Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Başucumda Kitap

Başucumda Kitap
@Tescilliyalniz
Zerreyim, fakat bir Şems-i Sermed isterim. Hiç-ender-hiçim, fakat bu mevcudatı birden isterim." -Bediüzzaman Said Nursi
Öğrenci
Eskişehir
Antalya
341 okur puanı
Haziran 2015 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Yüksek insan dışına değil, içine önem verendir.
Sayfa 54 - YKYKitabı okudu
Reklam
Acaba kafamı çalı süpürgesiyle temizlemek mümkün müdür ?.. Yalnız temiz şeyler kalsın... Fakat süpürge çöplerinden başka bir şey kalmamasından korkarım...
Sayfa 92 - YKYKitabı okudu
Şimdiki zamanda herkes derdi üstünden atmaya bakıyor.
Sayfa 94 - YkyKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senin vücudun bin kubbeli hârika bir saraya benzer ki; her kubbesinde taşlar, direksiz birbirine başbaşa verip, muallakta durdurulmuş. Belki senin vücudun, bin defa bu saraydan daha acibdir. Çünki o saray-ı vücudun, daima kemal-i intizamla (üstün bir düzenle) tazelenmektedir. Gayet hârika olan ruh, kalb ve manevî letaiften kat'-ı nazar, yalnız cesedindeki herbir a'zâ, bir kubbeli menzil hükmündedir. Zerreler(atomlar), o kubbedeki taşlar gibi birbirleriyle kemal-i müvazene ve intizam ile başbaşa verip, hârika bir bina, fevkalâde bir san'at, göz ve dil gibi acib birer mu'cize-i kudret gösteriyorlar. Eğer bu zerreler, şu âlemin ustasının emrine tâbi' birer memur olmasalar; o vakit herbir zerre, umum o ceseddeki zerrelere hem hâkim-i mutlak(mutlak hakim) hem herbirisine mahkûm-u mutlak(mutlak mahkum), hem herbirisine misil hem hâkimiyet noktasında zıd, hem yalnız Vâcib-ül Vücud'a(varlığı kesin olana) mahsus olan ekser sıfâtın masdarı(faili), menbaı(kaynağı), hem gayet mukayyed hem gayet mutlak bir surette olmakla beraber, sırr-ı vahdetle yalnız bir Vâhid-i Ehad'in eseri olabilen gayet muntazam bir masnu-u vâhidi(allahın sanatını) o hadsiz zerrata isnad etmek(dayandırmak); zerre kadar şuuru olan, bunun pek zahir(açık) bir muhal belki yüz muhal olduğunu derkeder.
Evet herkes, kâinatı kendi âyinesiyle görür. Cenab-ı Hak insanı kâinat için bir mikyas, bir mizan suretinde yaratmıştır. Her insan için, bu âlemden hususî bir âlem vermiş. O âlemin rengini, o insanın itikad-ı kalbîsine göre gösteriyor.
Reklam
Ey israflı, iktisatsız; ey zulümlü, adaletsiz; ey kirli, nezafetsiz bedbaht insan! Bütün kâinatın ve bütün mevcudatın düstur-u hareketi olan iktisat ve nezafet ve adaleti yapmadığından umum mevcudata muhalefetinle, manen onların nefretlerine ve hiddetlerine mazhar oluyorsun. Neye dayanıyorsun ki umum mevcudatı zulmünle, mizansızlığınla, israfınla, nezafetsizliğinle kızdırıyorsun?
Sayfa 186Kitabı okudu
Bana: "Sen şuna buna niçin sataştın?" diyorlar. Farkında değilim; karşımda müthiş bir yangın var, alevleri göklere yükseliyor, içinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler… Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat/13
Kabrin öbür tarafındaki endişe-i istikbal her ferdin en mühim mes'elesidir.
Evet bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağacını ve ince bir sap ile koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiç bir şey ağır gelmez.
Reklam
Benim uçmak neme gerek hergiz gönlüm ona bakmaz İşbu benim zarılığım değildürür bir bağ için Uçmak uçmağım dediğin mü'minleri yeltediğin Vardır ola bir kaç huri arzum yoktur koçmak için Bunda dahi verdin bize ol huriyi çiftü helal Ondan geçti arzum tamam arzum sana ermek için Sufilere ver sen onu bana seni gerek seni Haşa ben terkedem seni şol bir evle çardak için
Risale-i Nur
Pek çok yara, bere içinde epey müddet kaldığı halde, o hastalığın azîm mükâfatını düşünerek kemal-i sabırla tahammül edip kalmış. Sonra yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i İlahiyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri için, o vazife-i ubudiyete halel gelir düşüncesiyle kendi istirahatı
"Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim, fakat bir Şems-i Sermed isterim. Hiç-ender-hiçim, fakat bu mevcudatı birden isterim."
Eğer şu dünya hayatına müştaksan(ilgiliysen), mevtten(ölümden) kaçarsan kat'iyyen bil ki: Hayat zannettiğin hâlât, yalnız bulunduğun dakikadır. O dakikadan evvel bütün zamanın ve o zaman içindeki eşya-i dünyeviye, o dakikada meyyittir, ölmüştür. O dakikadan sonra bütün zamanın ve onun mazrufu, o dakikada ademdir, hiçtir. Demek güvendiğin hayat-ı maddiye, yalnız bir dakikadır.
Rabbimizin “Rahmân” ismi öyle bir isimdir ki, tüm isim ve sı-fatları buna bağımlıdır. Meselâ Allah “Hâdî” dir, kullarını hidâyet edicidir, ama bu ismi Rahmân ismine bağlıdır. Yâni eğer Rabbimiz Rahmân olmasaydı, sonsuz merhamet sahibi olmasaydı kullarını hi­dâyete ulaştırmazdı. Veya meselâ Rabbimiz “Rezzâk” dır, tüm ya­ratıklarını doyurup besleyendir, ama eğer Rahmân olmasaydı hiç kimseye rızk vermezdi. Öyleyse Rabbimizin tüm isim ve sıfatlarının başı bu “Rahmân” sıfatıdır.
257 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.