kaybettiğin yerde bekleme,
güçsüzler öyle yapar.
sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
kapanan kapıyı acizler çalar.
unutma ki bu aşağılık dünyadasın:
kötülüğü baş tacı edip,
iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
şunu iyi bil ki,
Sonra açlık başladı. Hiç hazırlığımız yoktu. Ambarlarımız mısır yerine mücevherle doluydu. İncileri ve yakutları un gibi öğüttük ama bu undan ekmek yapamadık. İşte biz böyle öldük..
"Anıları ağırlamakta mahirdi, anılar ne zaman kapısını çalsa kapıyı sonuna kadar açıp içeriye buyur ederdi onları. Mazi, olduğundan farklı hatırlandığı için mi kutsaldı, yoksa sahiden geçmişe ait her şey güzel miydi?"