Fu**şun, uyuşturucunun 12 yaşa kadar inmesi... Vatanının; ormanlarının,
madenlerinin, fındığının, buğdayının, üzümünün yabancı sermaye tarafından
talan edilmesi Türk milliyetçisinin umurunda olmadığı gibi bizzat bu peşkeşin
ortaklığını yapıyor, payını alarak zenginleşmenin tadını çıkarıyor. Yeter ki
Kürt hapiste kalsın, gerisi önemli değil.
Türkün devleti, güya töreleridir bu milliyetçilerin. Ama devleti soyanlarla da iş birliği yapmaktan, bizatihi kendi devletini soymaktan da mafyayı devlet korumasına almaktan da gurur duyan bir Türk milliyetçiliği için önemli olan, Kürdün hapiste veya mezarda olmasıdır. Gerisi teferruat. Dünyanın hiçbir ulusun milliyetçisi kendi milletine bu kadar örtülü düşmanlık yapmamıştır. Kendi milletine bu kadar zarar vermemiştir. Çünkü Türk milliyetçiliği sentetiktir, yapaydır, tarihsellikten yoksundur, köksüzdür. Yalanlar, çarpıtmalar üzerine, katliamlar ve soykırımlar üzerine, inkar ve imha üzerine inşa edilmiştir. Birazdan hepsini tek tek anlatacağım. O nedenle Türk milliyetçiliğinde gerçek bir millet ve vatan sevgisi yoktur.
Şüphesiz milletini, vatanını temiz duygularla seven Türk milliyetçileri de vardır,
bunları ayrı tutarak, bir çizgiyle bir ideoloji, bir siyaset yapma biçimi olarak
Türk milliyetçiliğini kastediyorum. Ve elbette onun yargı ayağını kastediyorum. Evet Türk milliyetçiliği, işte bu Kobani kumpas davasının mimarlığını da
yaparak Türkiye'de adaletsizliğin normalleşmesine, hukukun çökmesine, 84
milyonun tüm bunların bedelini ödemesine yol açtı. Bu davanın en az zarar
göreni, en az mağdur olanı biziz, şu anda cezaevinde olanlardır. En az mağduru.