Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydın Nasuh

176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Paul Roche ne güzel açıklamış; "Çehow yaşamı olduğu gibi aktarır." Evet bu hikayelerinde yaşadığı dönemin sıradan insanlarını, gündelik olayları yapay bir kurgudan uzak anlatıyor bize Çehov. Bu noktadan baktığımızda zaten en ünlü ve öncü öykü yazarı da kendisidir. Ben yazarın uslubunu da çok hoş buluyorum. Oldukça sıradan gündelik hayatları, bize sıkıcı gelebilecek alelade bir konuyu; nükteler, budalalıklar ve hoş detaylar ile o kadar ustaca aktarıyor ki ister istemez hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Bana göre öykü, düz yazının en naif halidir, öyle ki bir roman yazmaktan çok daha fazla beceri ister öykü yazmak. Bu noktada okur için klasik öyküleri okumak temel bir gerekliliktir ve kuşkusuz bu eserlerden bazıları Çehov'un hikayeleri olacaktır.
Seçme Hikayeler
Seçme HikayelerAnton Çehov · Antik Kitap · 20123,196 okunma
Reklam
140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Türkçe kaynak olarak sunulmuş ender çalışmalardan biri olarak nitelendirilebilir. Özellikle alternatif tıp alanında oldukça dikkat çeken refleksoloji temel olarak enerji blokajlarını gidermekte. Böylelikle bedendeki dengesizliği düzenlemektedir. Konunun meraklıları için görsel çizimlerle oldukça ayrıntılı ve net bilgiler yer alıyor kitapta. Gereksiz detaylar barındırmaması, fakat her açıdan ele alması, abartılmış süslü ifadelere yer vermemesi kitabın önemli artılarından. Alternatif tıp meraklılarına şiddetle tavsiye edilir.
Refleksoloji
RefleksolojiGül Çakıroğlu · Kassandra · 201310 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kitabın Yazarı oldukça sıradışı, hakkında neredeyse hiç bilgi yok, farklı mahlas'da kitap yayınladığı söyleniyor bir de şöyle bir haber var "Lahey Büyükelçiliği Din İşleri Müşavir vekili Yusuf Acar casusluk suçlaması ile Hollanda’dan sınırdışı " Kitabı başarılı bir araştırma olarak niteleyebilirim. Öncelikle genelde tüm tarikatların
Masonların Saklı Tarihi
Masonların Saklı TarihiYusuf Acar · Nokta Kitap Yayınları · 201460 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sabahattin Eyüboğlu'nun çabalarının Hayyam'ı daha iyi anlamamız için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Doğunun dilden dile dolaşan, gelecek çağlara aktarılan bu öz'üne keyfe keder bir rahatlıkta, sarsıcı bir üslupla ulaşıyorsunuz. Tanrı kavramı bazen bilinmezcilikle, bazen inkar ile bazen de umursamaz bir tavır ile sorgulanıyor. Hayyam hedonist anlayışın en önemli öncülerinden. Yaşadığı çağ; çelişkilerle, aldanışlarla ve anlamsızlıklarla dolu. Elde ettiği bilgilerin, duyduğu kaygıyı gidermediğini - aslında bu var oluşunun kaygısıdır- rahatlıkla anlayabiliyoruz. İşte bu kaygı ile başa çıkmak için " dünya zevklerine " şaraba ve kadına sarılıyor Hayyam. Bir nevi bilgin bir sarhoş oluyor da şiirlerini de bu keyfilik durumu ile yazıyor. Hayyam bana göre herşeyden önce bir sorgulayış ve anlama kaygısıdır. Bu varoluş kaygısını yaşadığı çağda ve bulunduğu yer'de aktaranların kutsal ilahisidir. Önsöz'de de denildiği gibi yaşadığı dönemin sundukları ile halkın özüne karışan ve tam olarak hangi dörtlük'lerin kendisine ait olduğunu bilemediğiniz bir şairin özünü kavramak sanmıyorum ki sadece rubai'lerini ve dörtlük'lerini okuyarak mümkün olsun. O nedenle tarihin ve edebiyatın bize sundukları ile o özü kavrama uğraşısına devam.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,4bin okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
Her şey seninle başlar'da temel nokta olarak yapılandırdığı "atalet hali"nde kalmayı ve bu durumdan nasıl çıkılacağını detaylı bir biçimde anlatıyor Sekman bu kitabında. Okuduğunuz ana odaklı bir farkındalığı yaratsa da bu etki kişisel gelişim kitaplarının genel özellliği olarak sadece birkaç hafta sürüyor. Aslında işin üzü varlık kaygısı, öz saygı bilincini ve sizde var olan potansiyel gücü keşfedebilmekte ama bunu kişisel gelişim kitapları ile yakalamanız mümkün değil. Tüm bu görüş ve izlenimlerime rağmen okuduğum onca kişisel gelişim kitabından asla pişman olmadığımı da belirtmeliyim.
