“…İnanç. Çılgınlık. Bir teknoloji devine, binlerce Amerikan ajanına rağmen, bir avuç kararlı adam tüm güvenlik önlemlerini, denetimleri kolayca aşıverdi. Çünkü hiçbir makine bir insan beyninden daha güçlü olamaz…”
"Yatağımda olman hoşuma gitti. Örtüleri nadiren açarım. Nadiren uyurum. Bu görüntüye alışabilirim."
"Yoksa bana kalıcı bir yer mi teklif ediyorsun?"
"Cebine yedek anahtar koydum bile."
"Kreşteyken annelerimiz hep korkunun yapay bir koşullanma olduğunu söylerdi," diye açıkladı. "Dışarıdan kaynaklandığı için ona karşı koymak mümkündür. Korktuğun şeyleri yapman gerekir."
Sana Yahudileri anlatayım. Bir keresinde, savaşın ilk aylarında hareket halindeydik ve bir geceliğine bir kasabada konakladık. Yahuda işkariyot gibi kızıl sakallı, korkunç bir ihtiyar Yahudi sinsi sinsi konakladığım yere geldi. Ne istediğini sordum. 'Efendim,' dedi, 'size bir kız getirdim, henüz on yedisinde güzel bir genç kız. Sadece elli frank.' 'Teşekkürler,' dedim. 'Getirdiğin gibi götürebilirsin. Hastalık kapmak istemiyorum.' 'Hastalık mı!' diye bağırdı. Hastalıktan korkmanıza gerek yok. Bu kendi kızım!' Al sana Yahudi milleti.