Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Kocatürk

Gizem Kocatürk
@Kzlgezegen
Türk Dili ve Edebiyatı
419 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
176 syf.
·
Puan vermedi
Usta terzi, fahri dedektif Yıldız Alatan ile yeni macerasında kavuşmamız şerefine lokumlu bir Türk kahvesi de ben içeyim dedim. Zaten Yıldız Alatan maceralarını okurken canı deli gibi Türk kahvesi çekmeyen okur bizden değildir. Bu kez tatile çıkarken yanıma aldım kitabı, çok da güzel oldu. Çok iyi geldi Bayan Begonvil'i okumak. (Ah bir de fotoğraf çekerken begonvil bulsaydım çok daha güzel olacaktı da neyse ) Yıldız hanımefendiciğimiz de tatildeydi zaten ama o tabi yine rahat durmadı, kendini olayların ortasında buldu bir anda. (Böyle söyleyince de Ziya Alatan oldum bir anda ) Bu kez 1987 yazında, Yunanistan'da, sırra kadem basmış bir genç kadını bulmaya çalışıyor, yanındakilerle birlikte ipuçlarının peşinde bir gizeme doğru ilerliyor. Çünkü o ünü ülke sınırlarını aşmış bir dedektif artık. Sevgili Yaprak Öz'e ( @yaprinka ) Türk polisiyesine böylesine tatlı bir karakter kazandırdığı için ne kadar teşekkür etsek az bence. Bir sonraki macerayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Bayan Begonvil
Bayan BegonvilYaprak Öz · Oğlak Yayınları · 2022108 okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
Çok güzel, çok eğlenceli bir kitap okudum. Özelikle sıcaklar yüzünden doğru dürüst okuma yapamadığım bu günlerde, ilaç gibi geldi desem yeridir. Kimyager Elizabeth Zott'un erkek egemen bilim dünyasında ve hatta hayatta kendine, mesleki yeterliliğine, kadınların isterse her şeyi başarabileceğinin mümkün olduğu gerçeğine yer bulmak ve bu gerçeği herkese kabul ettirmek için verdiği mücadeleyi okurken hem çok keyif aldım hem de gurur duydum. Canım kadınlar! Canım Elizabeth Zott! Ve hatta Mad, Hariet, Bayan Frask. Her biriyle mutlaka tanışın isterim.
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20232,010 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
"İnsan bu kadar iç sesle kendi başına mücadele edemez ki. Bir yere aktarmak lazımdı." Gelin Başı, Seray Şahiner'in ilk öykü kitabı. Ben bütün diğer kitaplarını okuduktan sonra ilk kitabını okuyan bir okur oldum. Ama tam tersini de yapmış olsam yine aynı şeyi düşünürdüm: Bir ilk kitap diyemeyeceğimiz kadar güzel ve özel. İlk öyküden itibaren de hissediyorsunuz bunu. "Bu öyküyü bir erkek yazamazdı."
Gelin Başı
Gelin BaşıSeray Şahiner · Everest Yayınları · 2019582 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
172 syf.
·
Puan vermedi
Nihan Eren benim için bu senenin favori yazarlarından oldu. Hayal Otel kitabını okuyup çok sevince arayı açmadan ilk öykü kitabı olan Yavaş'ı okudum. Bir ilk kitaba göre çok başarılı öyküler var içinde ve tarzını ilk sayfadan belli ediyor hemen yazar. Nihan Eren de herhangi bir yerde okuyunca bir cümlesinden kendisini tanıyabileceğiniz nevi şahsına münhasır yazarlardan bence. Hâlâ favorim Hayal Otel olsa da diğer kitabı Nefeshane okunmak için yerini aldı bekliyor.
Yavaş
YavaşB. Nihan Eren · Yapı Kredi Yayınları · 201636 okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
Bir Kış Yolculuğu, altı yıl önce karısını kaybeden bir adamın, ondan geriye kalan fotoğraflarla yine karısına doğru çıktığı bir yolculuğu anlatıyor. Çok özlediği eşiyle arasında bir bağ kurmasına, onunla tekrar buluşmasına, aynı yolları yürüyüp aynı cafede kahve içmesine yardımcı olan bu fotoğrafların peşinden giderken anlıyorsunuz ki, birbirini gerçekten seven iki kalbi ölüm bile ayıramıyor. Hüznün, sevginin ve bağlılığın okuyana anında etki ettiği bir novellaydı. Bu vesileyle de Şükran Yiğit kitaplarının hepsini bir kez daha tavsiye edeyim.
