Mesut

Mesut
@Mesuttml
27 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Türk'ün Milliyetçiliği
Fu**şun, uyuşturucunun 12 yaşa kadar inmesi... Vatanının; ormanlarının, madenlerinin, fındığının, buğdayının, üzümünün yabancı sermaye tarafından talan edilmesi Türk milliyetçisinin umurunda olmadığı gibi bizzat bu peşkeşin ortaklığını yapıyor, payını alarak zenginleşmenin tadını çıkarıyor. Yeter ki Kürt hapiste kalsın, gerisi önemli değil. Türkün devleti, güya töreleridir bu milliyetçilerin. Ama devleti soyanlarla da iş birliği yapmaktan, bizatihi kendi devletini soymaktan da mafyayı devlet korumasına almaktan da gurur duyan bir Türk milliyetçiliği için önemli olan, Kürdün hapiste veya mezarda olmasıdır. Gerisi teferruat. Dünyanın hiçbir ulusun milliyetçisi kendi milletine bu kadar örtülü düşmanlık yapmamıştır. Kendi milletine bu kadar zarar vermemiştir. Çünkü Türk milliyetçiliği sentetiktir, yapaydır, tarihsellikten yoksundur, köksüzdür. Yalanlar, çarpıtmalar üzerine, katliamlar ve soykırımlar üzerine, inkar ve imha üzerine inşa edilmiştir. Birazdan hepsini tek tek anlatacağım. O nedenle Türk milliyetçiliğinde gerçek bir millet ve vatan sevgisi yoktur. Şüphesiz milletini, vatanını temiz duygularla seven Türk milliyetçileri de vardır, bunları ayrı tutarak, bir çizgiyle bir ideoloji, bir siyaset yapma biçimi olarak Türk milliyetçiliğini kastediyorum. Ve elbette onun yargı ayağını kastediyorum. Evet Türk milliyetçiliği, işte bu Kobani kumpas davasının mimarlığını da yaparak Türkiye'de adaletsizliğin normalleşmesine, hukukun çökmesine, 84 milyonun tüm bunların bedelini ödemesine yol açtı. Bu davanın en az zarar göreni, en az mağdur olanı biziz, şu anda cezaevinde olanlardır. En az mağduru.
Sayfa 30
Reklam
Kahrolsun Faşizm!
Bugün alınan karar neticesinde tekrardan açık bir şekilde görülmektedir ki; bu karar sadece Kürtlerin değil, Van halkının iradesini hiçe saymış, demokratik süreçlere olan güveni zedelemiş ve adalet duygusunu iyice sarsmıştır. Haktan yana olmak, herkesin eşit ve adil bir şekilde temsil edilmesini savunmak demektir. Bu tür keyfi kararlar, sadece belirli bir etnik veya siyasi grup değil, tüm toplumun haklarını ihlal etmektedir. Faşizm, bu tür keyfiyetçi ve baskıcı uygulamaların bir göstergesidir ve demokratik değerlere zarar verir. Dolayısıyla, demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne olan inancımızı korumak için bu tür adımlara karşı her zaman olduğu gibi, var gücümüzle, inancımızla durmaya devam edeceğiz. Büyük acılarla, emeklerle, bedellerle elde edilen başarıların kumpaslarla alıkonulması faşistliğin ifadesidir. Kahrolsun rezil ve faşizan hükümleriniz❗️
Evrimsel kuramda histrionik kişilik aktif ve başkası odaklı olarak geçer; bağımlı kişilikse pasif ve başkası odaklıdır. Her ikisi de kendisini çaresiz hisseder ve başkalarını hayatının merkezine koyar. Bağımlılar işlerine yarayacak bir vekil, çaresizlik ve yetersizlik duygularını telafi edebilecek birini ararlar. Başkalarını kendilerine bağlamak için tatlı, masum, pasif, çocuksu bir imaj yaratırlar. Bu imajı kusursuz hale getirerek, onları terk etmeye kalkışacakların kendilerini suçlu hissetmelerini sağlarlar. Oysa histrionikler, yaratmaya çalıştıkları imajla diğer insanların zihinlerini ele geçirecek kadar cezbedici olmaya çalışır ve bunu yaparken de tek bir arzu taşırlar: Bana yaklaş! İdeal ilişki simbiyotikse, bağımlı kişi parazite, histrionik ise karadula benzetilebilir. Bağımlının kurduğu ilişki ömürlüktür, histrionik ise duyumlarının sunduğu her kanaldan gizlice ve simgesel bir ilişki kurar, olabildiğince fazla adayı kendine çekmeyi amaçlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fikirlerin birbirinin yerine geçebildiğini kabullenmemekte ısrar edilince, kan akar... Kesin kararların altından bir hançer yükselir; alevli gözler cinayet habercisidir. Hamlet'ten etkilenmiş mütereddit bir ruh asla zarara yol açmamıştır: Kötülüğün ilkesi irade gerilimindedir, huzuru yaşayamamaktadır; tıka basa ideallerle dolu, kanaatlerinın ağırlığı altında patlayan ve şüpheyle tembelliği —bütün faziletlerinden daha soylu zaafları— alaya almakla gönül eğlemiş olduğu için, mahvolduğu bir yola, tarihe, o densiz sıradanlık ve kıyamet karışımına girmiş olan bir ırkın Prometheus'vâri megalomanisindedir...
