Nasıl soğuk ve sıcak bir içeceği aynı anda tükettiğimizde dişlerimiz sızlıyorsa, aşk ve nefret duygularını da aynı anda hissettiğimizde yüreğimiz sızlar. Ama işin acı kısmı diş sızısı geçer de yürek sızısı son nefesine kadar seninle kalır.
Bu dünya her zaman tahammül edilesiydi, ancak biz öyle bir zamanda doğmuşuz ki , yaşanabileceklerin en zoru belki de. Mamafih, yaptığımız şey yaşamak değildi zaten, sabretmekti. Olabildiğince sabretmek. Olabildiğince Allah için sabretmek.
Anlatılanların belki hepsi doğruydu belki hiçbiri. İnsanlar hikayelere her zaman kendilerinden bir şeyler katıp anımsamak istedikleri şeyleri anımsar. Ama en gerçek uyarlama , kişinin içini açıp kaleme aldıklarıdır.
Zaman tasarruf edeyim derken aslında başka şeylerden tasarruf ettiğinin kimse farkında değildi. Yaşamlarının gittikçe daha zavallı ,daha tekdüze ve daha soğuk geçtiğini kavramak istemiyorlardı. Bu gerçeği sadece çocuklar, taa yüreklerinde hissettiler. Çünkü artık kimsenin onlara ayıracak zamanı yoktu. Oysa zaman yaşamın kendisiydi. Ve yaşamın yeri yürekti. İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe zaman azalıyordu.