Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Pieta

Pieta
@Dikenliteller
If it's just us, seems like an awful waste of space.
312 syf.
·
Puan vermedi
Çok keyifli bir kitaptı Yenik ve Yalnız. Yazar Celil Oker’in en iyi kurguladığı romanı bu olmuş bence. Kahramanımız bu kitapta bildiğimiz özgüvenli, cesur ve sonunu düşünmeyen hallerinden biraz uzak ama yine de kendi tarzıyla katili buluyor. Önceki kitaplarında da katili tahmin etmek çok zordu ama bunda iyice ters köşe yapıyor yazar. Her zamanki gibi edebi ve felsefik cümlelerle harmanlanmış, akıcı ve bir solukta okunabilen bir eser. Kitapla alakalı tek sıkıntım var o da usta yazarı üç yıl kadar önce kaybetmiş olmamız. Elimde okunacak sadece iki kitabı kaldı yazarın. Bir daha bu kalitede yerli polisiye okuyabileceğimden şüpheliyim. Keşke daha çok üretebilseydi rahmetli Oker.
Yenik ve Yalnız
Yenik ve YalnızCelil Oker · Altın Kitaplar · 2021207 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Daha önce birçok eserini beğenerek okuduğum usta yazar Cengiz Aytmatov’un az bilinen ‘İlk Öğretmenim’ isimli kitabını okudum. Yetmiş beş sayfalık kısa bir kitap. Konusu ve adı ile ilgimi çektiği için almıştım eseri. Finlandiya’daki eğitim kalkınmasını anlatan ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ kitabını andırıyor eser konusuyla. Fakat bu,2 ana karakteri merkez alıp Lenin ve onun yarattığı değişim ekseninde Kazakistan kırsalındaki kalkınmaya değiniyor. Aytmatov’un özellikle doğa tasvirleri her zamanki canlılığıyla yerini bulmuş kitapta. Daha uzun yazılsa belki de yazarın en bilinen eserlerinden olacakken anlatımdaki hızlı geçişler sebebiyle biraz zayıf kalmış gibi yorumluyorum kitabı. Yine de inanmış bir öğretmenin bir kişinin hatta bir toplumun kaderini değiştirebileceğine olan inancımı tazelemesi sebebiyle kitabı sevdiğimi söylemeliyim.
İlk Öğretmenim
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20187,3bin okunma
·
Puan vermedi
Yazıldığı tarihe göre Orhan Pamuk okuma deneyimimde sıra ‘Benim Adım Kırmızı’daydı. Orhan Pamuk anadili türkçe olan bir yazar olduğu için çok şanslıyız bence. Özellikle bu kitabında bunu daha da şiddetli bir şekilde hissettim. İlmek ilmek dokunmuş, üzerine çok araştırma yapılmış, tarihten gelen bir sorumluluğu aktarma misyonu taşıyan ve bunu da uyandırdığı ilgiyle fazlasıyla başaran bir roman ortaya koymuş usta yazar. En çok okunan ve en çok dile çevrilen eserlerinin başında bunun geliyor olması hiç de sürpriz değil. Okurken beni bir yandan minyatür, nakış ve Osmanlı ve doğuda sanat tarihi araştırmaya sevk etti kitap. Çok fazla yeni bilgi edindim, çok şaşırdığım ve üzerine çok düşündüğüm sayısız yer oldu. Pamuk yazdığı sonsözde belirttiği gibi gerçekleri kullanarak masalsı bir dünya kurmuş hakikaten. Başta kendisini, abisini ve annesini de kitapta karakter olarak kullanması, 1950’ler ile 1590’lar arasında kurduğu bağlantılar gibi nüanslar ise usta romancıların yapabileceği ve beni derinden etkileyen noktalar olarak kalacak aklımda. Favori Pamuk kitabım olmayacak ama kesinlikle çok büyük bir roman okuduğumu düşünerek bitiriyorum yorumumu. Bir de Osmanlı Sarayı’nın kalbine, hazineye girdikleri satırları okurken hissettiğim mistik gücü en son çocukken okuduğum Harry Potter kitabında Sırlar Odası’na girildiğinde yaşamıştım sanırım. Sadece o odada geçen bir efsunlu roman bile yazılabilir bence ve bunu da en iyi yine Orhan Pamuk yapar.
