Dünya soğur, akşam serinlerken,
benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim ve işte en geniş cümlem:
İçimi açtım sana. İçini açmak için
Bu insanoğlu denen şey monoton. Çoğu zamanının büyük bir bölümünü çalışmakla geçiriyor ve kalan bir parçacık özgürlükten de öylesine korkuyor ki, bundan kurtulmak için ellerinden geleni yapıyor. Ah şu insanların kaderi!
İşte adaşım, sana seven bir çingene’nin hikayesi.
Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir.
Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak,- söz aramızda -gene hoş şeydir.
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek,işte adaşım, yalnız bu sevmektir