Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Hekimoğlu

Ahmet Hekimoğlu
@Kadioglu_ahmet
Aklı hür! Vicdanı Hür! İrfanı hür!
Anadolu evladını soruyor...
Anadolu hepimize hınç, şüphe ve güvensizlikle bakıyor. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya; şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyonda bir kadın dur muş, gelene geçene: -Benim Ahmed'i gördünüz mü? diyor. Hangi Ahmed'i? Yüz bin Ahmed'in hangisini? Yırtık basmasının altından kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun. İstanbul yolunun aksini gösteriyor: -Bu tarafa gitmişti, diyor. O tarafa? Aden'e mi, Medine'ye mi, Kanal'a mı, Sarıkamış'a mı, Bağdad'a mı? Ahmed'ini buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepsinden kurtulmuşsa, Ahmed'ini görsen, ona da soracaksın: -Ahmed'imi gördün mü? Hayır... Hiç birimiz Ahmed 'ini görmedik. Fakat Ah med'in her şeyi gördü. Allah'ın Muhammed'e bile anlatamadığı cehennemi gördü. Şimdi Anadolu'ya, batı'dan, doğu'dan, sağdan, soldan bütün rüzgarlar bozgun haykınşarak esiyor. Anadolu, demiryoluna, şoseye, han ve çeşme başlarına inip çömelmiş, oğlunu arıyor. Vagonlar, arabalar, kamyonlar, hepsi, ondan, Anadolu' dan utanır gibi, hepsi İstanbul'a doğru, perdelerini kapamış, gizli ve çabuk geçiyor. Anadolu Ahmed'ini soruyor. Ahmed, o daha dün bir kurşun istifinden daha ucuzlaşan Ahmed, şimdi onun pahasını kanadını kısmış, tırnaklarım büzmüş, bize dimdik bakan ana kartalın gözlerinde okuyoruz. Ahmed'i ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anaya anlatabilsek, onu övün dürecek bir haber verebilsek... Fakat biz Ahmed'i kumarda kaybettik!
Sayfa 108 - Pozitif YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Enver Paşa
Enver Paşa'nın Makedonya Dağları'nda başlayan ve yine dağlarda ama bu defa çok uzak bir iklimin dağlarında, Pamir'in eteklerindeki Abıderya köyünde kurşun ile noktalanan ve son perdesi Çegan Tepesi'nde inen macerasının neticesi, sözü hiç dolandırmadan söylemek gerekirse, tam bir mağlubiyet idi!
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölüm
Sözünde durmadı mavi gökler; Gün kararıyor gitgide ölüm. Akşam yeli nedameti söyler; Nedamet yer etti bende ölüm. Ne yapsam, gün doğmuyor gönlümce; Sudur akar kendi bildiğince, Hangi pencereye koşsam gece;
Sayfa 20
Atatürk'ün Not Defteri
Selanik'ten geleli 3 ay kadar oldu. Gelişimin ilk günlerinde hayatın düzenine bir çığır buldum zannındaydım. Manen ve maddeten etkisinde olduğum istırabımı atlatılmış gibi görüyordum. Lakin heyhat!.. Bugün bilmem kaç yüzüncü defa olmak üzere yine kalbimin bütün şikâyet iniltilerini işitmekle ağlıyorum. Her vakitki gibi bu dakika dahi.... 27 Şubat 1319 (11 Mart 1904) Cuma saat 7 M. Kemal
Sayfa 20 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dün Gece
Dün gece ne kadar güzeldi alem, Göklerin şanlı mehtabı vardı. Sevdanın topraktan taştığı bu dem Günah-ı aşkın da sevabı vardı. Dağlar birbirine yaslanıyordu, Kuşlar çiçeklere sesleniyordu, Tabiat gizlice süsleniyordu,
Sayfa 29 - Ötüken neşriyat
Özleyiş
Özledim.. Yanıklık canıma değdi.. Özledim, yıllarca daha özlerim. Hasret türkü olsa, ben onu çalsam, Kırılıp giderdi nice sazlarım.. Yatın ümitlerim, uykuya yatın! Bitin hasretlerim, tükenip bitin! Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin; Onunla dikleşir bütün düzlerim. Yanımda sanırım, bakarım düştür; Güldüm zannederken gözlerim yaştır. Umduğum ne varsa hepsi de boştur; Yine de bekliyor onu gözlerim. Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar; Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler. İçimde bir bülbül şakıyıp çiler: Özledim, yıllarca daha özlerim...
Sayfa 35 - Ötüken neşriyat
Osmanlı Yönetimi
Osmanlı rejimi ne feodaldir, ne de teokratik; hele hem feodal hem teokratik hiç değildir.
Sayfa 24 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden? Bilmem,bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi alevden? Sen istedin,ondan bu gönül zorla tutuştu… Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse; Her ey silinip kayboluyorken nazarından, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse… Ey sen ki kül
Sayfa 135Kitabı okudu
Talat Paşa, Edirne'nin boşaltılmasını isteyen kabine mensuplarına karşı yaptığı basın açıklaması: "Edirne'nin boşaltılmasını isteyen partizanlar olabilir. Ancak bu görüşü benimseyenlerin kabinede kalmaları düşünülemez. Vekiller heyeti Edirne'nin geri verilmemesi konusunda fikir birliğine varmış bulunuyor... Bu nedenle, bütün hükümet üyeleri adına, sizlere bunun aksini iddia eden söylentileri yalanlama yetkisi tanıyorum. Gümrük vergilerine zam yapılsın diye Osmanlı vatanperverliği satılık edilemez... Edirne'nin bedeli, bu şehri savunmak için kendini feda etmeye hazır olan sadık ve cesur ordumuzun kanıdır."
