Aruoba bu eserinde -belki de kitabında- benlik dediğimiz -yoksa biz desek daha doğru mu tanımlanmış olurdu- varlığımıza dair içsel bir felsefi -belki de duyusal yada didaktik- bir anlatı -ifadelem- yapmıştır. Aruoba Wittgenstein'ın Tractatus Logico-Philosophicus'unu Türkçeye çevirmiş -çeviri de oldukça başarılıdır bana göre- dolayısıyla filoloji,
Bir gün birisi çıkar karşınıza. Öyle sıradan birisi değil, tüm dengenizi altüst edecek birisi.
Size “aradığım aşkı buldum. Zeusun benden ayırdığı eksik parçam tamamlandı” dedirtecek birisi. O da size karşı aynı hisleri duyuyorsa BİNGO :)
Artık tüm aklınız, dikkatiniz hep onun üstündedir. Yanınızda değilken bile bir şeyler yaparken her an
“seni seviyorum” sözünü — o çok önemli sözü— çok sık kullanıyordun : bu beni rahatsız ediyordu ; sanki fazla sık söylenirse , sıradanlaşacak , içi boşalacak , anlamı yitecekmiş gibi geliyordu bana — bir yalana dönüşecekmiş gibi…
bu duygumu anlattım sana ; sen de, “peki söylemeyelim — başka birşey söyleyelim ki öteki anlasın”, dedin.
ben, “şimdi bir martı uçtu” dedim — biliyorsun; daha önce de , “bırak güvercini uçsun” demiştim.
anladın.
anlıyordun."
Acaba bazı şeyleri başka türlü yapamaz, yaşamımı farklı bir biçimde yaşayamaz mıydım - daha az acı çekip, daha az çektiremez miydim...
Bilmiyorum. Belki.
Belki de değil.
Ama şunu biliyorum: Yaşam tek seferliktir. Bir kişi de kim ise odur. Ben de ancak öyle yaşadığım gibi yaşadım; başka türlü yapamazdım. Başka türlü yapabilmeyi ister miydim... Sanıyorum, hayır. Peki o zaman bütün bunları yeniden yaşamak durumunda kalsaydım, bunu ister miydim... Sanıyorum, evet.
Çünkü, başka, olduğumdan farklı bir kişi olmak istemezdim. Bütün yoksunluklarımla, kusurlarımla, bozukluklarımla, ben benim... Yaşamım da böyle olacaktı; zaten de öyle oldu.
Kendi olarak, sana gelen
Sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
Sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
Kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
O, işte..."
Adını kitaplarıyla duyduğum ilk günden beri eserlerini kütüphaneme eklediğim yazarla tanışmam maalesef ki vefatından sonra oldu.
Aforizmalara dayalı felesefi metinleriyle bilinen yazarın De ki İşte kitabı,üçlemenin ikincisi(tümceler-de ki işte-yürüme). Ve eğer üslubunu anlamayı istiyorsanız bu üçlemeyle başlamanızı öneririm.
Sonuç odaklı bi anlatı değil Aruobanın kalemi,süreç odaklı.Düşünceler,aforizmalar,şiir tadında felsefi metinlerle süslüyor soyut dünyamızı,okurken tam cevaba denk geldiginizi sandığınız sırada yeni bir soru doğuyor cevaplardan.Tam bir felsefe adabı. Deyimiyle;
“Felsefe,kişinin,bastığı yeri görmeden,gittiği yönü bilmeden,’kör’ olarak yürümesi gereken yoldur—herhangi bir yere ulaşma beklentisi de olmadan...”
Kitabın bölümlerinden ölüm,yaşam,felsefe üzerine aforizmalar okumak isteyenlere,dünyaların en zengini olan soyut düşünce dünyasını zenginleştirmek isteyenlere tavsiyemdir.
Sevgi ve Muhabbetle..
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20185bin okunma
Kitabın türünü anlamaya çalışırsak biraz şiir, biraz deneme ve bolca felsefe dersek uygun olur. Üç bölüme ayrılıyor: Ölüm(de), Yaşam(ki) Felsefe(işte).
Yaşam ve ölüm hakkında aslında bizim sürekli tekrarladığımız cümleleri şiirleştirerek,edebi bir dille yazarımız aynı şeyleri tekrarlayarak ama farklı bir tarzda, düşündürücü bir şekilde anlatmıştır. Son bölümde felsefe,şiir,psikoloji vs alanları birbiriyle karşılaştırıp,nasıl etkilendiklerini anlatarak felsefecilere de seslenmiş kimlerin felsefeci olup olmadığına, nasıl olmaları gerektiğine değinmiştir. Ayrıca felsefe bölümünde Nietzsche, Hobbes,Epiktetos, Aristoteles gibi bir çok felesefecinin alıntılarını paylaşarak bize felsefi bakış açısını gösterip, felsefenin önemini hatırlatmayı başarmıştır. Demem o ki bu kitapta diğer şiir kitaplarından daha zorlayıcı,sorgulayıcı farklı bir anlatımla karşılaşacaksınız. Okumak isteyenlere iyi okumalar...
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20185bin okunma
Yaşamında, şunları da yaşayabileceksin:-
1) Birisini, ona söyleyecek bir şey bulamadığın için, aramak…
2) Birisini, onu artık görmeyeceğini söylemek için, beklemek…
3) Birisini, onu görmemeye dayanamadığın için, terketmek…
Neler yaşamayacaksın ki!…
"Nietzsche'nin Zerdüşt'ün başına yazdığı söz, bütün felsefe metinleri için geçerlidir : "herkes ve hiç kimse için"... bu da şu demek : anlayabilecek durumda olan herkes anlayabilir; ama, işte, hiç kimse o durumda değil..."