Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Duygu Erkut

280 syf.
10/10 puan verdi
Bu eseri tarafsız okuyup tarafsız bir yorum yapabilmem imkansız çünkü kitabın yazarı Faruk Hoca’dan (Faruk Başol) yazma sanatı üzerine o kadar çok şey öğrendim ki onun yazdıklarını değerlendirirken de elbette onun bizlerin yazdıklarını okurken ne hissederse hissetsin yüreklendirmek adına söze başladığı gibi “ben beğendim” diyerek başlamam şart! Aslında korku ve gerilim edebiyatı ülkemizde de çok denenmeyen henüz emekleme aşamasında bir tür. Benim de kişisel okuma zevkimle çok örtüşmüyor. Bu sebeple biraz önyargı ile okumaya başladığımı söyleyebilirim. Fakat edebiyat bilgi birikimini yazım yeteneği ve hayal gücüyle birleştirmiş yazarımız harikalar yaratmış. Tüm nitelikli edebiyat unsurlarını içerisinde barındırdığını görmek ayrıca son derece akıcı bir kurgu içersinde yaşadığımız topraklara ait memoratlar ve efsaneler hakkında bilgilenmek romanı zenginleştirmiş. Yerinde karakter tahlilleri ve hiç düşmeyen temposuyla merak duygusu tetikleniyor ve ilk sayfadan son sayfaya bir solukta okunuyor. Baş kahramanımız Serkan’la birlikte Heyban’ın ne olduğunu, Misafir Kabul Etmez Köyü’nün gizemini, Doğumu ve ölümü bilinmez kişinin mezarının sırrını Korkut Hoca yardımıyla çözmeye çalışırken gerçek ölümsüzlüğün ne olduğunu arka fonda Gül’e hissettiği naif duygular ile anlamlandırıyoruz. Türün meraklıları kadar Türk edebiyatından farklı bir okuma deneyimi yaşamak isteyen tüm okuyuculara naçizane tavsiyemdir.
Heyban
HeybanFaruk Başol · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202219 okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
Sayın Başkan, Büyülü gerçekçilik akımının öncülerinden, Nobel ödüllü, Guatemala’lı yazar Miguel Angel Asturias’ın 20. Yüzyıl başlarında Fransa’da sürgünde ülkesindeki diktatör Estrada Cabrera'yı anlatmak üzere kaleme aldığı bir ulusal yazgı romanı. Adı zikredilmeyen bir ülkede işlenen bir cinayette suçlu olup olmadığınız değil de hali hazırda süregelen tek adam rejiminin, Sayın Başkanı'nın hoşuna gidip gitmemeniz üzerinden yargılandığınızı ve sadece adli suçlar değil ama bu adaletsizliğin ülkenin tüm gündelik yaşamına sirayet ettiğini düşünün… Liyakatsızlık, adaletsizlik, sansür ve kötü işleyen bir rejim, teokratik düşünce ve batıl inançlara körü körüne bağlılık sonuçları yer yer hicvediliyor, yer yer gözü kara bir aşk hikâyesi ile resmediliyor, yer yer de sert bir şekilde yüzümüze çarpılıyor. Bugün yaşadığımız toplumdan çok da farklı olmadığı gerçeğiyle hiç yabancılaşmadan okuduğumuz bu muazzam kurguya geçmişten bugüne uzanan, sonsuz bir zaman dilimi içersinde bakınca; diktatörlüğü yaşayan, yaşamış bütün ülkeleri görebiliyoruz.
