Kurtlu elma yer misinz ? Böyle bir soru sorduğum için af diliyorum sizden tahayyül etmeniz gerekebilir
İlk 80 sayfanın ve geri kalan 100 sayfanın bende hissettirdiği tam olarak bu !
On beş - on altı yaşlarındaki lise öğrencisi Michael Berg ile otuz altı yaşındaki Hanna Schmitz’in aşk öyküsünü okuduğumuz birinci bölüm kitabın olumsuz fikrine kapıldığım sayfalar sonrasında, Hanna’nın birdenbire ortadan kaybolup yıllar sonra Michael’in hukuk öğrencisiyken bir davayı izlemesi üzerinde karşılaşmalarıyla aşk, savaş, suç, vicdan, ihanet, ahlak kavramlarının sorgulandığı ikinci bölümde sayfalar kurtlu da olsa elmanın lezzetini almanızı sağladığı için kitabın değerini arttırıyor benim gözümde. Üçüncü bölümde ise bu iki ismin tekrar hesaplaşması ve yüzleşmeleriyle birçok sorunun da cevabını
almış olacağız.
Hanna’nın geçmişte işlemiş olduğu bir suçtan aklanmasını beklerken sırf okuma yazma bilmediğini söylemekten utandığı için koca bir yükü sırtlamaktan çekinmediğini görmek ve bunu göstermektense özgürlüğünden alıkonulmayın tercih etmesi onun suçun tek bir insana yüklenip susturulan vicdanların bir yanıması mıydı yoksa ?!
Kaçış yalnızca bir uzaklaşma değil, bir varıştır aynı zamanda.
Doğru zaman kaçırılmışsa, diye düşündüm, eğer insan bir şeyi kendinden bunca zaman esirgemişse; bir şey ondan bunca zaman esirgenmişse eğer, büyük bir güçle başlasa ve coşkuyla desteklense bile, artık çok geç kalınmış demektir.
Puan:7/10
#kitaplığımdantavsiyeler