Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra Aslan

‘Hayata yeniden çağırılmayı istiyor musun?’ Ve cevap yine aynıydı. ‘Söyleyemem.’
Reklam
O halde insanları uçurumdan aşağı iten ve zihinlerinin bedenlerini toptan ele geçirmesini sağlayan o nihai tetikleyici nedir?
Şimdi cehennem kadar korkunç görünüyorsun sen!
Sayfa 113Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama hiçbir acımasızlığım karşısında irkilmedi. Kendi değerli canına zarar gelmedikçe, acımasız davranışlara doğuştan bir hayranlığı var sanırım!
Sayfa 185Kitabı okudu
Beni kendinden nefret ettirmenin yollarını bulmakta hem pek usta hem de bu konuda bıkıp usanmak nedir bilmez!
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Anaksagoras: “Ben dünyaya güneşi hayran hayran seyretmek için geldim,” dermiş.
Sayfa 327Kitabı okudu
Benden korkuyorsun, çok çirkinim değil mi? Ama yüzüme bakma. Yalnız beni dinle, o kadar.
Sayfa 296Kitabı okudu
Demek ki bir tek cılız düşünce bile insanı sefil etmeye, çıldırtmaya yetiyor.
Sayfa 188Kitabı okudu
Zamanla savaşırım senin sevgin uğruna, O seni kemirse de ben can veririm sana,
Dokuz iyi özelliğimizin arasında aptalca bir tanesinin olması aptal diye adlandırılmanıza yeter de artar.
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
Ne var ki, kendine kızmıyordu; kuşkusuz, bunda haklıydı da. Hepimizin, kendimizi hafiften korumak gibi küçük bir zayıflığımız vardır.
Sayfa 190Kitabı okudu
Düşüncenizin uçtuğu o mutlu yerler neresidir?
Sayfa 181Kitabı okudu
Kaba, son derece yoksul, renksiz, zavallı, küf tutmuş çevrelerde olsun; tekdüze, soğuk, sıkıcı yüksek çevrelerde olsun, her insan yaşamında hiç değilse bir kez, daha önce hiç rastlamadığı, başkalarına benzemeyen, onda daha önce hiç tatmadığı bambaşka duygular uyandıran biriyle karşılaşmıştır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Ah, aşk! Nasıl da nazik görünür, Aslında zalim ve kaba olmasına rağmen.
Uyudun mu, sevgilim? Yoksa ölmüş mü benim güvercinim?
Sayfa 221Kitabı okudu
Unuttun mu bizi ayırıyor diye aceleci zamana ettiğimiz sitemleri,
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Hiç görmemiştim aynı anda hem böyle güzel Hem de böyle kötü olabilen bir gün!
Yüz binlerce insan avuç içi kadar bir yere toplanıp üst üste yaşadıkları toprak parçasını çirkinleştirmek için var güçleriyle çalışmış olsalar; üzerlerinde hiçbir şey yetişmesin diye her yanına taş dikmiş, filizlenen her otu kökünden koparmış, havayı taş kömürü, petrol yakarak ellerinden geldiğince kirletmiş, çevredeki tüm ağaçları kesmiş, tüm hayvanları, kuşları uzaklaştırmış olsalar bile gene de ilkbahar ilkbahardı..
N’olur söyleyin; övgülerinizle tıka basa doyurun bizi, besiye çekin evcil hayvanlar gibi. Bir iş övülmedi mi ölür gider, ondan sonra yapılacak binlerce iyi işi de yok eder. Övülmek bizim ödülümüzdür. Mahmuzlamakla bizi fazla koşturamazsınız, ama tatlı bir öpücükle binlerce fersah yol aldırabilirsiniz..