Sen, ey fısıltılı şarkı, ardında hesaplaşması bitmeyen bir tarçın kokusu bırakıp gittin ya, işte o geceden beri lanet okuyorum aklını çelen yıldızların puştluğuna. Göz kırpmasalardı sana, düşmezdin gecenin idam etmeyi seven karanlığına. Her cellat önce kendisinin katilidir, belletiyorum bunu kendime. Bil ki, hâlâ akıl erdirmeye çalışıyorum "yaşamak" denen bu sudan ve ateşten mürekkep oyuna.
Sayfa 24 - Can Yayınları, 17. Basım, Şubat 2020, İstanbulKitabı okudu