Sayın Başkan
Sayın BaşkanMiguel Angel Asturias · Yordam Kitap · 2020278 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Eser, kışların çok karanlık ve soğuk geçtiği, insanların da aynı karakteristik özellikleri göstermesinin normal kabul edildiği bir coğrafyada, birbirine taban tabana zıt gibi duran iki kadının birbirleriyle girdiği soğuk savaş sırasında özünde kendilerini tanıma serüvenine çıktıkları yolculuğu anlatıyor. Matematik dehası Katri Kling’in insan ilişkilerine yaklaşımı da duygulardan arınmış, dürüst fakat tamamen düz mantığa dayalıyken Anna, kendi küçük dünyasında olumsuz düşüncelere kapalı, sanatla iç içe, yaşamın getirdiği maddi sorumluluklar üzerine hiç düşünmeden yaşayan gel-gitti bir kadındır. 1914 doğumlu çocuk hikâyeleri ile tanınan Fin yazar Tove Jansson’un 1982 yılında yayınladığı “Dürüst Yalancı” adlı bu eserine bakıldığında kitabın ana karakterlerinden orta yaşlı, illüstratör Anna Aemelin ile yazar arasında özdeşleşen özellikler taşıdığını rahatlıkla düşünebiliriz. Azami ölçüde basit yazılmış hikâyenin tamamında yolları kesişmiş bu iki kadının arasındaki tuhaf gerilimin hiç azalmayışı ve merak unsuru yer yer kopuk diyeceğimiz bu metni ustalaştırmış, canlı kılan unsur olmuş. Gerçekte kimin dürüst yalancı olduğu tartışılabilir. Bu kısacık novelladan kendimize dersler çıkararak, eserin sonunda Katri’nin de yaptığı gibi aynayı kendimize çevirip açıksözlülük ve nobranlık arasındaki o ince çizgiyi düşünerek ayrılabiliz.
Dürüst Yalancı
Dürüst YalancıTove Jansson · Siren Yayınları · 2020111 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
504 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
AyferTunç’un 2021 Vedat Türkali Roman ödülünü almış; Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi romanlarının tamamlayıcı halkası Osman… Korkuları,zayıflıkları; varlık ve hiçlik arası gidip gelen hayatı ve İlya İlyiç’in becerebildiğinin aksine kendi hikâyesinin sonunda uzlaşamadığı acınası Oblomov yaşantısı… Röportaj ve günlük formatında yazılmış üçlemenin bu son kitabı elbette tek başına da okunabilir hatta ben Yeşil Peri Gecesini on yıl önce okumuş olduğum için diğer anlatıcının hikâyesinin detayları oldukça flu benim için. Ağzında altın kaşıkla doğmuş, seçkin zevkleri olan, asil ve naif duruşlu Osman’a çok kızsam da sevmemezlik edemedim. (Muhtemelen yine Yeşil Peri Gecesi'nde Osman karakterini nefret ettiren detaylar flulaştığından bu karakterle yeni bir başlangıç yapabildiğim için ) Osman’ın anılarında anlattığı olayları röportajlarda üçüncü şahıslar anlatırken nasıl kendi hafızalarının süzgecinden geçirip farklı yorumladığını okumak bir kez daha kati gerçek diye bir şey olmadığını herkesin kendi kişisel tarihini nasıl kendi karakteri, değerleri ve vicdanına göre yazdığını gösteriyor bizlere… Ayfer Tunç’un yıllar içinde arşa ulaşmış insan portresi çizme ustalığı, bölüm geçişlerindeki kıvraklığı da elbette bu eseri her tip okuyucuya hitap edebilecek keyifli ve sürükleyici bir okumaya dönüştürüyor. Bu sebeplerle üçlemenin bu sonuncu romanı (tüm Şebnem hayranlarından özür dileyerek) benim için aynı zamanda üçlemenin en beğendiğim kitabıydı da diyebilirim.
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,730 okunma
368 syf.
