Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuzhan ÖZBEY

Oğuzhan ÖZBEY
@MrGodot
Mühendis
Lisans
İstanbul
12 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
167 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ateşin Kızları
Ateşin KızlarıGérard de Nerval
8.5/10 · 95 okunma
Reklam
724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Selim’in Günlüğü
Sanılanın aksine Selim bir kaybeden değildir. Kaybetmeyi seçmez. Tutunmaya çalışır; kitaplara, Günseli’ye Turgut’a ve genel olarak hayata tutunmaya çalışır ama Selim ne aşk oyunlarında, ne gündelik sohbetlerde ne de Turgut gibi küçük burjuva hayatını yaşamakta başarılı olur. Bıraktığı günlüğü, konuşmaya ama sahiden konuşmaya ne kadar muhtaç olduğunu o kadar iyi gösterir ki… Kırılgandır. Tıpkı Oğuz Atay’ın disconnectus erectus’u tanımlarken söylediği gibi. Güneşte gözünü kısar, sırtına havlu gerekir hasta olmasın diye. Kamburu çabuk çıkar… Yaşamak, yaşam karşısında her şeye rağmen tutunamamak öldürür Selim’i.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sartre’ın kelimeleri
“Seçkin bir psikanalistin dediği gibi” der Sartre, “ben de üst benlik yoktur.” Babasını çok küçük yaşta kaybettiğinden, ailenin ilgi odağı, şımarık ve özgür çocuğu olarak büyür. Dedesinin kitapları arasında büyür, okumayı yazmayı keşfeder. Liseye iyi puanla girer. Babasını erken yaşta kaybetmesi kendisine tamamlanmamış bir Oidipus Kompleksi bağışlar. Annesine düşkünlüğü zamanla kadınlara düşkünlüğüne dönüşür. Beauvoir, Dolares, Arlette, Olga ve dahası. Hayatında hep kadınlar ve yazmak olur. Roman, tiyatro oyunları, felsefik eserler… Yazmak, Sartre için varolmaktır. Satre’ın hayatını iyi anlamak için Sözcükler’e ek olarak, Annie Cohen Solal’ın Jean Paul Sartre biyografisini ve Claudine Monteil’in Özgürlük Aşıkları kitabının da okunmasını tavsiye ederim.
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20201,535 okunma
520 syf.
9/10 puan verdi
Ararken Kaybolmak
Hepimiz birer Martin Eden’ız aslında. Ait olmadığımız bir sınıfa sızmak, bizden büyük olduğunu düşündüğümüz o büyük hayale, metaya, eşyaya ya da o derin sandığımız, büyük bildiğimiz o şeye sahip olmak için çabalarız. Elde etmek için koşar, çabalar dururuz. Ancak elde ettiğimiz şeyin, aslında aradığımız şey olmadığını fark ettiğimizde, tıpkı Ruth’un dev aynasındaki görüntüsünün yıkılışı gibi, hayallerimiz yıkılır. Martin’in kendini sulara bırakışı, aslında bir kandırılmanın, insanın kendi kendisini aldatmasının acı bir bedelidir.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,4bin okunma
Reklam
356 syf.
9/10 puan verdi
Puslu İstanbul Manzaraları
Bulanık İstanbul manzaraları arasında, yalnız bir çocukluk, arada sırada Paris’e kaçan şair ruhlu bir baba, ego savaşlarının daha küçük yaşlarda başladığı bir kardeşlik, ilk aşk hüsranı, ressam, mimar ya da gazeteci olmak arasında gidip gelen ama en sonunda yazar olarak yaşanan bir hayat ve “Yazıyorsun bari çok içme” diye çıkışan bir anneden yazarak alınan bir intikamın izleri. Orhan Pamuk’un hayatı ve insanları öğrendiği, kafasının içindeki İstanbul’da bizleri Yahya Kemal, Flaubert, Tanpınar, Amicis hatta Hatice Sultan gibi isimlerle dolaştırırken, okur bir yandan da onu tanımaya kendini en yakın hissettiği anı yaşar.
İstanbul
İstanbulOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 20081,734 okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yalanın Dolaşımı
Öncelikle bugün post-truth dediğimiz dönemin adını koyuyor kitap. Sonrasında yalanın evrimsel sürecini, mesleklerdeki karşılıklarını, alt kültür ve üst kültürdeki yerini, cinsiyetler üzerinden de ele alıyor. Sonrasında yalan çağının nelere yol açabileceğini söylüyor. Kesinlikle post-truth’u anlamak için başucu ve başvuru kitabı.
...sokakları değil seni severdim. Birden çıkan lodosla karların eridiği İstanbul’un üzerindeki kir bulutlarının temizlendiği kış gününde antenlerin, minarelerin ve adaların arkasından bana gösterdiğin Uludağ’ı değil başını omuzlarının içine çekerek ürperen seni severdim.
460 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kara Kitap ve Başkası Olmak
Orhan Pamuk’un Galip ve Celal adlı iki karakterin üzerinden Şeyh Galib’in Mevlana’ya öykünmesini ve ona benzemesini, dönüşmesini anlattığı postmodern, karanlık bir destan. Galip, kaybettiği Rüya’nın ve sonrasında Celal’in peşinden giderken biz, Galip’in dönüşümünü izleriz. Bir yandan da, kılık değiştiren İsmet Paşa, Bedii Usta’nın mankenleri ve Şehzade hikayesi üzerinden dönüşümün, taklidin ve başkası olmanın hikayesini izleriz. Daha Boğazın Sularının Çekildiği andan itibaren, Orhan Pamuk karanlık, değişen ve dönüşen bir dünyaya bizi çeker ve tüm kitap boyunca kendisi değil de, başkası olmak için çırpınışı ve çabayı görürüz. Hem roman tekniği, hem içeriği hem de mesajı itibariyle Türk edebiyatının zirvesidir bana göre.
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,1bin okunma
35 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.