okur

Benim içimdeyse sanki çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var... Hayatımı,bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda... Çoğu kez de hiç yaşama isteği olmuyor içimde.
Sayfa 28 - İş KültürKitabı okudu
Reklam
Bense yaratma keyfini tatmış birinin başka hiçbir şeyden keyif almayacağını düşünürüm hep.
Sayfa 21 - İş Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tanımadığım birilerine bal vermek için kendi hayatımı yok ettiğimi,en güzel çiçeklerimin tozunu yağmaladığımı,çiçeklerin kendilerini de koparıp köklerini ayaklarımın altında ezdiğimi hissederim. Şimdi kaçık değil de ne derler bana ?
Sayfa 41 - İş Kültür YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın kendisine fayda veren ya da onu yaralayan şeyler dışında her şey ikinci planda kalır.
Sayfa 56 - İlgi Kültür SanatKitabı okudu
Sanırım yolun bu tarafında doğmadık, bu da bizi onlara yabancı yaptı.Her neyse,bu,onsuz yapamayacağımız babası suçlu sözcüklerden biri (Büyükbaba,Büyükanne’nin yanında “Allahın belası” yerine “Babası suçlu” derdi).Her zaman söylemişimdir,o kadar çok babası suçlu sözcük var ki.
Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Korkuyorlar / dünyadan korkuyorlar / yok ediyorlar korktuklarını / kendilerinden korkuyorlar / keşfedeceklerinden korkuyorlar / insan haklarından korkacaklar / öldürüyorlar ne ise korktukları.
Say YayınlarıKitabı okudu
Yürümek sanıldığı gibi bir hedefe ulaşmaya yaramıyor.Nitekim bunun için bir hedefinin olması,senin kendine bir hedef oluşturman ve artık orayı varılacak bir hedef haline getirmen değil,bu hedefin,hedef olarak adlandırılan yerin seni çağırması,istemesi,kendine çekmesi ve eğer ulaşılabilirse artık bir hedef olmaktan çıkması ve seni kendi parçası kılarak yerleşeceğin yer olması,yerin olması,senin yerinin orası olması gerekiyor.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tam şeyler hakkında konuşmak esasen mümkün değildir,konuşma bir tamamlama çabasıdır,çabanın kendisidir,yürümek çabasının kendine yer bulmak çabası olması gibi böyledir,yeryüzünde her şey tam ve yerinde olsa,etrafındaki her şeyle tam ve sonsuz bir uyum ve aitlik içinde olsa tek bir adım bile atılmasına ihtiyaç kalmazdı,düşünülmez olurdu fakat düşünülüyor çünkü yeryüzünde hiçbir şey tam ve tamam değil,yerinde değil olanları yürümekte bulunmalarından,bu hallerinden anlayabiliriz,tam da bu yüzden zaten sürüyor;yürümek.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hayatımızı sürekli bir kalıba sokuyoruz,hayat da her zaman bu kalıbı bozuyor.
Erdem YayınlarıKitabı okudu
Demansla (alzheimer), aniden uykudan uyandırılmış gibi nerede olduğu bilinmiyor,nesneler,ülkeler,yıllar,insanlar bir şeyin etrafında dönüyordu.Yol bulunmaya çalışılıyor ama başarılamıyordu.Nesneler dönmeye devam ediyor,ölüm,yaşam anılar,rüya gibi halüsinasyonlar,kimseye bir şey ifade etmeyen cümle kırıntıları...
Erdem YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gerçek,yaşın geri gitmeyeceğidir,yaş bir kaydıraktır ve yaşlı biri için en büyük endişe kaydıraktaki yolculuğun çok uzun süre devam etmesidir.
Erdem YayınlarıKitabı okudu
Emine'nin ölümüyle son tutunduğum dal da kopmuş gibi büsbütün boşlukta kaldım.Kaybettiğim şey benim için o kadar büyüktü ki ilk önceleri bunu bir türlü anlayamadım.Ne de hayatımdaki neticesini ölçebildim.Sade içimde simsiyah ve çok ağır bir şeyle dolaştım durdum.Sonra bu haraplığa daha başka bir duygu,bir çeşit kurtuluş duygusu karıştı.Bir baskıdan kurtulmuştum.Artık Emine bir daha ölemezdi,hatta hastalanamazdı da.Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı.Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir,başıma türlü felaketler gelebilirdi.Fakat en müthişi,onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu.Her an onun hastalığının arasından etrafa bakmayacak,o azapla yaşamayacaktım.Korku içimden doğru kabarıp büyümeyecek,dört yanımı kaplayamayacaktı.
Ama senden herhangi bir şeyle aramda köprü görevini üstlenmene gerek olmadığını anlamanı rica ediyorum.Ben seninle mutluyum,böyle herkesten ve her şeyden kopuk.
Aşk nedir,diye düşünmüyorum.Galiba Stendhal,insanların en mühim,en büyük icadı diyor.Zaman zaman herkes bir şeye benzetmiş.Üstüne ciltlerle kitap yazılmış.Halledilmiş bir mesele değil.Var mı yok mu o da meçhul.İnsandan başka hiçbir hayvanda yok...Ben de onu bir şeye benzetmeye çalışsam,olur mu dersiniz? Bir tren düşündüm.İki kişilik bir kompartıman.Öteki yolcunun hangi istasyonda ineceğini düşünmüyorum bile.Ovaları,karlı dağları,akarsuları,kayaları,çölü,vahaları,küçük şehri,trene bakan öküzleri,yolculara ayıp işaretler yapan çoban çocuklarını geçtik.Gözümüze kırların,akarsuların,stepin,küçük kulübelerin,öküzlerin,çoban çocuklarının;kiminin sükûnu,kiminin çağıldayışı,kiminin penceresinin ışığı,uçsuzluğu,kiminin hüznü,hayreti,kıskançlığı çöktü. Hava kararmak üzere.Bir istasyonda duruyoruz.İçimizden güzel şeyler geçiyor,işte yolcu da bindi,söylemeliyiz,konuşmaya başlamalıyız.Seyahat bitmek üzere. Beğenmedim.Ömrü seyahate,aşkı bir durağa,sevgiliyi yolcuya benzetmek de ne oluyor?
Hafıza nazlı,değişken ve önceden tahmin edilmesi güç bir şeydi.
8,7bin öğeden 8,6bin ile 8,6bin arasındakiler gösteriliyor.