Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

gülizar yetiş

Çoçukların güçsüzlüğünden ve korkularından yararlanan Jack'ın zorbalığı öylesine korkunç boyutlara varır ki, avladığı domuzun başını canavara sunduğu gibi, Ralph'ı da avlayıp, başını iki ucu sivriltilmiş bir değneğe geçirerek canavara sunmak ister. Sineklerin Tanrısı tamamıyla egemen olmuş gibidir çocuklara. Ne var ki, Simon'un akıl yolundan hiç şaşmayan ermişliğini, ayrıca ölmeden önce yücelen Domuzcuk'un kabileye meydan okurcasına uygarlığı savunmasını ve karanlık güçlere karşı sonuna kadar direnip, sonunda gene şef olduğunu açıklayan Ralph'ın yiğitliğini düşündükçe, Sineklerin Tanrısı'nı yenmenin yolları olduğunu da anlarız.
Reklam
Kadere saygımız tekrara göre değişiyor. Başımıza bir iş geldiğinde, bunu aksilik olarak kabul ediyor ve sineye çekiyoruz; bu aksilik ikinci kez geldiğinde, geldi mi üst üste gelir diyoruz, üçüncüsü tekrar ettiğinde her şey de senin başına geliyor diyerek rahatlıkla kanaat bildiriyoruz, sonraki tekrarlardaysa başına bu kadar çok şey geliyorsa, demek ki tüm bunları hak ediyor diyoruz.
Rönesansla birlikte başlayan teknik gelişme hem iplik makinelerine hem de işsizliğe, hem etkili ilaçlara hem de yeni hastalıklara, hem tarımın çok verimli hale gelmesine hem de doğanın talan edilmesine, hem çamaşır makinesi ve buzdolabı gibi çok pratik yardımcılara hem de çevre kirliliği ve çöp dağlarına yol açtı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanların hayatları bir gecede değişiyordu. Her şey öylesine çürümüştü ki hiç kimsenin hayatı kendi geçmişinin köklerine tutunamıyordu. Herkes lunaparklardaki kukla hedefler gibi bir vuruşla devrilip kaybolma ihtimaliyle yaşıyordu.
Mutluluk bir iç yolculuktur, dışarıdaki bir şeyin (makamın, aracın, gelirin) elde edilmesi değildir.
Reklam
Alışkanlıklar + Kasıtlı Pratşk = Ustalık Alışkanlıkların olumlu tarafı, bir şeyleri düşünmeden yapabilmemizdir. Olumsuz tarafı ise küçük hatalara dikkat etmeyi bırakmamızdır. Bir kimliğe ne kadar sıkı tutunursak o kimliği aşıp büyümek o kadar güçleşir.
Sayfa 269Kitabı okudu
Hem kadınlar hem erkekler için en güzel yaştır. Nuh tufanı kırk yıl sürdü. İslam tasavvufunda kırk sayısı manevi bir uyanışı temsil eder. Bilincin safhaları toplam kırktır. Hz. İsa kırk gün, kırk gece çölde çile çekti. Hz. Muhammed peygamnerlik çağrısını kırk yaşında işitti. Buda ıhlamur ağacında kırk gün tefekküre daldı. Şems-i Tebrizi'nin kırk altın kuralı var.
Hayatlarını gözden geçirip birçok haksızlık ettiklerini gören kimseler, çocuklar gibi sık sık uyanır, ürker; kötü bir bekleme içinde yaşarlar. Halbuki hiçbir zaman haksızlık etmediklerini bilenlerde sürekli tatlı bir umut vardır.
Sayfa 9
..."Gigafactory için bütün paraya tam da şu an için ihtiyamız yok fakat önceden toplamaya karar verdim. Çünkü ne zaman ekonomik kriz olacağını asla bilemezsiniz. Dış faktörler ya da beklenmedik şeyler olabilir ve daha sonra aniden bununla boğuşurken bir de üstüne kaynak bulmamız gerekebilir. Ben birazcık büyükanneme benziyorum. Büyük Ekonomik Buhran'ı ve gerçekten zor zamanları yaşamıştı. Eğer başınıza böyle bir şey gelirse uzunca bir süre etkisi sizde kalır. Gerçekten tam olarak geçtiğine de emin değilim. Şu anda mutluyum ama bunların hepsini kaybedebileceğime dair canımı çok sıkan bir duygu da halen var. Hayatının geri kalan bölümünde aç kalmayacağını bilmesine rağmen büyükannem yiyecekle ilgili hep öyle bir duyguya sahipti. Ben de Tesla ile çok kötü bir şey olma ihtimaline karşı büyük bir kaynak bulmaya karar verdim."
Gece uyanıyorum ve kendimi yatağımda bir anda aşırı yalnız hissediyorum. Bu konuyu annemlerle çok konuştuk. Çoooook konuştuk.Çooooook konuştuk. Gece uyandığında eğer birine sarılma ihtiyacı duyarsan yorganına sarıl, dedi annem.Yorgan mı annem mi? Tabii ki annem. Ama o bunu anlamıyordu. Yorganın kendisinden daha iyi bir seçenek olduğunu sanıyordu.
Sayfa 68 - taze kitapKitabı okudu