Sayfa 188 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gün Eksilmesin Penceremden
Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden!
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Biz, yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uymak yüzünden bu vasıflardan mahrum kalmıya tahammül edemeyiz. Âlim, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulunduğu müşkül şartları idrak etmeksizin, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta, tam istiklâlimizin temini ve idamesidir. "Tam istiklal' denildiği zaman bittabi siyasi, malî, iktisadi, adlî, askerî, harsi ve ilh... Her hususta tam istiklâl tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın her hangi birinde istiklâlden mahrumi yet, millet ve memleketin hakiki mânasiyle bütün istiklâlinden mahrumiyeti demektir." - Atatürk
Sayfa 34 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün duygu dolu meclis konuşması
23 Nisan 1920... Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Memleketin her tarafından birçok mebus gelmiştir. Bu yeni Meclis'e gelenler, Ankara'da hiçbir şey olmadığını görünce üzülmüşler, hatta korkmuşlardır. Bahse dilen Yeşil Ordu yok, hazine yok, yatacak otel yok, velhasıl hiçbir şey yok. Sadece Mustafa Kemal var. Bazılarına bu dava çürük gelmiş olacak ki, memleketlerine dönmeye karar veriyorlar. Bunlar memleketlerine dönerlerse Meclis'te huzur kalmayacağını ve geride kalanların morallerine tesir edeceğini düşünen Mustafa Kemal, kürsüye çıkıyor; bir mitoloji kahramanı gibi heybetlidir: "Arkadaşlar, işittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyormuş. Ben, kimseyi zorla Millî Meclise dâvet etmedim. Herkes kararında hürdür; bunlara başkaları da katılabilir. Ben, bu mukaddes dâvaya inanmış bir insan sıfatiyle buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Arzu ederseniz hepiniz gidebilirsiniz. O takdirde asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, Elmadağına çıkar, orada tek kurşun kalıncaya kadar vatanı müdafaa eder, kurşunlarım bitince bu âciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlariyle yaralanır, temiz kanımı mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim." Meclis'i bir heyecan dalgası kaplıyor, mebuslar gözyaşlarını ve hıçkırıklarını tutamıyorlar. Ve Mustafa Kemal, Meclis'in dağılmasına engel oluyor.
Sayfa 37 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Dünya, milletimizin hayatına ya hürmet edip onun bütünlük ve istiklâlini tasdik edecektir, ya da son topraklarımızı son in sanlarımızın kaniyle suladıktan sonra bütün bir milletin na'şı üstünde merdut istilâ hırsını tatmin etmek mecburiyetinde kalacaktır. Bu türlü bir vahşete ise bugünkü insanların sinirleri artık tahammül edemez." - Atatürk Amasya’da Ruşen Eşrefle mülakat, 25.10.1919.
Sayfa 34 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Ne kadar engin ve müreffeh olursa olsun istiklâlden mahrum bir millet medeni insanlar karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kesbedemez." - Atatürk
Sayfa 33 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün söylediği Sözler
"İstiklâlin neticesini alıncaya kadar tamamiyle milletle birlikte fedakârane çalışacağıma mukaddesatım namına yemin ettim. Artık benim için Anadolu'dan hiçbir yere gitmemek katidir." - Atatürk
Sayfa 33 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün söylediği Sözler
"TBMM'nin açılışının ferdasında kendi meşruiyetine kavlen, fiilen, tahriren ve her hangi vasıta ile tariz edenleri Meclis hangi hakla vatan haini saydıysa, Millî Misaka aleyhdarlık edenleri hangi siyasî ve içtimai sebeple hain tanıdıksa ve nihayet bütün ihtişam, şevket ve kudretiyle Meclisin ve Milli Misakın aley hinde vaziyet alan asırdide bir idare ile onun mensuplarını hangi sebepler ve hangi haklarla hiyanetle vasıflandırdıysak bugünkü millî hâkimiyet düşmanlarını da aynı haklar ve aynı sebeplerle hain telâkki ederiz. Millî hâkimiyetin kanunî ifadesi olan Ana yasamıza muhalefet edenleri de aynı hakla menederiz, gelecek nesillerimizin selâmeti ve vatanın istikbali namına menederiz." - Atatürk
Sayfa 11 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve ıskat etmezse bütün kusur ve kabahatlere iştirak etmiş demektir. "Milletimiz için dahilî ve daimi bir düşman olan ferdî saltanat ve onun temsil ettiği bir idare şekline çevrilmiş bir silâh mukaddestir." - Atatürk
Sayfa 11 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Millete dost görünüp de ilk fırsatta iktidar mevkiine geçtikten sonra onun hakikî ihtiyaçlarını düşünücek yerde memleketi kendi istediği yolda götüren, lâf anlamıyan, salâhiyetlerin irşatlarına kulak asmıyan, millette mevcut kuvvetleri şahsına bağlamaya çalışan kahraman yüzlü insanlardan çok zarar çekildi." - Atatürk
Sayfa 11 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Zavallı milletimizi esir etmek isteyen düşmanları behemehal mağlûp edeceğimize dair olan emniyet ve itimadım bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada, bu tam inanışımı heyet-i celilenize karşı, bütün millete karşı ve bütün âleme karşı ilân ederim." - Atatürk
Sayfa 43 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün söylediği Sözler
"Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en kıymetli mirası olan istiklâl aşkı ile dolu bir adamım." - Atatürk
Sayfa 42 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu