Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nefilim nedir?
Nefilim, Nuh peygamber zamanına kadar yeryüzünde yaşamış dev varlıklara deniyordu. Tevrat’ın anlattığına göre melekler yeryüzüne inince insanoğlunun güzel kızlarıyla yatmışlar ve nefilimler doğmuştu.
Sayfa 244 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Önde birileri bir yeniçerinin kellesini sırığının ucuna takmış sallıyordu. Oğul Sobieski ona niçin böyle yaptığını sorduğunda adam bunun Türkkenpopanz olduğunu, evlerde bulunmasının cinleri şeytanları ürküttüğünü söyleyiverdi. Joseph Viyana’daki hemen her çocuğun küçükken öğrendiği bu Türk Umacısı geleneğinin nerelere dayandığını gözleriyle görerek anlayıverdi. Viyana müzesinde sayısız Türk kafatası bulunmasını da izah ediyordu bu. Beç ahalisinin başta Hüseyin Paşa olmak üzere sayısız Türk şehidinin kafataslarını birer tılsım diye mezarlarından çıkarıp evlerinin duvarlarına asma âdeti yeni yeni başlayacak olmalıydı. Daha sonra Avrupa topraklarında Türklerin boşalttığı yerlerdeki camilerin hazirelerinde yatan ölülerin kafatasları da böyle böyle evlerin duvarlarına taşınacaktı. Savaşta ölen bir Türk’ün kafa derisi yüzülerek içi samanla doldurulup Türk umacı diye çocukları korkutmak yahut Türk kemiklerini muska gibi yakalarına, başlıklarına, uçkurlarına takmak… Hepsi bu âdetin azdırılmasıyla ortaya çıkmış olmalıydı. Avusturya tarihleri Karlstadt Kalesi inşa edilirken sur duvarına 900 Türk kafatası konulduğunu övünerek yazıyordu.
Sayfa 213 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İsa bizim Kuzu’muzdur Bay Stoye. Evangelistler o Kuzu’nun yeniden dünyayı teşrifi ve neslini devam ettirmesi adına gelinler hazırlamak zorundadır. Yeryüzünde yeterli Evangelist ve yeterli gelin hazır olduğunda Kuzu gökten inecek ve gelinlerden biriyle evlenip Babil’de Tanrının imparatorluğunu kuracak. Bunun için Babil’in kan, acı, sefalet, şiddetle tarumar edilmesi gerekmektedir. Babil topraklarında yaşayan biri olarak ortalığın toz duman oluşuna şaşırmamalısın.
Sayfa 134 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Nasılmış Bu Yaşam Denen Şey?
"Öyle miymiş?"... Ne var bu soruda? Belki üstten bir tavır, bir kinaye ya da bir bilmeyen kişinin sancısını belli edişi, bilmediğini öğrenme çabası ya da bir şey bilmesi ama bu bildiğinin ötekilerin bildiklerine uymayışı sonucunda duyduğu şaşkınlık, yabancılık... Hepsini tek hamlede düşündüren bir soru "Öyle miymiş?". Kitabı da
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?Şule Gürbüz · İletişim Yayınları · 20161,420 okunma
...Bunu düşündüğü anda kalbine bir ilham geldi: "Acısından onu uzaklaştıracak bir esma, etkili bir merhem sayılır!"
"O kadar sükûnet, o kadar huzur, o kadar kendinden emin ve razı. Ortadoğu'nun bütün sıkıntılarından âzâde, kendi dünyasında elif harfine çalışan derviş misali. Buna rağmen kalbinde dünyanın bütün yükünü taşıdığının da farkında."
Reklam
"Olur mu Yusuf Bey, kalbin yalnızca hakkı bâtıldan, doğruyu yanlıştan ayırt etme ve iyi ile kötü arasında tercih yapma özelliğini bile ele alsak onu akıldan üstün tutmamız gerekir. Kaldı ki kalp bilgi, algı, düşünce ve inancın merkezidir. Her kalbin iki yüzü vardır; biriyle Hakk'a, diğeriyle halka bakar. Bu yüzdendir ki yerlere ve göklere sığmayan Allah bir kalbe sığar. İnsan, Allah'ın girdiği evde her şeyi bulabilir. Kendisinde saklı olanı bile...
Sayfa 69 - kapı yayınlarıKitabı okuyor
Erte­si gün "Robespierreci" komploya katıldığı iddia edilen 71 Ko­mün üyesi daha giyotine gönderildi.