Bir Kış Yolculuğu
Bir Kış YolculuğuŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2022317 okunma
Reklam
468 syf.
·
Puan vermedi
Doğumları aşağı yukarı 45'le başlayıp 47-49 arası değişen, hatta bazen 51'e varan yani ortalamasına "47'liler" diyebileceğimiz bir grup gencin ideolojileri uğruna sindirilmelerini, yaşadıkları işkenceleri, öldürülmelerini konu edinen çok yönlü ve çok etkileyici bir kitaptı 47'liler. Kozlu ailesinin ve ortanca çocukları Emine'nin etrafında şekillenen ve dalga dalga büyüyerek anlatılan bir Türkiye gerçeğini, yitip giden nice hayatı, iletişimsizliği, sevgisizliği, kuşak çatışmasını gözler önüne seren bu etkileyici kitap özellikle okunmalı ve hiçbir karakteri unutulmamalı diye düşünüyorum. Yaşayanlar zaten hiç unutmuyordur. Füruzan, edebiyatımız için gerçekten çok önemli bir yazar. Tanışmayan kimse kalmasın isterim.
Kırk Yedi'Liler
Kırk Yedi'LilerFüruzan · Can Yayınları · 1990658 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Öbürküler kitabını okuyup da bitirince dedim ki, "yazarını bilmesem de bu kitap Mahir Ünsal Eriş'in kitabı derdim." Çünkü karakterlerinden, olay örgüsüne, ters köşelerine kadar her sayfada hissettiriyor kendini. Bu Yarısı ve Öbür Yarısı adıyla iki bölümden oluşan roman Fahrettin Bey ve ailesinin, bir tanıdıklarının yardımıyla Niğde'den İstanbul'a göç edişiyle başlıyor, başlarına gelen tuhaf, esrarengiz, doğaüstü olaylarla devam ediyor. (Bu yönüyle kitabın ilk kısmında hafiften ürkmedim desem yalan olur ) Aynı olaya bir de öbür yanından bakılan ikinci kısımda ise bütün taşlar yerine oturdu. Bu yönleriyle Öbürküler, Hüseyin Rahmi'den, Refik Halid'den dem vuran, hüzünlü, sürprizli ve gerilimli bir roman. Dediğim gibi tam bir Mahir Ünsal Eriş kitabı. Yazarın bütün kitaplarıyla birlikte bu da tavsiyemdir.
Öbürküler
ÖbürkülerMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 2023781 okunma
147 syf.
·
Puan vermedi
Kitapları ve kitap okumayı sevdirme üzerine yazılmış en iyi romanlardan Eşekli Kütüphaneci. Ürgüp'te bir kitaplık yönetirken otuzdan fazla köye de eşekle kitap taşıyan, bu sebeple de Eşekli Kütüphaneci lakabını alan Mustafa Güzelgöz'ün insanlara kitap sevgisi aşılamak ve halkına, ülkesine faydalı olmak uğruna yaptıklarını okurken azmine, cesaretine hayran kalmamak mümkün değil. Ama bir yandan da kendini bu kadar feda ettikten sonra çabuk unutulduğunu görmek, onun her konuyu hemen ağlayacak kadar ciddiye almasına rağmen bu noktaya gelmesi insanın canını sıkıyor bir yerde. Kitapları seven herkesin bu kitabı da seveceğine eminim. Fakir Baykurt okumadıysanız bu kitap tanışmak için uygun bir kitap olur diye düşünüyorum.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,7bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Ayfer Tunç, benim için ne yazsa okurum dediğim yazarlardan biridir. Kalemini, kitaplarını severek okurum. Yeni kitabı Kuru Kız'ın çıktığını duyunca da vakit kaybetmeden aldım ve birkaç gün önce okudum. Kitap küçük bir mahallede babası ve kardeşiyle yaşayan "kuru kız"ımızın hayatından başlayarak dünyanın sonundaki bir yere gitmeye karar verme sürecini anlatıyor. Kahramanımızın hem kendi hayatına hem de Ushuaia'ya doğru yaptığı bir yolculuk bu. Okurken bir noktada hep aynı şeyin etrafında dönüyormuş hissi verse de oldukça akıcı ve çabuk okunan bir roman. Gelgelim okuyup bitirdiğimde kendimi hiç "Bir Ayfer Tunç romanı okudum ben" diyebilecek noktada hissetmedim. Hatta roman okumuş gibi de hissedemedim diyebilirim. Sanki hikayede yerine oturmayan bir şeyler vardı ve kitap boyunca o eksiklik devam etti. Kötü müydü, hayır. Sevdim mi, çok emin değilim. Ayfer Tunç ile daha önce tanışmamış olanlar için başlangıç kitabı olmasın. Diğer kitaplarını okuduktan sonra bir şans verilebilir. Benim için Yeşil Peri Gecesi'nin, Suzan Defter'in yeri hep ayrıdır.
