Burhan Kuyumcu

Burhan Kuyumcu
@BurhanKuyumcu
4 okur puanı
Ekim 2023 tarihinde katıldı
Emil Michel Cioran Bu hayatta bir şeyleri fark eden çok az sayıda insan olduğunu gözlemledim. kesinlikle hiçbir şeyi anlamamış büyük yazarlarla tanışabilirsiniz. bunlar, yetenekleri olan ama değersiz kimselerdir. tam tersine sokaklarda, bir barda, sizi aydınlatan, derinlere inebilen, büyük sorunları ele alabilen insanlarla tanışmanız daha olasıdır. sorunlu karakterler kendilerine aşık filozoflardan çok daha ilgi çekicidir. gerçekten de bu tarz insanlarla iletişim halinde olarak çok şey öğrendim. bu anlamda entelektüel ortamlara uyum sağlayan biri olmadığımı söyleyebilirim. diyebilirim ki beni en derinden etkileyen insanlar, hayatında hiç kitap okumamış olanlardı.
Reklam
İşte kara dutları güneşin Papatyaların renkli camları Başakları evlerin Kan rengi kız çocukları yelesiz Lokma lokma ağaçların altında Tren yolunda eğri büğrü Damları doğrayan makas Gel bulutsuz masalara yaslan Elimi tut büyüsün Yüzüme bak çalsın İçimdeki çalar saat Dönüş yollarında sarmaş dolaş Vapurlar geçsin aramızdan
Gökyüzü pırıl pırıldı. İçinde bembeyaz uçuşan yıldızlara göre karanlıktı ama yine de pırıl pırıldı; sanki orada muazzam bir ışığı örtmekte olan kadife bir perde vardı, sanki parıldayan yıldızlar sadece o perdedeki delikler ve yırtıklardı, o anlatılmaz aydınlık da oralardan sızıp öyle parlıyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gözkapaklarımın üzerinde ayakta duruyor Ve saçları saçlarımın içinde Biçimi ellerimin biçiminde Gözlerinin rengi gözlerimin renginde Gölgemde yitip gidiyor Tıpkı bir taş gibi gökyüzünde.
Dünya yüzündeki tuzlu sularda ışıklı vapurların gittiğini, Paris’te kızıllı, yeşilli, turunculu işaret fişeklerinin bulvarlar boyunca akan köhne taksilere sis içinde yol gösterdiklerini; caddelerde, meydanlarda gotik binaların kayalar misali yükseliverdiğini; bisikletine tünemiş genç bir kadının türkü söyleyerek geçtiğini, pırıl pırıl matruş bir adamın pırıl pırıl bir bıçakla bonfile kestiğini; yalancı inciler içinde dolgun bir kadının Napoli’de, şarkılı bir kahvede fıstıklı dondurma yediğini; tayyare meydanlarının lokantalarında konyak içerek garip valizleriyle yolcular bekleştiğini; bir üçüncü mevki vagonda yaşlı bir adamın şehir içlerinden tren geçerken, gençken oturduğu kahveleri tarayarak titrediğini…
Reklam
Bana göre fotoğraf bir sanat değildir. Soruyorsunuzdur belki “Fotoğraf nedir?” diye. Fotoğraf, görülen bir şeyin zapta kayda geçmesidir.
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri hep buradan türemiştir. Harese şudur: Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve, dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı, dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece kanadıkça yer, yedikçe kanar, bir türlü kendi kanının tadına doyamaz… Orta Doğu’nun adeti de budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür, ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur...
İnsanlar arasına gireli en önemsiz şeydir bence: birinin tek gözlü, ötekinin tek kulaklı, bir üçüncüsünün tek bacaklı, daha başkalarının da dilsiz, ya da burunsuz, ya da kafasız olduğunu görmek. Ben daha beter şeyler gördüm, görüyorum da; bazıları öylesine iğrenç ki, hepsini anlatmaya dilim varmıyor, bazıları konusunda da susmak hoşuma gitmez: öyle insanlar vardır ki, her şeyleri eksiktir, ama bir şeyleri pek fazladır, — büyük bir gözden, ya da büyük bir ağızdan, ya da büyük bir karından, ya da büyük herhangi bir şeyden başka bir şey olamayanlar, — ben ters sakatlar derim bunlara.
Kişi herkesi biraz fazla tanır. Ve nice kimseler bize göre saydamlaşırlar, yine de biz onların içine hiçbir zaman giremeyiz. İnsanlar arasında yaşamak güçtür, susmak çok güçtür de ondan. Ve biz zıddımıza gidene haksızlık etmeyiz en çok, bizi hiç ilgilendirmeyene ederiz.
Uyku ve erdem üstüne pek güzel konuşan bir bilgeyi övdüler Zerdüşt’e. Kendisi bu yüzden çok saygı görür, el üstünde tutulurmuş, bütün gençler de kürsüsünün önünde otururlarmış. Ona gitti Zerdüşt ve bütün gençlerle birlikte, kürsüsünün önüne oturdu ve şöyle buyurdu bilge: Saygı ve utanç duymalı uykunun karşısında! İşin başı budur! Ve kötü
Reklam
Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim..
Yaşam bize verilmiş boş bir filim. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.
55 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.