Sizlere, platonik aşk kitabı mı desem,yoksa büyük bir aşk kitabı mı bilemedim ama kalbe dokunan, üstünüzde garip hisler bırakan "Bilinmeyen bir kadının mektubu "kitabı ile geldim.Bir erkeğin ağzından bir kadının aşkı bu şekilde anlatabilmesi zor olmalı ama Stefan Zweig bunu çok güzel bir şekilde başarmış. Okurken yer yer gözlerinizin dolacağı kısacık bir roman. Öyle sürükleyici ki elinizden bırakmak istemiyorsunuz.
Kitabı kısaca anlatacak olursam şu şekilde açıklayabilirim.
Bir kadın düşünün ki platonik aşık , her şeye rağmen sevmeye devam eden ama hiçbir şekilde umursanmayan, hatırlanmayan, tanınmayan, her seferinde aynı hayal kırıklığını yaşamasına rağmen asla vazgeçmeyen...
Ve bir adam düşünün yakışıklı, zengin, kibar(?) ama bir o kadar da narsist, umursamaz, bencil...
Bilinmeyen kahramanımız tüm acılarını, umutlarını, korkularını, masum sevinçlerini ve koşulsuz şartsız aşkını bu mektuba yazar ve bu mektubun öldüğünde Bay R.’ye ulaştırılmasını ister ve ulaşır.Kitabı okurken her defasında vay be böyle seven de varmıymışs arkadaş derken buluryorsunuz kendinizi. Son olarak şu uyarı da yapıp incelememi bitirmek istiyorum.Aşk acısının üstüne sakın okumayın,kalbiniz dayanmaz!!! Hepinize iyi okumalar diliyorum efenimm.