Sayfa 160 - PdfKitabı okuyor
"O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?"
13. O halde (Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 16. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 18. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 21. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 23. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 25. O halde
Sayfa 530 - Rahmân/13-78Kitabı okuyor
"*Handicape" kelimesini sevmiyorum. "Diğerleri gibi değil" ifadesini tercih ediyorum. Çünkü diğerlerini her zaman sevmiyorum. Diğerleri gibi olmamak, bu illa ki diğerlerinden daha az iyi olmak demek değil. diğerlerinden farklı olmak demek. Diğerleri gibi olmayan bir kuş, ne demektir bu? Mozart'ın bütün flüt sonatlarını partizyonsuz ıslıkla çalabilen bir kuş diğerleri gibi değildir. Yüksekten başı dönen başka bir kuş da. Diğerleri gibi olmayan bir inek, telefon etmeyi bilen bir inek olabilir. Çocuklarımdan söz ederken, ''diğerleri gibi değiller" diyorum. Bu, şüphelendiriyor. Mozart, Einstein, Newton, Michelangelo diğerleri gibi değildi. Jean -Louis Fournier/ Nereye Gidiyoruz Baba (Anlatı, S,71 - Yapı Kredi Yayınları)
Reklam
Musa Tur-ı Sina’da Tanrı’dan On Emir’i aldığında bizimkiler altından bir buzağı yapmışlar, ona tapıyorlardı. O güne kadar kimseye zarar vermeyen çöl sürüngenleri birdenbire atalarımızı sokup öldürmeye başladılar. Akrepler, yılanlar, kertenkeleler, kabuklular… Musa dağdan dönünce, ‘Tamam,’ dediler, ‘senin tanrına inanacağız, kurtar bizi bu beladan!’ Musa buzağıyı parçaladı, madenlerini eritip tunçtan bir yılana çevirdi; asa olarak. Yılanı öpene artık sürüngenler ilişemedi. Sonra da karınlarını doyursunlar diye her gün manna ve selva inmeye başladı. Onlar İlâhî birer sembol idi.
Sayfa 132 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
İbrahim sûresinin 48. âyetinde buyurulmuştur: ‘Bir gün gelecek yer başka bir yere, gökler başka göklere dönüştürülecektir.’ Zamanın dürülmesini Sevr mağarasının girişine ağ ören örümcek yahut yuva yapan güvercin misalinde de birebir görürüz. Çünkü her ikisinin de o anda orada bulunuşu —örümceğe ağ örecek, güvercine de yuva kuracak zamanın dürülmesi bir yana— Resûlullah ile Sıddık olan dostunu âdeta zamanda başka bir boyuta taşımış ve müşriklerin zamanından uzaklaştırmıştı.
Sayfa 107 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
69. Kuramsal olarak, eksiksiz bir mutluluk olasılığı vardır: İçimizde yok edilemez bir varlık olduğuna inanmak ve ona ulaşacağım diye çaba harcamamak. 70./71. Yok edilemez tektir; her insan tek başına böyledir ve aynı zamanda bu herkesin ortak noktasıdır, dolayısıyla insanları birbirine bağlayan eşi benzeri olmayan parçalanmaz bir bağ vardır.
Sayfa 69 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Evliyaullah isterse kalbini incelterek, kalbinde mesafeler kat ederek zamanı genişletir ve mekânları zamanın emriyle çoğaltabilir. Hurûfî dervişi Nesîmî’nin derisi yüzüldüğü vakit Halep’in on iki ayrı kapısından derisi sırtında çıkıp gitmesi gibidir bu. Allah, Enbiya sûresi 104. âyette ‘O dehşet günü gökleri yazılı kâğıt tomarlarını dürer gibi düreriz, yaratmaya başlamadan önceki hâle döndürürüz’ buyurur.
Sayfa 106 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Zamanda yolculuk ve mekanda boyut değişimi. Nasuh Efendi buna zamanın dürülmesi diyordu. Hz. Peygamber’in mîracında Mescid-i Aksâ’ya, oradan da semaya yolculuk yapmasından, Hz. Süleyman’ın veziri Âsaf’ın bir anda Belkıs’ın tahtını Yemen’den Süleyman’ın önüne getirişinden ve Ashâb-ı Kehf’in yüzyıllarca uyuduğu hâlde bu süreyi bir gün kadar hissetmesinden bahsediyor…
Sayfa 106 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.