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
·
Puan vermedi
Uzun süredir basımı bulunmayan ve öykülerinin ciddi boyutta hayranı bulunan Yourcenar’ın Doğu Öyküleri kitabını bitirdim. İlk olarak kitabı basıma hazırlayan ve benim de ilk kez bir kitaplarını okuduğum Helikopter yayınevinin çok başarılı bir iş çıkardığını söylemek istiyorum. Kitabın kağıt ve baskı kalitesi ile dizaynı muazzam. Eserin kendisine gelince toplam 10 öykü var içinde. Çoğu masalımsı anlatılardan ve destanlardan etkilenilmiş öyküler. Genel olarak vasat öyküler bence. Ama kitabın ilk öyküsü olan ‘Wang-Fo Nasıl Kurtuldu’ başlıklı öykü bugüne kadar okuduğum en iyi öykülerden biriydi. Sırf o öyküdeki edebi lezzet için bile diğer öykülere şans verilebilir.
Doğu Öyküleri
Doğu ÖyküleriMarguerite Yourcenar · Helikopter Yayınları · 2010314 okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
Schopenhauer dayımız yine en ince tespitlere dokunmayı başarmış. Birçoğumuz yaşamın, içselliğin ve özellikle yalnızlığın birer kavramdan ibaret olduğunu düşündüğümüzü fark edemiyoruz. Açıklayabiliyoruz ama kavramakta bir kaç döküntü ile birlikte kalıyoruz öylece. Yalnızlık ve hazzın yakınlığı, mutluluğun ispatı... bu kitap derinliğinden şüphe etmediğim ama bazı kesin yargılarına da katılmadığım çok şeyi içinde barındırıyor. Tavsiyelerimle..
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Merdiven Kitapları · 20173,656 okunma
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Ümit’in Türkçesi Sırlar Kapısı anlamına gelen Bab-ı Esrar kitabını bitirdim. Tam olarak polisiye olarak adlandırılamayacak içinde mistik öğelerin de bulunduğu bir eser. 3 milyon poundluk bir sigorta olayını çözmek için Londra’dan Konya’ya gönderilmiş yarı İngiliz yarı Türk sigorta eksperi Karen Kimya Greenwood’un bir yandan sigorta tazminatına sebep olan yangını soruştururken bir yandan da dini inanışı yüzünden kendisini ve annesini terkeden Konya’lı babasıyla olan iç hesaplaşmasını mistik bir şekilde yaptığı günleri okuyoruz kitapta. Ve bunların hepsi Mevlevilik ekseninde okuyucuya aktarılıyor. Mevlana ve Şems-i Tebrizi arasındaki aşk üzerinden ana karakterin babasının onu terk edişi işleniyor. Konusunu bir kenara bırakacak olursak kesinlikle çok yoğun bir araştırmanın ürünü olduğunu söyleyebilirim kitabın. Mevlevilik inancını polisiye bir romana dahil edip onu bu kadar akıcı, merak uyandırıcı ve mümkün olduğu kadar objektif bir şekilde aktarabilmek Ahmet Ümit’e yakışıyor. Eleştirilecek ufak tefek yanlar her romanda olduğu gibi bunda da Mevcut; dilin akıcılığa yetişememiş olması.. Kitap, Mevleviliği daha detaylı araştırmak için de beni teşvik etti. Ve bu türe ilgi duyanlar için tavsiye edebilirim
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201836,1bin okunma
230 syf.
·
Puan vermedi
Dostoyevski’nin kendi kumar borçlarını ödeme amacıyla ve bir ay gibi kısa bir sürede yazdığı söylenen Kumarbaz kitabında garip ilişkiler silsilesi içindeki bir grup ve onların para ekseninde değişen hayatları anlatılıyor.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 201968,3bin okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
En son okuduğum Ahmet Ümit’in deneme kitabında, yazılmış ilk polisiye öykünün Edgar Allan Poe’nun yazdığı Morgue Sokağı Cinayeti olduğu bilgimi tazeleyince geçen yıldan beri kitaplığımda okunmayı bekleyen bu kitabı aldım hemen elime. İçinde ilki Morgue Sokağı Cinayeti olmak üzere Dedektif Auguste Lupin’e ait toplam 3 polisiye öykü var. Yalnız aklınıza klasik bir polisiye gelmesin. 1800’lü yılların başlarında yazılması ve türün ilk örnekleri olduğu için akıcı ve sürükleyici bir maceradan çok dedektifin kafasında kurduğu cinayeti/suçu çözme yönteminin anlatılmasından oluşuyor eser. Hatta kitaptaki ikinci öyküde cinayeti işleyen kişi bile okuyucuyla paylaşılmazken yine sadece katilin cinayeti işleme sebepleri üzerine dedektifin kafa yorduğu satırlar paylaşılıyor. Polisiye türünün nasıl doğduğunu merak edenler için önemli bir eser olduğunu düşünüyorum. Bu arada çocukluk yıllarımda da okuduğumu hatırladığım Morgue Sokağı Cinayeti isimli ilk polisiye öykünün konusu ve katili gözümde hala en otantik yaratılardan biri...