Ataleti Yenmek
Ataleti YenmekMümin Sekman · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 20232,516 okunma
Reklam
183 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
İlmiye Çığ, kuşkusuz bu toprakların yetiştirdiği en önemli bilimkadınlarından. Çığ, bu hassasiyet ve sorumluluk ile kitabını büyük bir titizlik ve dikkatle okuyucuya sunuyor. İlk tek tanrılı dinlerin kökeni, en baştan başlayarak çok detaylıca anlatılıyor, öyle ki İbrahimin adım attığı her kent, her göç alanı tarihsel boyutta farklı kaynaklar göz önüne alınarak titizlikle ortaya konuluyor. Aslında yahudi kavminin ve arapların soy kütüğü de peygamber olarak addedilen ve kutsal kitaplarda geçen bu kavimlerin adları yada liderleri oluyor. Kitapta ibrahim'in ayak izlerini takip ettikçe o çağlar hakkında çok geniş bir bilgi birikimine de kavuşuyoruz. Bu bağlamda harran oldukça dikkat çekici. Özellikle dinler tarihi, m.ö 1000-2000'li yılların keşfedilmeyi bekleyen yüzüne ilgi duyanlar için mutlaka okunması gereken bir eser. Son olarak kitap ufkunuzu şekillediriyor, bilgilerinizi sorgulamanıza sebep oluyor ve sunulmuş olanla, ötelenenin çarpıklığı karşısında bocalamanıza neden oluyor. Örneğin ufak bir örnek; "(Abram yani ibrahimden söz ediliyor) Bu malları karısını Firavun'a vermesi dolayısıyla elde ettiği söyleniyorsa da, birlikte götürdüğü kardeşinin oğlu Lût da aynı şekilde zenginleşiyor. Yine karısını kardeşi olarak sunduğu Abimelek'in ülkesi Gerar'da da zengin oluyor. "
İbrahim Peygamber
İbrahim PeygamberMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 2019627 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Tolstoy bu uzun öyküsüne "Şeytan"adını vermiş. Öyküde şeytan iki biçimde yer alıyor. İlki: Günaha girmesine neden olan cinsel dürtü. Aslında burada bildiğimiz şeytan tasvirinden ( günaha çağıran ) yakınıyor. İkincisi : Burada kadın direk şeytanla eşleştiriliyor. bknz: "Şeytanın ta kendisi o; ete kemiğe bürünmüş şeytan! Ben istemeden beni boyunduruk altına aldı." Aslında Tolstoy ister istemez "Ataerkil Tanrı" inanışını ve ahlaki boyutunu, tüm dinlerde olduğu gibi ortaya koyuyor. Bununla ne demek istiyorum, askında her zaman yakınılan kadın erkek eşitsizliği kutsal kitaplarda Adem ve Havvanın yaratılışına kadar gider. Ve tabii ki daha öncesine. Bknz: " ..... O zaman yaratıcı “Adamın yalnız olması iyi değil” (Tekvin 2:18) dedi ve Adem’i yarattığı topraktan bir de kadın yaratıp adını Lilith koydu. Ama Adem ve Lilith hemen kavgaya başladılar; çünkü Lilith: -Ben senin altına yatmam, ancak üzerine çıkarsam sevişirim. İkimiz de aynı topraktan yaratıldığımız için eşitiz- diyordu. Öyle kavga ettiler ki, sonunda Lilith Tanrının “ağza alınmaz” adını söyleyip göğe kaçınca, Adem yaratıcıya Lilith’i şikayet etti. Bunu duyan yaratıcı Adem’i uyutup, kaburga kemiğinden...." Tolstoy'un kitabında da cinsel dürtülerini kontrol etmekte zorlanan "Yevgeni" tüm suçu, kendisini kışkırttığını düşündüğü köylü çalışanı "Stepanida" 'da bulacaktır. Sonuçta bu ızdırap Tolstoy'un düş gücünde farklı şekilde sonuçlanan iki yok oluşla son bulur.
