Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kerem Sakin

Kerem Sakin
@Keremsakintr
Bir sigara yanar mı döner mi geri sen ne anlarsın ki halden beraber ölmeyeceğiz çok zordur ellerim boş yağmurum sağanak benim kapşonum yok
Kalp Kırmak
Uykusuzluk
O Kadar Yakında Olup Ama Aslında Çok Uzak Olmak
Onun Yeşil Gözleri
95 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Sonra İşte Yaşlandım
susup bekleyerek yaşlanıyordu şeylerin uğultusu arasında içi ağırlaştıkça rüzgara çıkıyor siliyordu kendini durma ağrıya ağrıya nara dönüştüğünde açtılar içinden sözler çıktı kem sözler, kırıcı davranışların izleri aldanma gölgesi, ondurmayan bağışlama “gitmeliyim” çıktı, “dönmemek üzre bir daha” “artık herkesin yüzüne bütün düşündüklerimi” “yalnız olmalıyım” çıktı. derinlerde sır tutmuş bir eski sevda.
Reklam
Birincisi o incecik, o dal gibi kiz, Simdi galiba bir tüccar karisi. Ne kadar sismanlamistir kim bilir. Ama yinede de görmeyi çok isterim, Kolay mi? ilk gözagrisi.Ikincisi Münevver Abla, benden büyük Yazip yazip bahçesine attigim mektuplari Gülmekten katilirdi, okudukça. Bense bugünmüs gibi utanirim O mektuplari
İlkyaz
Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi kanar Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır Deliler gibi dönmeğe başlar Döndükçe yumak yumak çözülür Çözüldükçe ufalır küçülür Çekirdeği henüz süt bağlamış Masmavi bir erik kesilir ağzımda Dokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde.
Reklam
Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde
Peki, gökyüzünün yeryüzü üzerindeki gücüne duyulan bu aptalca inanç neye dayanır?
Tembellik edelim her şeyde sevmek ve içmek dışında tembel olmak dışında
Sabanın toprakta bıraktığı izlere benzer kağıt üzerinde satırlar. Yaşamın her şeyi kapması gibi, Yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla…
Küçük bir sahil kasabası
Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığın hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine Sevmek neymiş birgün
Reklam
Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak
her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin onu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı
Tahirle zühre meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Anlatamıyorum (Moro Romantico)
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum.
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.