7/10 puan verdi
Tatyana Tolstaya’nın kaleme aldığı hiciv soslu distopik eser Böcü; nükleer felaket sonrası ortaçağa dönüşmüş bugünün Moskova şehrinde mutasyona uğrayan insanlarla birlikte; bilim, sosyal yaşam, sanat ve kültür hayatındaki mutasyonu da anlatmaktadır. Bu felaketten hiç etkilenmemiş ve ikiyüz yıldır patlamanın olduğu günkü hallerini hiç yaşlanmadan koruyan ‘eskiler’ denen küçük bir insan topluluğu ise geçmişin belleğini elinde tutan entellektüel kesimdir. Korku masallarıyla ve yoksunlukla gelişimi engellenen halka,kitaplar radyasyon yayıyor bahanesiyle yasaklanmış ve Moskova şehrine yeni adını veren yönetici, baş Mirza Fyodor Kuzmiçşk yenilere edebiyatın sadece istediği kadarını ‘kendi yaratmış’ gibi vermektedir. Kaybolan edebiyat dilde de kendini göstermiş halk alıklaşmış ve kullanılan dil de yozlaşmıştır. Açıkçası bu yaratılan dünya teorik olarak çok başarılı ve eserin dili de atmosferle çok uyumlu; yeni gelenekler, koltuk altında kulağı olan insanlar ve tabi adını anmadan bu roman asla tam anlatılmış olmaz yerli ve milli gıda fareler… Eserin baş kahramanı Benedikt’in kitaplara kavuşunca yarınlar yokmuşçasına sadece okumak istemesi de benim için çok anlaşılır bir tutku fakat olay örgüsünün çok yavaş ilerlemesi eseri benim açımdan biraz yorucu bir hale getirdi diyebilirim
Böcü
BöcüTatyana Tolstaya · Jaguar Kitap Yayınları · 202064 okunma
Reklam
313 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın doğduğu ve 14 yaşına kadar yaşadığı Visegrad’da ailenin son temsilcisi olarak kalan ve otuz yıl önce yazarın ailesinin bıraktığı fiziki koşullarla yaşayamaya devam eden babaannesi rahatsızlanır. Memleketine yaptığı ziyaretler sırasında kişisel aile tarihi üzerine düşünmeye başlayıp kendi köken hesaplaşmasına “ben kimim, nereye aitim?” sorgulamasına giren yazar “Parçalanmış Yugoslavya” tarihini özetleyebilecek tüm tipik karakterleri ayrı ayrı adeta bir albümün sayfalarını çevirircesine hatırlar. Hatırlar diyorum çünkü otobiyografik öğeler barındıran, zaman geçişli romanı bu noktada takip etmek biraz zorlaşıyor. Bu dağınık kurgu ve bence sıkıntılı çevirisinden ötürü duygusunu bana ne kadar geçirip geçiremediğinden emin değilim. Fakat bir roman kahramanı olarak Saša Stanišić’i çok sevdim. Balkan kültürü bizlere elbette çok uzak değil ama bambaşka acılardan geçmiş; iç savaş, mülteci olma, farklı bir ülkeye adaptasyon sorunları yaşamış bambaşka bir karakteri belki x kuşağının birer temsilcisi olarak yansıtabildiği minik nüanslarla kendime çok yakın buldum. Benim çocukluğumda çok erişilebilir değildi ama yazarın da çok sevdiğini söylediği ve eserin son bölümünde denediği “macera tüneli” tarzına ben de bayılırdım. Yıllardır da karşılaşmamıştım. Kitabın finalini okuyucusuna yazdırması laftan lafa atlamayı çok sevdiğini vurgulayan yazarın okuyucusuna hoş bir süprizi olmuş.
Köken
KökenSasa Stanisic · İletişim Yayınları · 2021121 okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle şunu söylemek isterim ki Kirke’yi okuduğum günden beri konuştuğum herkese “Kirke” güzellemesi yaptıracak kadar çok etkiledi beni. Yazar Madeline Miller yer yer fantastik, akıcı bir hikâyeyi yalın ama güçlü bir anlatımla harmanlayarak bana göre çok başarılı bir işe imza atmış. Eser birinci tekil ağızdan yazılmış Mitolojik bir kurgu. Güneş Tanrısı Helios ile su perisi Perseis’in kızı Aiaaie’nin cadısı Kirke . Kitaptan bağımsız olarak bildiğimiz hikâyesini özet geçersem Kirke oldukça etkileyici, erkekleri güzelliğiyle ağına düşürüp içkilerine efsun katarak domuza çeviren bir cadıdır. İşte bu romanda biz, Kirke’nin Kirke oluşunu; arzu, isyan, sevgi dolu karakteriyle tam zıt çıkarcı ve kötücül tüm Tanrılarla (Titan) yer yer acıklı ama hep gülümseten mücadelesini görüyoruz. Başlangıçta silik ve içe dönük kişiliği yıllar içinde potansiyelini keşfettikçe güçlü ve sağlam bir karaktere dönüşüyor. Bu da eseri hem felsefik hem de feminist bir kurgu olarak da çok kıymetli kılıyor. Diyebilirim ki Aiaie’ın cadı Tanrıçası da olsan, güneşin kızı da olsan, Yunan kahramanı Odysseus'un kıymetlisi de olsan kadının destansı bir dünyada bile maalesef adı yok. Kirke gibi kadınların hikâyesi ise bu yolda tatlı bir umut veriyor.
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,6bin okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
Michael K : Yaşamı ve Yaşadığı Dönem 2003 Nobel ödüllü yazar J.M. Coetzee’nin 1993 Man booker ödüllü eseridir. Yazar,çevresinde olup bitenlerin ya da fiziki ve zihinsel yetersizliklerinin farkında olsa da bunu kabullenip umursamayan doğayla iç içe sakin bir yaşamın hayalini kuran fakat savaşın etkisiyle hayatı elinden alınıp rastgele fırlatılan çakıl taşına dönüşmüş bir anti kahramanın hikâyesini anlatır. Micheak K, doğuştan gelen tavşan dudağından muzdarip, babasını hiç tanımamış ve kafasının da çok hızlı çalışmadığı fark edilince devlet korumasıyla bahçıvan olmuş ve önce park bahçeler için sonra da sadece kendisi için bahçıvanlık yapmıştır. Savaşın patlamasıyla hasta annesini yanına alarak şehir merkezinden kırsala doğru bir yolculuğa çıkar ve bu yolculukta aslında Güney Afrika’da kime ve neye karşı yapıldığını çok anlayamadığımız sadece günlük yaşama ve halka etkilerini gördüğümüz savaşa rağmen özgürleşir. Kolaylıkla son derece durağan bir anlatımla fazla olaysız anlatılmış bir distopya da diyebileceğimiz hikâyede belki de yazar insan için “doğru olanı” sorgulamaya çalışmış. Kendilerinden olmayanları huzur bozmamaları maksadıyla çalışma kampına tıkıp orada kendilerine sunulmuş kısıtlı olanaklarla yaşamayı daha güvenli buldukları için memnuniyetle kabullenmelerini beklemek mi doğru olan yoksa bir meczup olarak gördüğümüz Micheal K gibi aç kalmak pahasına özgürce üzerinde para, kimlik, dolaşım belgesi olmadan cebinde kendi tohumların ile gezip; o tohumların yeşerdiğini görerek doymak mı?
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı DönemJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2018230 okunma
808 syf.
·
Puan vermedi
1800’li yıllarda yeni ve saygın birine dönüşebilmek ve zenginlik vadeden altın madenlerinde çalışmak üzere farklı ülkelerden Yeni Zelanda’nın Hokitika’ya kasabasına gelmiş bir grup insanın hikâyesi. Öncelikle bildiğiniz çok karakterli tüm kitapları unutun! Yıldızların konumu ve astrolojik haritalarla ilişkilendirilmiş hikâyede bir dizi cinayet ve olmadık bir yerde bulunan yüklü miktarda altının sırrını çözmek için bir araya gelmiş, her biri ayrı gezegenle eşleştirilmiş 13 gizli konsey üyesi başrolde. Her birinin ağzından ayrı ayrı dinlediğimiz bu gizemli hikâyede 6 yan diyebileceğimiz ama hikâyenin belkemiği karakterler de var. Romanın İlk yarısında bu altın madenleriyle ünlü, western görünümlü kıyı kasabasında kim hangi işle meşguldü ve bu hikâyenin neresinde diye sürekli başa dönerek okudum. Bir noktada ise Lydia Wells’e kanıp Anna ve Staines ilişkisinde mistik bir bağ aradım. Her düğümün mantığa uygun cevabı bulundu. Eser 800 sayfaya yayıldığı için farklı karakterlerin ağzından o kadar çok pekiştirme yapıldı ki (bu kadarına gerek var mıydı?) hikâye en sonunda tüm detaylarıyla zihnimizde oturdu. İkinci yarı daha bir merakla okunuyor. Olayların yıldız, gezegenlerin konumlarına ya da astrolojik haritalara göre ilerlemiş olması beni doğrusu çok etkilemedi. Bunlarla ilgilenmemiş olmam da hikâyenin akışında ya da bütünlüğünde bir şey bozmadı. Fakat astroloji ile ilgili olan arkadaşlara 2020 yapımı dizisi de olan eser bu açıdan da ilgi çekici, okumaya değer gelebilir.
Ay ve Işıklar
Ay ve IşıklarEleanor Catton · Pegasus Yayınevi · 201617 okunma
·
Puan vermedi
“Sende, gurbette duymuştum kendimi, kentim hak. senden uzakta yaşadım gerçek gurbeti.” #kitapağacıdevrialemkulübü 3. turunun ilk kitabı Hakkari’de Bir Mevsim, şiirsel üslubu, özgün ve yer yer gerçeküstü biçimiyle beni çok etkiledi. Askerlik görevini öğretmen olarak Hakkari’de yapmış olan yazarımız Ferit Edgü, o dönem yaşadıklarını hayalleriyle harmanlayarak, bir solukta okunabilecek akıcılıkta anlatmış. Roman, Hakkari’ nin Pirkanis Köyü'ne nasıl ve ne zaman geldiğini bile hatırlamayan, geçmişini tamamen unutmuş eski bir denizcinin, yoksunluklarla dolu kardan yolları kapanmış bir coğrafyada, 20 kadar çocuğa öğretmenlik yapma hikâyesini anlatıyor. Romanın başkahramanı kış şartlarından yolları kapanan bir köyde dillerini konuşamadığı bu çocuklara kendi dilini, matematik, hayat bilgisi ve dünyanın geri kalanını öğretmeye çalışır. Köyde yaşanan günlük hayata öğretmenle birlikte tanıklık ederken eş zamanlı olarak kahramanımızın kendi benliğini, kim olduğunu, arzularını sorgulamasını da görüyoruz. Karlar eriyip de öğretmenin görev süresi sona erdiğinde öğrencilerine yaşamın önceden ezberlenmiş bir biçimi olamayacağını söyler. Gerçek dünya ile askerlikte tanışacaklardır. Çünkü kendisi gerçek dünyayı, kötü beslenen, karda çıplak ayakla yürüyen, aşı ve ilaç olmadığı için ölen çocuklar için çaresizce kıvranırken öğrenmiştir. Ferit Edgü ile beni tanıştıran ve tanıştığıma çok memnun olduğum Türk Edebiyatı’nın çok önemli eseri 1960’lı yılları konu ediyor gözükse de acıtan toplumsal gerçekçiliğini maalesef günümüzde de koruyor.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
Reklam
544 syf.
