Abartılmış eserlerden biri. Metin olarak çok dağınık, bir mesajdan diğerine geçip duruyor, buda kitabın anlaşılırlığını azaltıyor. Eser çok subjektif ve yazarın çok duygusal bir düşünce yapısı var. Mesela bir Schopenhauer gibi görüşlerini dayandırdığı mantıksal delilleri yok. İnsanın hayvan ile insanüstü arasında bir merhalede bulunan, bu benliği aşıp insanüstüye ulaşması gereken bir varlık olduğunu iddia ediyor ve savunuyor. Peki bunu kim diyor? Kime göre, neye göre? Neden? Kime göre insanüstü? Buna ilaveten inanılmaz çelişkiler var kitapta. Misal başta dinlerin dayattığının aksine şehvetin kötü bir şey olmadığını savunurken daha sonra şehveti kötüleyip köpeğe benzetiyor. Namus olgusunu oluşturan din, devlet ve diğer sosyal normları yerden yere vururken daha sonra kötü gözle bakan erkeklere namus öğüdü veriyor ve namusu yüceltiyor. Son olarak kafasında çok ilkel ve duygusal olması gereken tanrı profili oluşturmuş, hali hazırda kabul görmüş tanrı şeması buna uymadığı için tanrıyı reddediyor. Tanrının kul değil dost, daha iyiyi yaratmak için yoldaş istemesi gerektiğini savunuyor ki bu savunduklarını isteyen bir tanrı tamamen antropomorfik bir tanrı modelidir. Nietzsche için ideal olan tanrı, muhtaç olma, ihtiyaç duyma, daha iyisini yaratamama gibi sıfatları itibariyle tanrılığın genel tanımıyla çelişiyor. Eğer tanrı zerdüşt'ün istediği gibi bir tanrı olsaydı, Nietzsche bu seferde tanrıyı acizlik ve tanrıda olmaması gereken noksanlıkları var diye reddedecekti.