Merhaba arkadaşlar, Charlotte Perkins Gilman ile yeni tanıştım.1860 ile 1935 yolları arasında yaşamış ve yaşadığı dönemin önemli Hümanist ve Feminist yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. "Kadınlar Ülkesi"kitabı yazıldıktan 65 sene sonra yayımlanabilmiş. Bir feminist olarak bu kitaba özel bir sempatim oldu, ayrıca güçlü kadın yazarlara hayranım. Gilman bu ütopik bilim kurgu eserinde; bir yandan sadece kadınlardan oluşan bir ülkenin nasıl olabileceğine değinirken, diğer yandan da ataerkil sistemin insanlar üzerindeki etkisini ve bu etki yüzünden oluşan cinsiyet sıfatlarının yarattığı sorunları anlatıyor. Daha sonra Vandyck, Jeff ve Terry adında birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip olan bu üç erkek bir gün bu ülkeye seyahat etme kararı alırlar.Ancak bu yolculuk sonrasında kendi dünyalarından çok farklı bir yaşamın var olduğunu öğrenmeleriyle birlikte bambaşka bir yaşam tarzıyla yüzleşirler. Yazar, Kadınlığın; dişiliğin, doğurganlığın, analığın, kendinle çoğalabilmenin, üretmenin ve paylaşmanın, bir olmanın, erkilliğe ihtiyaç duymamayı, her şeyin ideal güzellikte olduğu bir ütopyayı erkek gözünden anlatıyor. Araya naif bir aşk hikayesi de ekliyor. Ben çok beğendim, kendi kendime düşündüm gerçekten öyle bir dünya yaratmak mümkün mü? Mümkün olsaydı kadınların ölmemesi için var eder miydik? Neyse çok uzattım Özetlemek gerekirse kısa sürede akıp gidecek bir kitap. Okunmaya değer.