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,465 okunma
490 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Kafamda Bir Tuhaflık, yoğurtçu ve bozacı Mevlut'un gözlerine vurulup aşık olduğu, sayfalarca mektup yazdığı Rayiha'yı kaçırmasıyla başlıyor. Sonrasında zamanda geriye gidiyoruz ve Mevlut'un çocukluğundan başlayarak hayat hikayesini okuyor ve başladığımız kız kaçırma noktasına gelip devam ediyoruz. (Zaman atlamaları karışık olduğu izlenimi vermesin, bölümler tarihlerle belirtildiği için hiçbir zorluk yaşamadan okunuyor.) Babasının yanında sokak sokak gezen, türlü işlerde çalışan, büyüme ve erkek olma sancılarıyla, fakirlikle, aile özlemiyle, okulla, arkadaşlarla, siyasetle ve tabi ki aşkla binbir derdi olan Mevlut'un hikayesini okumaya başlar başlamaz onun unutamayacağım roman karakterlerinden biri olacağına emin oldum. Mevlut yoğurtçu oldu, bozacı oldu, aşık oldu, koca oldu, baba oldu, dondurmacı, pilavcı, bekçi oldu. İstanbul sokaklarını karış karış dolaştırdı beni de. Sağ kesime de hak verdi, sol kesime de. Aşkı da yaşadı ayrılığı da. Ama kafası hep bir "tuhaf" oldu. Nasıl bir hayat yaşarsa yaşasın bir o tuhaflık hiç geçmedi, bir de Rayiha'sı ve boza tutkusu. Orhan Pamuk yine tek bir konuyla sınırlı kalmamış. Mevlut ile birlikte bize İstanbul'un değişen yüzünü, sağ-sol meselelerini, çarpık kentleşmeyi, aile olmayı kurgusuna başarıyla yerleştirmiş. Kafasının içinde olup biten bu halleri seviyorum. Masumiyet Müzesi gibi bu kitabı da yazarın kolay okunan kitaplarından. Her kitabı öyle olmuyor şimdi kabul edelim. Bozayı hiç sevmem ama seni sevdim Mevlut. Canım Rayiha seni de unutmayacağım.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,5bin okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitaplarını çok sevdiğim ve her fırsatta tavsiye ettiğim bir yazarın kitabıyla geldim yine. Edebiyatımızda Mahir Ünsal Eriş imzası diye bir şey var artık bence ve bu durum özellikle öykü okumayı sevenler için bulunmaz bir nimet. Sarıyaz, yine bir öykü kitabı. Bu kez kitaptaki 8 öykü birbirine bağlı ve aynı olay etrafında dönüyor. Birdenbire şehri etkisi altına alan yoğun, sarı bir toz tabakası ve ardından gelen deprem. Yazar küçük bir kıyı şehrindeki insanların hayatlarına dokunuyor, anlatamadıklarına tercüman oluyor, şehirle birlikte insanların yüreklerini de kaplayan ve bir gecede hayatlarını değiştiren 'sarıyaz'ı en vurucu hallerinden yakalayıp okuyucuya aktarıyor. İşte ben yazarın bu anlatım tarzını ve dolayısıyla kitaplarını çok seviyorum. Kitaptaki Gül Özlem Gül ve Sevgi Çağının Sonu adlı öyküler ise hayatın acı tesadüflerine dair nokta atışı iki öykü
Sarıyaz
SarıyazMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20194,168 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bu sene kalemiyle tanışmak istediğim yazarlardan biri de Selçuk Baran'dı. Ve tanışma kitabı olarak Bir Solgun Adam'ı seçtim. Kitap emekli bankacı Mehmet Taşçı'nın evini terk edip yaşlı bir kadın olan Dürnev Hanım'ın çatı katı odasını kiralamasını ve orada geçirdiği günleri, gündelik yaşantısını, ruh hallerini, geçmişini günlükleri aracılığıyla okura sunuyor. İki farklı anlatım biçimiyle yazılan kitapta olayları hem Mehmet Taşçı'nın kendi ağzından hem de anlatıcı bakış açısıyla okuyoruz. Bu ikili anlatım halini sevdim. Kitaba hareket katmış bence. Bunun dışında Selçuk Baran karakter tahlilinde ve bunu yansıtmada kesinlikle çok başarılı. Eğer bu kitaptan bir olaylar dizisi bekliyorsanız beklentinizi karşılayacak bir kitap değil. Çünkü Selçuk Baran olay örgüsünden ziyade kişinin iç dünyasını anlatma üzerine kurmuş kitabını. Sakin, yormayan, kendi akışında yer yer yavaş ilerleyen ama güçlü bir anlatımı var.