8/10 puan verdi
Veba Geceleri özünde Osmanlı Hanedanı'nın devrik padişahı V. Murat’ın (gerçekte varolmayan) kızı Pakize Sultan ve torununun nesilden nesile tarihsel bir kurguyla anlatılan; Akdeniz’in incisi gülleri ve mermeriyle ünlü yine hayali Mingen adasında yaşandığı varsayılan salgının ve adanın bağımsızlığına kavuşmasının hikâyesidir. Emperyalist
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
242 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Batının Doğusu, #600gündeedebidevrialem yolculuğunun son kitabı ve bana göre keyifli yolculuğumuzun en iyi ilk üç kitabından biriydi... Bulgar Yazar Mirsolav Penkov’un kaleme aldığı sekiz uzun öykü hem dil hem de kurgu açısından şapka çıkarılacak güzellikte. Osmanlı İmparatorluğu'nun coğrafyadaki 5 asırlık hakimiyetinin sona ermesinden
Batının Doğusu
Batının DoğusuMiroslav Penkov · Yüz Kitap · 201769 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
"Günde üç kez güneşe döner dua ederler, dedim. Onların bizim gibi bellenmiş duaları da yok. Her isteyen çoluk çocuk, genç yaşlı olsun, şeyh olsun, emir olsun herkes güneşin karşısına geçer içinden o anda ne geçiyorsa güneşe söyler. Belki de insan soyunun şimdiye kadar söylediği en güzel dualar bunlar­dır. Belki de en güzel türküler, en güzel
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
446 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Alfred Döblin’in otobiyografik öğeler barındıran “Acımak Yok” adlı eserinde küçük bir köyden büyük şehire gelmiş 40 yaşlarında 3 çocuk annesi bir kadın ve onun iki oğlunun, bu yeni hayata tutunma hikâyesine tanıklık ediyoruz. Yahudi asıllı, edebiyat, sanat düşkünü doktor Alfred Döblin’in yaşam öyküsüne baktığımızda, romanda anlatılan ortanca
Acımak Yok
Acımak YokAlfred Döblin · Everest Yayınları · 201941 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Geçen seneyi hoş bir tesadüf eseri yine Domingo Kitap’ın yayınlamış olduğu enfes roman “güzellik bir yaradır” ile kapatmıştım. Ne mutlu ki, en iyiyi en sona saklama şansım bu yıl da devam etti ve bu yıla da Domingo’dan çok naif, çok samimi ve bir o kadar da kuvvetli öykü kitabıyla veda ediyorum️ Kuşkusuz iyi bir öykü yazabilmek iyi bir roman yazabilmekten daha zor. Hem hikayeni kısa tutacaksın, hem de roman okuyucusun alıştığı birçok ayrıntının ucunu açık bırakarak kalpte ve zihinde lezzetli bir tadı kendine has edebi üslubunla yakalayabileceksin. Bin Yıllık Dua’nın yazarı Yıyun Li bu başarıyı üstelik Çin’den İmmünoloji alanında doktora yapmak üzere geldiği Amerika’da kavuştuğu “yeni bir dil ve sesle “ içinde sıkıştığı siyasi, kültürel ve ailevi baskılardan kurtulup, farklı bir insana dönüştüğünü varsayarak yakalayabilmeyi başarmış. Kendi gerçeğini içtenlikle anlatarak kaleme aldığı “Bin Yıllık Dua”kitaba adını veren öykü olmayı koşulsuz hak etmiş. Yazar Öykülerini kendi dilinde yazmasa bile Çin kültürüne ait atasözleri, deyimler ve mitolojik terimler ile zenginleştirip, kendi kadercilik ilkesi üzerine kurmuş böylece ülkesinin geçmişi ile bugünü bağlayan nitelikli bir köprü olmayı başarmış. Bana sorarsanız “İyi Yapılırsa Kötü Bir Şaka Değildir Ölüm” ve “Nebraska Prensesi” diğer öykülerinin içinden sıyrılmayı başarıyor. Tüm dostlarıma yeni yılda sağlık ve mutluluk diliyorum. 2022 yılında güzel yazılmış öykülere bir şans verin ve kendinize alacağınız hediye listenize bir kitap eklemeyi unutmayın!
Bin Yıllık Dua
Bin Yıllık DuaYiyun Li · Domingo Yayınevi · 201653 okunma
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.