Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Banu palazoğlu

"Umutlarınızı sadece size miras birakamayacak birine bağlayın "
Sayfa 14 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
İnsanlar yitirdikleri yüzünden hüzne batarak kendilerine acıyorlardı ama yanı başlarında kendilerinin yol açtıkları yitimlerin farkına bile varmıyorlardı.
" Sen ne kadar kaçsan da, ıskalasan da, görmezden de gelsen, kafanı kuma da gömsen, kalbine kilit de vursan, hayatın sana bir diyeceği varsa, sinsi sinsi bekliyor sırasını, yıllarca. Öyle sabırlı. Öyle fil hafızalı, Öyle unutmuyor hayat. Sen sabaha kadar unuttum diye sağalt ruhunu. Gömdüm san. Defter kapanmayınca kapanmıyor."
İletişimKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz kimsek o olmak istiyoruz - yeni, biricik, kıyaslanamaz, kendi yasalarını koyan, kendini yeniden yaratan insanlar. Bu amaçla dünyadaki zorunlu ve kanuni olan her şeyi en iyi öğrenip kesfedenler olmamız gerek.
Sayfa 134 - MetisKitabı okudu
" Kurtlukta düşeni yemek kanundur " korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan, köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu'nda.
Reklam
Vanya Dayı kayıp zamana, gerçekleşmeyen umutlara, boşa harcanan hayatlara ve imkansız aşklara adanmıştır.
" Öyle işte. Hala biraz soğuk geliyor ama battıkça alışıyorum. Kendimi boşa aldım bayırdan aşağı koşuyorum. Düşüyorum gibi görünüyor olabilir ama bakma aslında uçuyorum. Söylediklerimin hepsini unut, sanki ben biliyorum da mı yaşıyorum Osman?"
Varoluşçuluk
Varoluşçuluk nedir? Bugüne değin çeşitli yanıtlar verilmiş bir sorudur bu. Sozgelişi, Weil'e göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounier'ye göre umutsuzluk, Hamelin'e göre bunaltı, Banfi'ye göre kötümserlik, Walh'e göre başkaldırış, Marcel'e göre özgürlük, Lukacs'a göre idealizm, Benda'ya göre usdışılık, Foulque'ye göre saçmalık felsefesidir.
Gerçek mutluluk hissettiğimiz anda farkına vardığımızdır.
1950'li yıllarda Fransa'daki sınıf sisteminden ve bir kadının sınıf atlamak, geçmişini unutmak için verdiği mücadeleden daha fazlasıdır. Bu roman, kültürel anlamda haklarından mahrum birakilmislarin kendi sesleriyle konuşmasına unutulmaz bur katkı sunuyor...