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010829 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Uzun zaman sonra Tess Gerritsen okumak - üstelik bir Rizzoli&Isles serisi - çok çok iyi geldi. Yazarı ne kadar çok sevdiğimi söylememe gerek yoktur artık diye düşünüyorum. Kitaba dair de söylenecek çok bir şey yok aslında. Müdavimleri zaten uzun zamandır bir Rizzoli&Isles kitabı gelsin istiyordu, çok iyi bir dönüş yapmışlar bence. Başından sonuna kadar aksiyonu hiç düşmeyen bir kitap olmuş. Özlediğimiz Tess Gerritsen geri gelmiş. Kitapla ilgili yapabileceğim tek eleştiri, keşke daha uzun olsaydı çünkü tadı damağımda kaldı.
Dinle Beni
Dinle BeniTess Gerritsen · Doğan Kitap · 2022710 okunma
419 syf.
·
Puan vermedi
Soğukkanlılıkla, başlangıçta bir cinayet romanı olarak nitelendirilebilir. Kitabın arka kapağında da anlatıldığı üzere Kansas'ta cezaevinden yeni çıkan iki kişinin, Clutter ailesinin dört ferdini canice öldürmesiyle başlıyor olaylar. İşleneceği ve failleri başından belli olan bir cinayet bu. Kitabı asıl ilgi çekici kılan bu cinayetlerin altında yatan gerçek "neden"in ne olduğunun anlatılma biçimi ve suça/suçlu psikolojisine dair bu kadar ustaca bir metin kaleme alınmış olması. Belirtmeliyim ki Soğukkanlılıkla'da anlatılan bu cinayet gerçekten yaşanmış ve kitap da bu yönüyle gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme alınmış ilk edebi eser olarak literatüre geçmiş. Kitabı kelimenin tam anlamıyla tüylerim diken diken olarak okudum. Hatta dayanamayıp okurken Clutter ailesinin ve cesetlerinin fotoğraflarına da internetten bakma gafletinde bulundum. Okuduğum en çarpıcı kitaplardan biriydi kesinlikle. İki kez filme de uyarlanmış bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Ben de eğer cesaret edebilirsem Philip Seymor Hoffman'a en iyi erkek oyuncu Oscar'ını kazandıran Capote filmini izlemek niyetindeyim.
Soğukkanlılıkla
SoğukkanlılıklaTruman Capote · Sel Yayıncılık · 2004739 okunma
504 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi sonrasında serinin üçüncü ve son kitabı Osman'ı da nihayet okudum. İlk iki kitabı seneler önce okumuş olunca son kitapta olayları hatırlamakta biraz zorlandım açıkçası. Seriyi art arda okuyanlar ya da okuyacaklar bu açıdan daha avantajlı bence. Ayfer Tunç bu kitapla aslında bizim Şebnem'den sonra Osman'ı da anlamamızı, bu hikayede ona da hak vermemizi istemiş. Biraz da bu düşüncelerle yazmış sanırım kitabı. Tek başına değerlendirildiğinde Osman kesinlikle iyi bir roman. Aksini söyleyerek haksızlık etmek istemem. Ama bir üçlemenin son kitabı olarak baktığımda Yeşil Peri Gecesi ile yükselen o beklentiyi karşılayan bir son değildi. Açıkçası ben karakter olarak Osman'ı haklı bulamadım, sevemedim bir türlü. Böyle bir sonu hak eder miydi tartışılır ama Osman yine bildiğimiz Osman işte dedim kitabı bitirince. Benim için bu üçlemenin en iyi kitabı kesinlikle Yeşil Peri Gecesi'ydi, hâlâ da aynı düşünüyorum. Zaten o dönem okuduğumda da herkes Kapak Kızı'ndan daha çok seveceksin demişti. Tabi ki Osman dahil üç kitabı da tavsiye ediyorum. Bilmeyenler için serinin sıralaması şöyle: - Kapak Kızı - Yeşil Peri Gecesi - Osman
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,787 okunma
192 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.