Dedektif Auguste Dupin Öyküleri
Dedektif Auguste Dupin ÖyküleriEdgar Allan Poe · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,399 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Son okuduğum Ahmet Ümit kitabı İnsan Ruhunun Haritası oldu. Yazarın az bilinen bu kitabı bir polisiye eser değil. Çoğunluğu Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap gibi eklerde ve birkaç dergide yazdığı yazılardan oluşan bir deneme kitabı. İçinde önde gelen yazarları ve polisiye türüne önemli katkılar veren kişileri kaleme aldığı kısa yazılar var. Bahsettiği kişiler önemli yazarlar olduğu ve polisiye türünü sevdiğim için okurken birçok bilgi edindiğim ve muhtemelen gelecekte okuyacağım yeni birkaç polisiye yazarı ile tanıştığım için hoşuma giden bir kitap oldu. Ümit’in polisiye ve kara roman türüne önemli katkıları olduğunu düşündüğü kişilerin bazılarını bugüne kadar hiç duymamış olduğum için ise kendime biraz kızdım.
İnsan Ruhunun Haritası
İnsan Ruhunun HaritasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20121,682 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Genel olarak incelediğimizde bir kapitalist düzen eleştirisi olarak adlandırabiliriz eseri. Samoa yerlilerine uygar hayatta yaşayan insanlar üzerinden verilen öğütler var kitapta. Dönem kitabı incelemek adına okunabilir. İlgili olanlar için akıcılığını koruyabilen bir tarza sahip. Bir başucu kitabı olarak önerebilirim.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
Reklam
296 syf.
9/10 puan verdi
Kötü çevirileri sebebiyle uzun bir ara verdiğim İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi’ne okumayı merakla beklediğim Kumsalda romanıyla geri döndüm ve çok memnun kaldım. Hem 1. hem de 2. Dünya Savaşı’nı yaşamış ve o yılların buhranından etkilenmiş bir yazar olan Shute tarafından anlatılan bir 3. Dünya Savaşı var bu eserde. Nükleer bir savaşla Kuzey Yarımküre’de canlı insan kalmıyor ve radyoaktivite yavaş yavaş Güney Yarımküre’ye yaklaşıyor. Çok kısa sürede ölümün onları da yakalayacağını bilen karakterler ise son ana kadar yaşama tutunuyorlar. Konusundan çok etkilendiğim için okurken kendimi çokça aynı senaryo içinde hissettim. Yazar sadece sağlam konusuna güvenmeyip farklı yaşayış tarzları ve dünya görüşleri olan karakterleri ve onlar arasındaki diyalogları da çok güzel işlediği için çok daha dolu ve yoğun bir okuma tecrübesi yaşanıyor. Tek ufak sorun olarak kitabın ilk bölümlerinin biraz akıcılık eksikliğine sahip olduğunu söyleyebilirim fakat herkesin okuması gereken bir bilimkurgu klasiği olduğunu düşünüyorum
Kumsalda
KumsaldaNevil Shute · İthaki Yayınları · 2019322 okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
En beğendiğim kitaplardan biri olan Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabının yazarı Salinger’ın 9 adet öyküsünün derlendiği Dokuz Öykü kitabını bitirdim. Yazarın o kendine has tarzı, yalın ve otantik diyalogları, özgün dili hemen hissediliyor. Ayrıca bu öykülerinde mistik bir hava sezdim, gizemli bir yanı varmış gibi geldi bana her bir öykünün. En beğendiğim öykü ise son sıradaki Teddy oldu. Her ne kadar bahsettiğim romanındaki kalitenin yanına bile yaklaşmasa da yazıldığı dönemdeki savaştan (2. Dünya Savaşı)psikolojik olarak etkilenmiş Amerikalıların ruhsal durumunu çok iyi anlatan ve o dönemi çok iyi yansıtan öyküler barındırdığı için okunması gerektiğini düşünüyorum. Belki izleyenler bilir, “Rebel in the rye” filmi de tazedir. Güzeldir. Tavsiye ederim izlenilmesini..
