 13 Eylül 1947, Akgöz 2016: 197-198'den). Bu yazılar dolayısıyla Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de tutuklanmış, fakat 12 gün sonra serbest bırakılmıştır (Ali 2015: 529). 24.01.1948'de Sabahattin Ali eşine yazdığı mektupta şöyle diyor: "Nihal Atsız davası tekrar görüldü, 50 gün cezanın altıda birini indirecekler, kırk gün kalacak, bu sefer yattığım 12 günü de çıkarınca, bu ceza temyizde tasdik edilse bile, 28 gün kadar yatacağım demektir." (Ali 2015: 542).
Gazetelerde geniş olarak yer alan ve kamuoyunda geniş yankı bulan Öner ve Yücel Davası âdeta Irkçılık-Turancılık Davası'nın rövanşı haline gelmiştir. 18 duruşma sonunda, 19 Kasım 1947 tarihinde mahkeme davayı düşürmüş, Yücel, 09 Aralık 1947'de kararı temyiz etmiş, Yargıtay da 26 Mayıs 1948'de mahkemenin kararını bozmuştur. Ankara
1947 yılındaki bir başka dava da Atsız'ın Sabahattin Ali aleyhine açtığı hakaret davasıdır. 26 Mayıs 1947'de Sabahattin Ali, sahibi bulunduğu Merhumpaşa gazetesinde "Hasan Âli-Kenan Döner Komedisi" başlıklı bir yazı yazar. Aynı gazetede "Genç Arkadaş” başlıklı bir yazı daha neşreder (Ali 2015: 529). Yazılarda Atsız'a hakaret vardır. Bunun üzerine Atsız, Sabahattin Ail'ye hakaret davası açar. Davanın ilk duruşması 12 Eylül 1947 tarihinde İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır (Cumhuriyet gazetesi, 13 Eylül 1947, Akgöz 2016: 197-198'den). Bu yazılar dolayısıyla Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de tutuklanmış, fakat 12 gün sonra serbest bırakılmıştır (Ali 2015: 529). 24.01.1948'de Sabahattin Ali eşine yazdığı mektupta şöyle diyor: "Nihal Atsız davası tekrar görüldü, 50 gün cezanın altıda birini indirecekler, kırk gün kalacak, bu sefer yattığım 12 günü de çıkarınca, bu ceza temyizde tasdik edilse bile, 28 gün kadar yatacağım demektir." (Ali 2015: 542).
Atsız, Askerî Tıbbiye'de iken Türkçü yayın ve faaliyetleri takip ediyordu. Bunu "Yeni Mecmua'nın 20 Kasım 1923 tarihli 85. sayısına gönderdiği" okuyucu mektubundan anlıyoruz. Mektupta "Türk Ocaklarının siyasi bir kuruluş olarak uğraşması gereken işlerden söz etmekteydi." (Deliorman 2013: 14). Yücel Hacaloğlu "... 1921-1922 yıllarında, haftalık bir mecmuada 'H. Nihâl' imzası ile, 1923-1924 yıllarında günlük bir gazetede, 'Askerî Tıbbiye öğrencisi H. Nihâl' imzası ile ve yine 1922 ile 1925 yılları arasında, günlük bir gazetede 'H. Nihâl' imzası ile yayınlanan 'Atsızlar başlıklı hikâyesinin birincilik kazandığını öğrendim." diyor' (Hacaloğlu 2013: 12). O yıllarda Atsız henüz 17-20 yaşlarındaydı. Bu yıllarda, hatta belki de lise yıllarından itibaren Ziya Gökalp'ın yazı ve şiirlerini, Ömer Seyfeddin'in hikâyelerini, diğer Türkçü yazar ve şairleri takip ettiğini de söyleyebiliriz. Rıza Nur'un Türk Tarihi'ni Askerî Tıbbiye yıllarında okumuş olmalıdır. 03 Kasım 1944 tarihli duruşmasında "Bizde milliyetçilik aşkını uyandıran onun 12 ciltlik Türk Tarihi olmuştur. Bunları çocukken okumuştuk." (Sançar 2018: 412) diyor. Rıza Nur'un 12 ciltlik eseri 1924-26 yıllarında çıktığına göre Atsız eserleri çıkar çıkmaz okumuş olmalıdır. 19-20 yaşlarında. Artık o sıkı bir Türkçüdür.
Reklam
Sumer yazar ve ilahiyatçıları, tanrı düzenini sağlayan tanrısal bir gücün varlığına inanmışlar ve o güce me adını vererek, Tanrıça İnanna'nın bu öyküsü* içinde onları bir liste halinde yazmışlardır. Tanrılar, "kültür nitelikleri ve türleri" olarak adlandırılan bu me'lerin iyi olanlarını meydana getirdikleri gibi kötü olanlarını
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Temize Çektiğim İstatistik. (AFİYET OLSUN!)
TÜRKİYE’DE Yıl: 1937 Çocuk Sayısı: 732 İstatislik: %46 şahsa karşı, %30 mala karşı, %20 cinsel suçlar, %3 diğer suçlar. Yıl: Belli değil. Çocuk Sayısı: 395
Remzi KitabeviKitabı okudu
ORHAN VELİ'NİN BESTELENMİŞ ŞİİRLERİ
1 - Anlatamıyorum - 21. Peron 2 - Anlatamıyorum - Alpay 3 - Anlatamıyorum - Hümeyra 4 - Anlatamıyorum - Kerem Güney 5 - Anlatamıyorum - Mine Koşan 6 - Anlatamıyorum - Orhan Hançerlioğlu (şiir) 7 - Ayrılış - Ezginin Günlüğü 8 - Bedava Yaşıyoruz - Cem Karaca 9 - Bedava Yaşıyoruz - Özdemir Erdoğan 10 - Bir Garip Orhan Veli - Ahmet
Birinci kural yaradana hangi kelimelerle tanımladığımız kendimizi nasıl gördüğümüze aynı tutar şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak utanılacak utanılacak bir varlık geliyorsa aklına demekki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk merhamet ve şevkat anlıyorsan sen de bu vasıflardan bolca mevcut
548 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.