Şeytan
ŞeytanLev Tolstoy · Bordo Siyah Yayınları · 20184,431 okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kuşkusuz Zweig'in dehasını açıklıkla yansıtan bir eser, Bilinmeyen bir kadının mektubu. Sanırım bir eserde, okuyucuyu her daim zinde tutmak büyük bir ustalık gerektirir. Ancak okuyucunun her sayfada nefes alışverişini dahi değiştiren bir heyecan düzeyine ulaşmasını sağlamak kuşkusuz farklı bir yetenektir. "Satranç"ta bu heyecan tutsak olmanın duyumsanan yansıması iken; "Bilinmeyen bir kadının mektubu"nda bu yansıma içten gelen bir ait olma ve tutku güdüsü olacaktır. Zweig'in "mutlak aşk" kavramını benliğin bu denli çarpıcı bir dışa vurumla tahlil etmesi kuşkusuz yazım sanatında da az rastlanılan bir hadise. Sanmıyorum ki gerçek hayatta bu denli çarpıcı bir gerçekdışılık - tutku ve sevginin bu saflığı- yaşansın. İşte böyle bir öyküye tanık olmamızı sağlayan edebiyata ve yazara tekrar teşekkür etmek gerektiğine inanıyorum.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,9bin okunma
176 syf.
6/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Irk ve din aidiyetinin bağlarından sıyrılan her insanın; tutsak alınmış, hakları gasp edilmişlere, bu uğurdaki mücadeleri nedeni ile saygı duyacağı kanısındayım. Hal böyle iken Tolstoy bu kitabı ile saygı duymayacağım diğer tarafı anlatıyor. Tek amacı akdenize inmek olan Ruslar bu uğurda yaklaşık beşyüzbin kişinin ya ölümüne ya da zorunlu göçe tabi tutulmasına neden oluyor. Kendi tarafındaki yüzbin kayıp askeri ise yönetenler ne kadar önemsedi bilemiyorum. Tolstoy bu kitabında savaşın anlamsızlığını sadece bir cümlede ama oldukça ustalıkla dile getirse de, kitabın genelinde sadece şavaşın içinde yer alan askerlerin, elli yıl süren bu savaşı artık nasıl içselleştirdiklerini, hayatlarının sevimsiz bir parçası yaptıklarını ama yine de hiç sorgulamadan rutin bir şekilde savaşın içinde yer almalarını, sadelikle ve birazda tek düze kurgular ile anlatıyor. Aslında dilerdim ki Şeyh Şamil'in hikayesi daha tanıdık bildik olsaydı. Çünkü kuşkusuz bu kitaptakinden daha büyük acılara şahit olur hiç değilse destansı kahramanlıklara tanıklık etmiş ve belkide vatanlarından kovulmuş milyonlarca çerkez, tatar ve diğer halkların neler yaşadığına tanıklık etmiş olurduk.
Kafkas Tutsağı
Kafkas TutsağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,966 okunma
92 syf.
4/10 puan verdi
O zamanlar ekranlarda oldukça populerdi, Yılmaz Erdoğan. İzmir fuarında tiyatro oyunun arasında kitapları satılıyordu. Delikanlı zamanlarım, merak edip satın almıştım. Üç defa farklı zamanlarda okumaya yeltenmiş olmama rağmen ilk bir kaç sayfasından sonra kitabı tekrar rafındaki yerine koyuyordum, merasim gibi üç kere tekrarlandı bu durum. Anlamanın yorucu ve sıkılgan evresini bir türlü aşamamış hatta kurduğu cümlelerin alakasız bağlantılarından o kadar keyifsizlenmiştim ki yazara karşı bile bir memnuniyetsizliğim oluştu maalesef.
Hüzünbaz Sevişmeler
Hüzünbaz SevişmelerYılmaz Erdoğan · Sel Yayıncılık · 20071,196 okunma
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Henüz yedi yaşında, Eskişehir'in bir Pomak köyünde annanemin kerpiç evinin dik avlusunda dikilir, hemen karşımızda porsuk nehrinin kıyısında harmanlığın gölgesine usulca değilde sanki zorla ama alabildiğine görkemli bir şekilde yerleşen çingeneleri büyük bir heyecan ve hafif tutkulu bir korku ile seyrederdim. Gizemli bir masalın hemen başlayacakmış gibi duran gerilimindeymişcesine adeta nefes almadan izlerdim onları. puslu bir karaltı çökerdi kurdukları çadırda. Kül, köpek ve çıplak ayaklı veletler hiç eksik olmazdı bu hiç unutmadığım görüntülerde. Sonra annanem genç bir kız çocuğu iken küpeli kel çingeneler tarafından nasıl kaçırıldığını anlattı da pek sokulamaz oldum yanlarına. Ama korku tıpkı kutsal bir ilk günah gibi, sevgiyi ve onları arama tutkusunu doğurdu bende. Türkiye'de basılmış çingene tarihini anlatan değerli kitap sayısı maalesef üç'ü geçmiyor. Yabancı kaynaklı ve konuya bilimsel bir araştırma titizliği ile bakan tek kitap ise bu.