Dokuz Öykü
Dokuz ÖyküJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 20191,122 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
Uzun yıllar sonra bitirmem tam bir ay süren bir kitap okudum. Ama bu uzun sürenin kitabın kalınlığı ya da akıcı olmaması gibi nedenlerle en ufak alakası yok. Martin Eden’ı okumamın bir ay sürmesinin sebebi çok dolu, derinlikli ve okurken içime işleyen, kendimi bulduğum bölümlerin çok fazla olması aslında. Okuduğum çoğu cümleyi özümsemek ve üzerine düşünmek istedim. Favori yazarım olan Jack London’ın bu 480 sayfalık eseri aslında bir anlamda kendisinin yazarlığa girişini anlattığı yarı-otobiyografik bir roman. Yazıldığı dönemdeki felsefi, edebi ve bilimsel gelişmeler ile çevreleri de roman karakterleri üzerinden ustaca eleştiriyor. Aynı zamanda kitaba da adını veren baş karakter üzerinden dönemin elit topluluklarını, bireyciliği, sosyalizmi ve adına sonradan kapitalizm denecek yeni dünya düzenini detaylıca tahlil edip, kendi dünya görüşüne göre yargılarda bulunuyor. Mutsuz ama çarpıcı bir sonla eseri bitirirken ise roman boyunca çarpıştırdığı düşüncelerine son darbeyi keskin bir şekilde vuruyor. Burada bir not da kitabın çevirmenine düşmek istiyorum. Kısa ama kitabı anlamak için büyük önem taşıyan önsözden bu esere ne kadar değer verdiğini ve okurken nelere dikkat etmemizi anlarken, çok titizce ve gereksiz bilgilerden uzak durarak hazırladığı açıklamalı dipnotlardan da eserin yazıldığı süreçteki olayları, kişileri ve onlara bakış açısını çok net kavrıyoruz. Çevirmenin bu detaylı çalışması olmada eserden alınacak tat çok daha yavan kalırdı zannımca. Bu da çevirmen ve yayınevinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bana.
Martin Eden - Kısaltılmış Metin
Martin Eden - Kısaltılmış MetinJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201790,4bin okunma
280 syf.
6/10 puan verdi
1960’larda bir üniversitede yer alan öğrenci ayaklanmalarını ele alan Zenci Fabrikası kitabını okudum. “The revolution will not be televised.” cümlesiyle ünlü yazarın okuduğum ilk kitabı oldu bu eser. Dinamik ve akıcı bir yazım tarzı var. Amerikan Edebiyat’ındaki en sık rastlanan konulardan biri olan siyahilerin yaşadığı ayrımcılığı üniversite öğrencilerinin gözünden anlatmış yazar. Ama günümüzde ülkemizdeki üniversitelerde bile görülen ‘kötü yemek, kısıtlı sosyal imkanlar, yetersiz ve öğrencilerin fikirlerine önem vermeyen yönetici ve hocalar, barınma sıkıntısı’ gibi problemelere karşı öğrencilerin çözüm bulma arayışlarını okuma açısından da çok faydalı bir kitap oldu gözümde. Olayların nasıl son bulduğunu daha detaylı ele almasını beklerdim ama sanırım bunu gerçek tarih bilgilerimizle yorumlayabileceğimize güvenmiş yazar. Kitabın çevirisinde ise otantiklik korunamamış ve bazı yerlerde anlamı yanlış aktaran yorumlar yapılmış hissine kapıldım
Zenci Fabrikası
Zenci FabrikasıGil Scott-Heron · Can Yayınları · 201796 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Ümit’in kitabı yeni çıkmışken ben de önceki eserlerini bitirip sıradaki kitabını çıktığı gibi okuma peşindeyim. Bir sonraki olmasa bile en geç diğer romanına umarım yetişirim ve umarım Ahmet Ümit de yazmaya devam eder. Yeni bitirdiğim ‘Bir Ses Böler Geceyi’ isimli kitabı yazarlığının ilk yıllarındaki ürünlerden. Kısa bir roman olan eserin türü de polisiye değil. Yine de heyecan ve gerilim eksik olmuyor son sayfaya kadar. Alevi inancı ekseninde genel olarak din anlayışını sorgularken bir yandan da anılarına dönüş yaptığı sayfalarla sol örgüt anlayışını eleştiriyor roman boyunca. Polisiye romanlarından alışık olduğumuz çarpıcı ve şaşırtıcı son ise bu kitapta yok malesef. Çok sönük kalan bir son yazmış. Bir gün söyleşide denk gelirsem bu kitaba farklı bir son yazmayı isteyip istemediğini sormak isterim kendisine.
Bir Ses Böler Geceyi
Bir Ses Böler GeceyiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20107,5bin okunma
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.