Reklam
“Senin cahilliğin benim yaşamımı etkiliyor.”
Rüşvetçi politikacıları, düzenbazları, hırsızları ve hainleri seçen halk, kurban değil suç ortağıdır.
Deneyimlerimizden kaynaklanan bir şokun - travma denilen şeyin- ızdırabını çekmeyiz. Aksine deneyimlerimizden tam da amaçlarımıza uyan şeyi oluştururuz. Yaşam deneyimlerimize verdiğimiz anlam aracılığıyla kendi kendimizi belirlemiş oluruz ama eğer belli bazı deneyimlerimizi gelecekteki yaşamımıza temel olarak alirsak, bu anlam muhtemelen hep bir şekilde yanlışlar içerecektir. Anlamı, belli bir bir durum belirlememiş, aksine, bizim durumlara verdiğimiz anlam ile kendimizi bağlamışızdır.
Lider, insanların değişim ihtiyacı hissetmesini sağlamak ile değişim tarafından ezildiklerini hissetmesini sağlamak arasında hassas bir denge kurmak zorundadır; o nedenle liderlik iki ucu keskin bir bıçaktır.
Sayfa 86
Blokzincirini Hissetmek
Bir kumsalda olduğunuzu hayal edin. Güneş parıldarken sulardan gelen sisli bir esinti insanı serinletiyor. Kumsalı binlerce insan paylaşıyor, Tanzanyalı dağcılar, Uruguaylı borsacılar, Mato Grosso’nun yoksul çiftçileri, Long Island’dan bir özel jet pilotu, üç Ingiliz yılan balığı avcısı, bir Fransız sanat taciri, Silver Lake’den de 549.368 takipçisi olan bir film yıldızı. Kimse birbirini tanımıyor, ama aralarında bağlantı var. Ayrı ayrı da olsa hepiniz o gün sahile inip güneşin tadını çıkarmaya karar vermişsiniz. Bunun gerçek olduğunu da her biriniz doğrulayabilir. Ortak doğruya ulaşılmış. Blokzinciri işte bu.
Sayfa 36
Dünyanın pek çok bölgesinde, insanlar geceleri komşu kabilenin saldırıyla kesilip biçilme korkusu yaşamadan giriyorlar yataklarına. Hali vakti yerinde Ingilizler, Sherwood ormanından geçerek Nottingham'dan Londra'ya giderken, pusu kurmuş bir çetenin paralarını alarak fakirlere dağıtacağından endişe etmiyorlar. Ögrenciler ögretmenlerinden dayak yemiyor, ebeveynler faturalari ödeyemediğinde çocuklarının köle olarak satılmasından korkmuyor ve kadınlar da kocalarından şiddet görmeleri veya eve oturmaya zorlanmaları durumunda yasaların devreye gireceğini biliyorlar. Bu beklentiler, dünyanın her yanında giderek daha çok karşılanıyor. Şiddetin azalması büyük ölçüde devletin yükselişiyle ilintilidir.
Sayfa 360
Reklam
Büyüyen Bir Pasta
Son birkaç yıldır bankalar ve devletler deli gibi para basıyor, herkes şu an sürmekte olan ekonomik krizin ekonomik büyümeyi durdurmasından korkuyor. Bu yüzden de trilyonlarca dolar, euro ve yen üreterek sisteme ucuz kredi basılıyor ve bilim insanlarının, teknisyenlerin ve mühendislerin balon patlamadan yepyeni bir şeyle çıkagelmeleri umuluyor. Her şey laboratuvarlardaki insanlara bağlı. Biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi alanlardaki yeni keşifler yepyeni sektörler ortaya çıkarabilir ve bu sektörlerin kârları da bankaların ve devletlerin 2008'den beri karşılıksız olarak bastıkları bir ton parayı karşılayabilir. Eger laboratuvarlar bu beklentiyi balon patlamadan karşılayamazsa çok zor zamanlara doğru ilerliyoruz demektir.
Sayfa 312
243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.