Çingene Mitolojisi
Çingene MitolojisiHermann Berger · BilgeSu Yayıncılık · 201529 okunma
232 syf.
5/10 puan verdi
'Evrende tesadüf yoktur.' Kitabından sonra kuyruk çok dikkatimi çekmişti. Lakin sanırım yanlış kitabı almıştım. Kitabın büyük çoğunluğu çizim, 10-15 yaşındaki bir çocuğa anlatılacak sadelik ve basitlikte ama oldukça sınırlı ve az miktarda bilgiyi içeriyor. Belki çocukların algısını oluşturmak için düşünülmüş olabilir ama bilgi edinmek için içerik çok sınırlı. 25dk'da kitabı bitirmek mümkün.
Kuyruk Bilimi
Kuyruk BilimiUğur Durak · Destek Yayınları · 201516 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
insan davranışlarının kökenlerini soru ve cevaplarla yanıtlıyor Nusret kaya. Oldukça özgün ve sıradışı bir kitap; Örneğin kitapta evde beslenen kedilerin kadın cinsel uyarımını, kadınların yanlış orgazm noktalarını, Türk anne yapısının temel çarpıklığı, nedeni( yine temel neden cinsel tatminsizlik) ve sonuçlarını.. Kitapta çok ilginç hipotezler var. Ayrıca rüya ve kuyrup bilimi(!!)' de dikkat çekici, lakin zaten o konuyu ayrıntılı bir biçimde diğer kitaplarında bulabiliyoruz. Psikoloji severler mutlaka okumalı.
Evrende Tesadüf Yoktur Yankı Vardır
Evrende Tesadüf Yoktur Yankı VardırNusret Kaya · Destek Yayınları · 201229 okunma
144 syf.
6/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Özellikle varoluşsal sorgulayışın psikoloji ve kişisel gelişim ekseninde harmanladığı, bireysel davranışların, toplumsal çarpıklığa etkisi ve bu eksende öngörülerin sunulduğu kaos ve düzenden, maslow'a ; tasavvuftan ölüm kaygısına pek çok konunun yer aldığı kuşkusuz size bir şekilde fayda katacak bir eser. Ancak bir kaç eleştirim olacak. Kuşkusuz bilinçli olarak hemen hemem her bölümde tanrı inancını okuyucuya empoze etme çabasına tanık oluyoruz. Bu da aslında psikolojinin bilimsel yönlerinin anlatıldığı bir cümlede nesnelliği ortadan kaldırıyor. İkinci eleştirim kullandığı dil'e olacak. Çok fazla eski arapça, farsça kelimeler kullanılmış hatta bir kaç kelimeyi sözlükte aratıp bulamadığım oldu. Özellikle bu nedenlerle yazarın diğer kitaplarını, ilgilendiğim bir alan olmasına rağmen okumayı düşünmüyorum.
Olmak Cesareti
Olmak CesaretiKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20152,553 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
922 yılında Bağdat'ta devrin halife ve ulemasının ortak kararıyla idam edilen Hallaç, İslam ve Tasavvuf Araştırmacısı bilimkadını Annemarie Schimmel tarafından tüm açıklığı ile gün yüzüne çıkarılıyor. Aslında adını çok duymamış olsakta sufi geleneğinde önemli bir etkisi olduğu, zamanının Türk ve Türkmen kavimlerini etkilediğini, saray şiiri ve halk türkülerinin içinde yaşadığı dile getiriliyor. Hallaç kendi zamanında da oldukça dikkat çeken ibadet anlayışı ve tanrıyı içselleltirme algısını kimsenin cesaret edemediği derinlikte gerçekleştiriyor. Tabii benim kitapta ilgimi çeken tarafı tanrıyı arayışındaki varoluşsal sorgulayışlar. Meşhur 'Ene'l-Hakk' ( ben yaratıcı hakikatim) sözü kendisine ait ve bu söz kendi zamanında 'ben tanrıyım' olarak algılanıyor. Mezhep ve islami gelenekleri bir kenera atıp sözde inanışları sorgulaması, keskin ifadeleri ve şiirsel mısraları çok etkili. Din ve islam tarihi, sufilik, tasavvuf yada tanrı algısı gibi konulara merakınız var ise tavsiye edebileceğim bir eser.
Hallac
HallacAnnemarie Schimmel · Pan Yayıncılık · 2011133 okunma
51 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.