Spoiler içerebilir!!!
Şimdi ilk olarak Victor Hugo zaten gayet güzel yazmış. Betimlemeler, duygular falan gayet güzel yazılmıştı. Hatta idam günün geldiğini öğrenen adamın duyguları o kadar güzel işlenmişti ki! O duygu değişimini yazış şekline hayranım.
Ama bence kitabın vermek istediği düşünce bana göre tam olarak doğru değil. Victor Hugo tüm idamların yasaklanmasını istiyor ve bunu zaten bir çok kez belirtiyor. Bence bütün idamların yasaklanması yanlış bir düşünce. Ama sonradan da dediğime benzer bir şey de diyor. İdamlar yasaklanmalı ve zaten tüm adalet sistemi baştan sona yeniden yapılanmalı. Son kısım doğru ama ben idam cezalarının gerçek gerekçelerle yapılmasımı doğru buluyorum. O konuda bir zıtlaştık kitapla.
Hevesimi kursağımda bırakan bir nokta var ki o da idam makumunun neden cinayet işlediği kimi öldürdüğü ve bu suçun ayrıntılı hali. Adam bir Marki yani soylu ve aynı zamanda genç. Acaba bir kısımda aklıma bir düşünce geliyor babasını öldürmüş olabilir mi? Ama bunu neden yapsın?
Adam ailesini düşünüyor ben ölünce idam edilince onların onuru lekelenicek diyor ama bir cinayet işlerken neden bunları düşünmedi. Cinayet için o kadar da büyük pişmanlık hissetmediğini ve haklı olarak cezalandırıldığını söyledi. O zamana kadar neden ailesini düşünmüyordu orası da ayrı bir muamma.
Can sıkıcı olan durum şu ki bu soruların cevapları asla gelmeyecek ve ben merakta kalmaya devam edeceğim.
Neyse sonuç olarak bence idam mahkumu güzel yazılmış bir kitaptı. Dili yalın ve duygulsrı güzel işlenmişti.
Osmanlı İmparatorluğu gibi üç kıtaya en az üç asır hakim olmuş ve çeşitli milletleri idare etmiş bir devlet için de gizli teşkilata mutlaka ihtiyaç vardı. Nitekim meşhur Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nı İngilizlerin ünlü istihbarat servisinin üstesinden gelecek şekilde kuracaktı.
İslam halifesi Sultan Abdülhamid idam cezalarını sürgüne çevirmişti. Bunun üzerine Midhat Paşa ve ortakları buharlı bir vapurla Taif'e sürülecekti.
Şimdi soruyorum tarihe, elini kanlarına bulamayan Sultan Abdülhamid'e kan dökücü manasına gelen "Kızıl Sultan" yaftası hiç yakıştı mı?
Saray başkatibi Tahsin Paşa'nın hatıralarında; "Sultan Hamid'in müdahale etmediği bir sınıf memuru vardı ki onlarda hakimlerdi." Der. Görüyorsunuz ki Padişah adalet terazisine dokunmuyordu.